AR-GE 250


Anormal reklamcılar, şirketler için keşfe çıktı

Ersin Kaplan

ABD’de yapılan yeni bir çalışma Mad Men dizisinin gerçek hayattan kopuk olmadığını, reklamcıların gerçekten “uçuk kaçık” kişiler olduğunu ortaya koydu. Bu uçuk kaçık kişiler şirketlerin sosyal medya deryasında kaybolmamasını sağlıyor.

Şirketlerin bireyler kadar hızlı bir şekilde sosyal medyaya ayak uyduramadıkları kesin. Henüz şirketler bir Twitter ya da Facebook profillerinde Barack Obama, Lady Gaga ya da Hilal Cebeci kadar takipçi toplayamıyor. Dahası muhtemelen Twitter dünyasında marka profilleri “Marka” adlı listelere tıkılarak rafa kaldırılıyor. Yine de çölde vaha gibi birkaç başarılı kampanyaya tanıklık etmek mümkün. Örneğin Nokia’nın Türkiye’de Facebook’tan sorduğu “Cep telefonunuzun hangi özelliğinin sevgilinizde olmasını istersiniz” sorusu sosyal medyayı harekete geçirmek için küçük ama yeterli bir kampanya oldu (cevapların çoğunluğunun “sessize alma” özelliği olduğunu belirtmemize gerek yok!).

Ancak Nokia örneği henüz istisnai. ABD’de yapılan bir araştırma sosyal medyadaki marka postlarının henüz sıradan vatandaş tarafından takip edilmediğini ortaya koyuyor. Heat reklam ajansı ve iThink şirketinin araştırmasına göre reklamcı profesyonellerin yüzde 71’i markaların Facebook postlarını, yüzde 92’si ise Twitter postlarını takip ediyor. Genel nüfusta ise bu oranlar sırasıyla yüzde 23 ve 33. Burger King’in dijital medya kampanyası reklamcılar arasında yüzde 70 bilinirlik oranına ulaşırken tüm nüfus içinde sadece yüzde 8’de kalıyor.

Bu sonuçlar bir bakıma şirketlerin dijital medyanın nabzını tutamadığına ama sosyal medyada reklamcılardan faydalandığına işaret. Reklamcılar ise bir kaşif gibi bu alanı keşfederek daha isabetli kampanyalar çıkarmaya başlıyor. Fast Company’ye göre reklamcıların sosyal medyanın şifrelerini çözebilmesi onların “anormal” insanlar olmasından kaynaklanıyor. Aynı araştırmaya referans veren dergi yine sıradan insan-reklamcı kıyaslamasında ilginç tespitlerde bulunuyor. İşyeri partilerinde reklamcıların aşırı içkiden sarhoş olmaları yüzde 39 oranında gerçekleşirken reklamcı olmayan kişilerde bu oran yüzde 9’a düşüyor. Kısacası markaların sosyal medya iletişimleri sıradan olmayan bu kişilerin elinde. Ama bu kötü bir şey değil. Yavaş yavaş inovatif yollarla reklamcılar marka-sosyal medya iletişimini kuran yolun kaldırım taşlarını döşüyor.