Dijital okuryazarlık verimliliğin anahtarı
CA Technologies, dünya çapında 615 CIO ile yapılan araştırmayla, yönetim kurulu seviyesinde dijital okuryazarlığın yetersiz olduğunu ortaya koydu.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) için Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştiren CA Technologies EMEA Başkanı Marco Comastri, ‘CA Profesyonel Dijital Okuryazarlık Araştırması’ sonuçlarını Türkiye’deki şirketler için değerlendirdi. Comastri CIO’ların, şirketlerde teknolojinin yönetime sağlayacağı eğitim katma değerini ortaya koymada oynadığı yaşamsal rolün altını çizdi.
Türk iş dünyası liderlerinin dikkatini ‘teknolojinin işletmelerdeki önemi ve değerini kavrama’ konusuna çeken CA Technologies EMEA Başkanı Marco Comastri, CA’in yaptırdığı araştırmaya göre, şirket üst yönetiminde dijital okuryazarlık eksikliği, şirket verimlilik ve büyümesinin önünde büyük bir engel oluşturuyor. Marco Comastri, araştırma hakkında yaptığı değerlendirme çerçevesinde şunları söyledi:
“Türkiye’deki CIO’lar, dijital stratejik düşünme yaklaşımları ve karar verici düzeyindeki müzakere avantajları nedeniyle yönetim kurulunda güçlü bir pozisyonları bulunuyor. Buna rağmen, CIO’ların yarısından fazlası, üst düzey iş stratejilerinin oluşmasında katılımcı olarak yer almıyor. Kıdemli profesyonel yöneticiler seviyesinde dijital okuryazarlıkta yetersiz kalma durumu, pazardaki gelişmelere karşı atak davranamama, iş ve yatırım fırsatlarının kaçırılabilmesi, zayıf bir rekabetçilik anlayışı ve pazara anında müdahale edememek gibi sorunları da beraberinde getiriyor.”
Araştırmada CIO’ların bir bölümü bilgi teknolojilerinin işin büyümesine olan etkisini değerlendirme konusunda yönetimlerin yetersizliklerine dikkat çekerken; yüzde 37’si ise BT’nin şirket büyüme stratejilerine destek olacak şekilde kullanılmadığını söylüyor.
CA Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar ise CIO’ların değişmesi gereken rolleri ve şirketlerin büyümesine olan katkılarıyla ilgili şu yorumu yaptı:
“Türkiye’de bu anlamda daha şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle Finans ve Telekom sektöründe üst düzey yöneticiler teknolojinin işlerine katkısını görüp, CIO’larına hem yatırım imkanı veriyor hem de karar süreçlerine dahil ediyor. Türkiye’deki bankaların Avrupa ve Amerika’daki rekabetine göre daha avantajlı olmasında da bu anlayışın önemli etkenlerden biri olduğunu düşünüyorum. Ancak tabii ki, Türk şirketleri arasında da bu konuya daha fazla önem vermesi gereken yöneticiler de halen var.
Teknolojinin otomasyonla sınırlı kalmayıp, şirketlerin yaratıcı ve daha verimli yöntemler ve iş yapış şekilleri geliştirebilmelerine olanak tanıyan bir araç olduğunun üst yönetim tarafınca görülmesi, her geçen gün önem kazanmaktadır. Bunu farkedip, teknoloji imkanlarından daha etkili şekilde yararlanan yöneticiler, firmalarının performansını ve rekabet gücünü arttırmak konusunda avantaj sağlayıp, bir kaç adım öne geçmektedirler.”