Türkiye, üçüncü çeyrekte yüzde 1.6 büyüdü
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin gayri safi yurt içi hasıla verilerini açıkladı. Türkiye ekonomisi, üçüncü çeyrekte yüzde 1,6 büyüdü. Beklenti büyümenin yüzde 2 seviyesinde gerçekleşeceği yönündeydi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) üçüncü çeyrekte zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1.6 arttı. Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH üçüncü çeyrekte önceki döneme göre yüzde 1.1 azaldı. GSYH bugün revize edilen verilere göre ilk çeyrekte yüzde 7.2, ikinci çeyrekte ise yüzde 5.3 büyüdü. Büyümedeki ivme kaybı üçüncü çeyrekte ise belirginleşti.
TL'deki sert değer kaybı, finansal koşullardaki sıkılaşma ve iç talepteki yavaşlamanın etkisiyle üçüncü çeyrekte ekonomideki büyüme hızı yüzde 1.6'ya yavaşlarken, beklentiler yavaşlamanın yerini bu yılın son çeyreğinde daralmaya bırakması yönünde.
TÜİK verilerine göre 2017 yılı üçüncü çeyrekte büyüme yüzde 11.5 seviyesindeydi. Sektörel veriler incelendiğinde 2017 üçüncü çeyrekte yüzde 18.8 büyüyen inşaat sektörü bu yıl üçüncü çeyrekte yüzde 5.3 daraldı.
İmalat sanayinde ise bir önceki yıl aynı dönem yüzde 16.8 büyüme yerini bu yıl üçüncü çeyrek için yüzde 0.6 büyümeye, hizmetler sektöründe ise yüzde 21.8 büyüme yerini yüzde 4.5'e büyümeye bıraktı.
Verilere göre hanehalkının nihai tüketim harcamaları, 2018 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 1.1 artış gösterdi. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 7.5 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 3.8 azaldı.
İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, "Ağustos'ta finansal piyasalardaki dalgalanmanın ve sıkı parasal duruşun tüketim ve yatırım iştahına yansıdığını görüyoruz. Öte yandan net ihracatın katkısının artı olması dengelenme sürecini doğruluyor" dedi ve ekledi: "Net ihracattan gelen katkıda ihracatın desteği kadar iç talepteki yavaşlamanın ithalata yansıması etkili oldu. Yılın son çeyreğinde parasal sıkılaşmanın finansal koşullar üzerinde yarattığı olumsuz etki, TL'deki değer kaybının yatırım ve tüketim iştahını azaltması ve yüksek enflasyon etkisiyle büyümede daralma öngörüyoruz."