Dünyada ucuz enerji dönemi bitti
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da konferansın açılışında yaptığı konuşmada, 2013 yılında 7 bin megawat üzerinde kurulu gücün devreye alındığını, bu rakamın 13 ülkenin toplam kurulu gücüne denk geldiğini söyledi. Yıldız, “Türkiye’de özel sektörün büyümesini destekliyoruz. 12 yıl önce özel sektörün payı yüzde 32 iken, bugün kamunun payı bu düzeye geriledi” dedi. Konferansın ev sahipliğini üstlenen Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da “Son on yılda enerji sektöründeki olumlu çabalar ve politikalarla gerçeğe dönüşen istikrarlı ve güvenilir ortam, önemli uluslararası ve ulusal şirketlerin Türkiye’de enerji sektörüne ciddi yatırımlar yapmasını sağladı. Enerji sektörünün aktörleri olarak son derece hassas olmalıyız. Özellikle düzenleyici kurumların ve karar verici otoritelerin gerekli düzenlemeleri geciktirmeden hayata geçirmeleri, oluşturulan küresel güven ortamını bozmamaları adına hayati bir öneme sahiptir” diye konuştu.
Devletlerin varlığı artıyor
IICEC Yönlendirme Kurulu Fahri Başkanı ve Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Dr. Fatih Birol, dünyada ucuz enerji döneminin sona erdiğine dikkat çekerek, “Bir birim enerji üretme maliyeti son 10 yılda iki katına çıktı. Yatırımcıların işi, jeopolitik gelişmeler, iklim değişikliğine uyum ve kamuoyu etkisi gibi nedenlerle giderek zorlaşırken, devletlerin enerji sektöründeki rolü de artıyor” şeklinde konuştu. Konferansa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bir mesaj gönderdi: “Türkiye’nin enerji talebinin 2023 yılında bugünkü değerinin iki katına çıkması bekleniyor. Bu gerçekten hareketle hazırlanan Türkiye’nin çok boyutlu enerji stratejisi, enerji kaynaklarının ve güzergâhlarının çeşitlendirilmesini, yerli, yenilenebilir ve nükleer enerji kaynaklarının kullanımını desteklemeyi, ayrıca enerji verimliliğini artırmayı öngörüyor. Orta Doğu, Rusya, Kafkasya, Orta Asya ve OPEC merkezli enerji üretiminin seyri, Irak gibi küresel enerji dengelerini etkileme potansiyeli bulunan aktörlerin yükselişi, Latin Amerika, Meksika, Çin ve Avustralya’da devasa rezervler bulunduğu tahmin edilen ‘kaya gazı’ çıkartma teknolojisinin nasıl gelişip yaygınlaşacağı gibi faktörlerin tüm bu gelişmelerle bir arada değerlendirilmesi, bütüncül bir enerji güvenliği tartışması bakımından önemli”.