Ekonominin bel kemiği olan KOBİ’ler tarihinin en büyük sınavını veriyor
Koronavirüsün (Covid-19) etkileri küresel ölçekte hissedilirken KOBİ’lerin, salgının ekonomiye etkilerini azaltmak adına devletin aldığı önlemlerin yanı sıra bankaların verdiği destekleri yakından takip edip, koronavirüs sonrası döneme hazırlanmaları gerekiyor.
Dijitalleşme ve elektronik ticaret konularının önem kazandığı pandemi dönemiyle beraber, KOBİ'lerin yeni dünya düzeninde stratejilerini belirlerken ve doğru kararlar alabilmeleri için dünyadaki teknolojik gelişmeleri yakından takip edip uyum sağlamaları gerekiyor.
Koronavirüs salgını, küresel çapta bir sağlık krizine yol açmasının yanı sıra hiç kuşkusuz ekonomileri de ciddi ölçüde etkilemeye devam ediyor. Koronavirüsle başlayan yeni süreçten en az zararla çıkmak ve ekonomideki etkinliklerini devam ettirebilmek için arayışlarını sürdüren KOBİ’ler için hükümet 1,5 aylık dönemde KOBİ'lere 150 milyar TL destek sağlarken finans kurumları da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam ediyor.
Bu durumda şu sorulara yanıt aranıyor:
KOBİ’lerin koronavirüsün ekonomik etkileri ile mücadelede öncelikli beklentileri arasında neler yer alıyor?
- Koronavirüs salgınını ciddi bir tehdit olarak gören KOBİ’ler bu süreç sonrasında nasıl bir yol haritası belirlemeli?
- Finansmana erişim, kredi, çek ve borçlarında erteleme bekleyen KOBİ’lere verilecek destekler neler?
- KOBİ’lerin koronavirüs ile ilgili edindiği bilgiler planlama ve kriz yönetimi yapması için yeterli mi?
e-ticaret, bir adım daha öne geçti
Covid-19 hemen hemen bütün sektörleri etkilerken hiç kuşkusuz bazı sektörler bu süreçte avantajlı bir konuma geçti. Salgın sürecinde; gıda, sağlık ekipmanları, temizlik ve hijyen ürünleri üreten firmalar bu süreçte avantajlı duruma gelirken; elektronik ticareti kullanan, online alışverişe yönelmiş ve dijitalleşme sürecini belirli bir aşamaya getirmiş KOBİ'ler bu süreçte avantaj elde etti. Hatta pandemi, söz konusu bu firmalar için ciddi bir fırsata dönüşmüş durumda. Bundan sonraki süreçte ekonomik şartları konuşurken, firmaların alacağı pozisyonları, izleyeceği stratejileri belirlerken, dijitalleşme ve elektronik ticaret konularının diğer alanlara göre önem kazanacağı su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
"KOBİ'lerin süreci en az hasarla atlatması için desteklerden yararlanmaları önemli
Türkiye’de salgının KOBİ’ler üzerinde olumsuz etki yaratmasının önüne geçmek için alınan COVID-19 önlemleri, 18 Mart 2020’de sunulan destek paketi ile başladı. KOBİ destek paketinin içeriğinde yer alan önlemler ise şu şekilde sıralandı;
- Perakende, AVM, yiyecek-içecek, sinema ve tiyatro, konaklama, tekstil-konfeksiyon, lojistik, ulaşım, otomotiv, organizasyon ve demir-çelik sektörlerinin Nisan- Haziran 2020 arasındaki SGK prim ödemeleri 6 ay ertelenecek.
- Asgari maaş desteği devam edecek.
- Kısa Çalışma Ödeneği devreye alınacak.
- İş Kanunu’na göre, işyerlerinde zorunlu nedenlerle iş durmuşsa, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyeri tatil edilmişse veya benzeri nedenlerle normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılmışsa veya işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi halinde, işveren eksik çalışılan sürelerin daha sonra telafi edilmesini isteyebilecek. Telafi Çalışması olarak adlandırılan bu uygulamanın süresi 2 aydan 4 aya çıkarılacak.
- Konaklama Vergisi, Kasım 2020’ye kadar alınmayacak.
- 25 milyar TL (3,35 milyar ABD doları) olan Kredi Garanti Fonu limiti 50 milyar TL’ye (7,70 milyar ABD doları) çıkarılacak.
- İhracatçılara stok finansmanı desteği sağlanacak.
Süreç içerisinde KOBİ’lerin yükünü hafifletmek adına bazı destek paketleri gündeme gelirken KOSGEB de diğer kamu kurumları gibi KOBİ'lerin ekonomik yüklerini hafifletecek adımlar attı. Bu anlamda kurum vasıtasıyla kredi kullanan işletmelerin kredilerini üç ay ötelendi.
Vakit nakittir
KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt yaptığı açıklamada; COVID-19 salgınını KOBİ'lerin yara almadan atlatabilmelerinin; bağışıklıklarını koruyarak, kriz sonrası ortaya çıkacak fırsatları daha iyi değerlendirebilmeleri ile mümkün gözüktüğünü ifade etti. Uzkurt, bu anlamda bu işletmelerin en başta devletin, kamu bankalarının ya da özel bankaların vermiş olduğu destekleri iyi takip edip, bunlardan en az hasar görecekleri şekilde yararlanmalarının önemli olduğunu dile getirdi.
Bu noktada tüm dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak, KOBİ’lerin doğru ve hızlı karar verme yeteneklerini geliştirmeleri öneriliyor. Şirket yapısının günümüz dünyasında teknolojik dönüşüme uyumlu ve gerekliliklerini sağlamış olması da bir başka önemli nokta olarak karşımızda duruyor. Uzmanlar; yeniden yapılanma, finans ve insan kaynakları gibi departmanları oluşturmak ve gerçek anlamda kurumsal bir yönetim sağlamak, ticari alacak sigortası gibi güvenli ticaret araçlarını kullanmak, stok ve maliyet yönetimine daha fazla özen göstermek, dijital ortamda var olabilmek gibi adımları atmak için de en doğru zamanda olduğumuza dikkat çekiyor.
Sektör koşulları bir yana bırakıldığında, iş dünyasının bir kısmı dijitalleşmede önemli mesafe kat etmişken, büyük bir kesiminin de dijital dönüşüm için kaynak ayırmak kadar bilgi transferine de ihtiyaç duyduğu görülüyor.
Bazı uzmanlar ise pandemi dönemini KOBİ’lerin hasarsız atlatabilmesinin yolunun nakit yönetiminden geçtiğine vurgu yapıyor. Bu noktada; KOBİ’lerin nakit odaklı olmaları gerekirken aynı zamanda değişen iş modellerine ve “yeni normal” ile birlikte ortaya çıkabilecek fırsatları değerlendirmek için hazırlıklara başlamaları giderek önem kazanıyor. KOBİ’lerin bu süreçte iş gücü ve işçi sağlığı yönetiminden tedarik zinciri yönetimine, müşteri ve markanın korunmasına kadar pek çok alanda sorun çözecek bir kriz yönetim ekibi kurmaları da ciddi önem taşıyor.
Kontrollü büyüme önemli
KOBİ’lerin virüse karşı aldığı önlemler oldukça önemliyken kontrolsüz bir büyüme yerine doğru alıcılarla, müşterilerle doğru işler yaparak kontrollü bir büyüme sağlamaları gerekiyor. Birçok şirketin virüs dolayısıyla finansal tabloları ve nakit akışları zayıflayacağı, dolayısıyla iş yapılacak şirketlerle ticari güvenliği sağlamak KOBİ’lerin önümüzdeki dönemde yeni normali haline geleceği ifade ediliyor.