T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır; HIızlı ve İstikrarlı Büyüyen AR-GE ve İnovasyon Ekosistemimizle, Yüksek Teknolojili Sektörler Sanayi Üretimimizde Pozitif Şekilde Öne Çıkıyor

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürüttüğümüz “Millî Teknoloji Hamlesi” doğrultusunda, teknoloji geliştirme ve üretim alanlarında tarihî atılımlar gerçekleştirdik. Bugün; özel sektörümüz bünyesindeki 1.600’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendis ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştirerek, teknoloji odaklı kalkınma vizyonumuza güç katıyor.
Sayıları 110’a ulaşan teknoparklarımızda, 11 bin 500’den fazla firmamız inovasyon odaklı çalışmalar yürütüyor. Hızlı ve istikrarlı büyüyen Ar-Ge ve inovasyon ekosistemimizle, yüksek teknolojili sektörler sanayi üretimimizde pozitif şekilde öne çıkıyor. Yıllık 1,2 milyar dolardan 16 milyar dolara yükselttiğimiz Ar-Ge harcamalarımızın 3’te 2’si özel sektörümüz tarafından gerçekleştiriliyor.
İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge ekosistemiyle, katma değer üreten öncü Türkiye’nin temellerini attık. Mühendislerimiz ve teknisyenlerimizin alın ve akıl teriyle; kendi SİHA’larını, eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, elektronik harp sistemlerini ve füzelerini geliştirip üretebilen bir ülke konumuna ulaştık. Dünya SİHA pazarında liderlik koltuğuna oturduk. Türkiye’nin otomobili Togg’la milletimizin 60 yıllık yerli ve milli otomobil hayalini gerçeğe dönüştürdük. Uydu teknolojisindeki tasarım, test ve mühendislik kabiliyetlerimizin eseri; yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6A devreye alındı.
Bu başarılar, Türkiye’nin bilim ve mühendislik sahasında ulaştığı yüksek yetkinliği ortaya sererken; aynı zamanda geleceğin mühendislerine, bilim insanlarına ve girişimcilerine ilham veren birer sembol haline geldi.
Güçlü Ar-Ge ve inovasyon yetkinliğimiz, ülkemizin sahip olduğu eşsiz potansiyel ve dinamizm; bize katma değerli üretim ile yüksek teknolojide daha da ileri gitme cesaretini kazandırıyor. Bu doğrultuda ihracata dönük, yüksek teknoloji odaklı yeni yatırımlar için yeni teşvik mekanizmalarını devreye alıyoruz.
Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programımızla; dış ticaret açığımızın yüzde 85’ini oluşturan 284 ürünün ülkemizde üretimi için uygun koşullarda, uzun vadeli finansman sağlıyoruz. Tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programı HIT-30 ile, 2030 yılına dek 30 milyar doların üzerinde devlet desteğiyle Türkiye’yi yüksek teknoloji yatırımlarının cazibe merkezi haline getiriyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın katkılarıyla yürürlüğe giren yeni teşvik sistemimizle, Millî Teknoloji Hamlesine ivme kazandıracak yatırımlara en güçlü destekleri sunuyoruz. Bu doğrultuda, teknoloji seviyesi yüksek ve katma değerli 1058 öncelikli ürüne yönelik yatırımlar için Ar-Ge’den seri üretime, uçtan uca bütüncül bir destek mekanizması oluşturuyoruz.
Ülkemizin, teknoloji üretme ve geliştirmede gerçekleştirdiği atılımları sürdürülebilir kılmak adına; firmalarımızın Ar-Ge alanında attığı adımları ölçmek ve değerlendirmek büyük önem taşıyor. Bu bağlamda, Ar-Ge 250 – Türkiye’nin En Çok Ar-Ge Harcaması Yapan Şirketleri araştırması, özel sektörümüzün Ar-Ge kapasitesini somut verilerle ortaya koymakta; ülkemizin teknoloji üretme kabiliyetine ve geleceğe dönük potansiyeline ışık tutuyor. Söz konusu çalışma, firmalarımızın Ar-Ge’ye verdikleri önemin ve bu alanda gösterdikleri ilerlemenin bir belgesidir.
Ar-Ge 250 araştırmasında yer alan tüm firmalarımızı, ülkemizin bilim ve teknoloji temelli kalkınmasına sundukları katkılardan dolayı gönülden kutluyorum. Daha fazla üretim, daha fazla yenilik ve daha güçlü bir Türkiye için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
HIZLI VE İSTİKRARLI BÜYÜYEN AR-GE VE İNOVASYON EKOSİSTEMİMİZLE, YÜKSEK TEKNOLOJİLİ SEKTÖRLER SANAYİ ÜRETİMİMİZDE POZİTİF ŞEKİLDE ÖNE ÇIKIYOR.
Teknolojik dönüşümün hızla gerçekleştiği bir süreçten geçiyoruz. Yapay zekâdan biyoteknolojiye, dijitalleşmeden sürdürülebilir enerji çözümlerine geniş bir eksende ortaya çıkan gelişmeler; üretim süreçlerinden istihdama, yaşam biçimlerinden küresel rekabet dinamiklerine uzanan birçok alanda, köklü değişimleri beraberinde getiriyor. Böylesi bir tabloda bilimsel teknolojiyi geliştirme ve uygulama yetkinliği; ülkelerin refah düzeyini ve küresel rekabet gücünü tayin ediyor.
Kaynak ARGE 500 Araştırması