Amerika’nın asıl krizi start up’lar
ABD’nin başarı hikayesi yazılsa herhalde girişimcilik ve yeni girişimlerin önemi büyük olur. Bugün dünyada yeni girişimciliğin en çok teşvik edildiği ve girişimcilerin finansal kaynaklara en kolay ulaşabildiği ülke ABD’dir desek yanıltıcı olmaz. Ancak son yıllarda bu etkin büyüme motorunda arızalar gözlemleniyor. Amerika’da start-up’ların yarattığı iş sayısında ciddi bir azalma yaşanıyor. 1999 yılında 4.7 milyon iş yaratan start-up’lar, 2012 finans yılında yarattığı iş sayısı sadece 2.7 milyonda kaldı.
Bunda en önemli rolü finans krizinin ardından start-up'ların fonlara ulaşma kolaylığının kısıtlanması oldu. Kriz sonrası ABD hane halkı gelirlerinde yüzde 40’a varan gelir erimesi yaşandı. Start-up sermayelerinin yüzde 70 oranında tasarrufla kurulduğu göz önüne alındığında bu start-up’ların iş yaratma kapasitesini olumsuz etkiliyor. Ayrıca son yıllarda “Obamacare” etrafında Washington’da dönen politik tartışmaların yeni şirket kurmanın maliyetinin artmasıyla sonuçlandığını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Bütçe ve borçlanma krizini çözen ABD’de uzun vadeli tartışma konusu girişimcilik ve istihdam olacak gibi gözüküyor. Asıl hedeflerinin istihdamı artırmak olduğunu sürekli dile getiren FED ve Başkan Obama'nın yeni girişimleri de mercek altına almaları gerekecek.