“En Az İki Yıl Var”

En Az İki Yıl Var
Barış Soydan

Finans sektöründe bir alan düşünün ki Türkiye’de son beş yılda yüzde 250’ler düzeyinde büyümüş olsun. Tek bir şirket pazarı hızla büyütsün ve bunu gören dünyadaki iki büyük rakibi de kendisini takip ederek Türkiye pazarına arz-ı endam etsin. Bu şirketin adı, alacak sigortasında özel şirketler arasında yüzde 60’lık pazar payı ile liderliği elinde bulunduran Coface Sigorta. Ocak 2007’den beri Türkiye’de kurulu bir şekilde poliçe kesmeye başlayan şirket 2011’i de yüzde 40 seviyelerinde bir büyümeyle kapattı. Dünyanın ekonomik sistemindeki yanlışları yorumlayan genel müdiresi Belkıs Alpergun’a göre Avrupa’nın en büyük problemi üretimsizlik.

TURKISHTIME: Krizin şirketiniz üzerindeki etkisi ne oldu?

BELKIS ALPERGUN: 2008’in son ayı ile 2009’un ilk üç ayında bankaların kredi musluklarını kesmesiyle birlikte bize ardı ardına hasar bildirimleri gelmeye başladı. Biz normalde ayda 15 ila 25 arasında hasar bildirimi alırız. Bu dönemde hasar bildirimleri 100’ün üzerine çıktı. 2009’un nisan ayından itibaren, önce hasar bildirimleri azalmaya başladı, sonra da hasarlı poliçelerdeki problemlerini çözmeye başladık. Bu dönemde 800’a yakın dosya takip edildi. Bunlardan ümitsiz vaka diyeceğimiz yüzde 10 bile olmadı. 2008, 2009, 2010 döneminde toplamda 53-55 milyon arasında hasar ödemesi yaptık.

Türkiye, 2002 sonrası önemli adımlar atarak 25, hatta 30 yıla varan enflasyonist ortamdan daha yeni çıkıyor.

Türkiye’nin ekonomik durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye, krize karşı koymak konusunda Amerika ve Avrupa’dan çok daha tecrübeli. Coface’ın ülke derecelendirmesi bulunuyor, ama diğer derecelendirme kuruluşlarından biraz farklıyız. Ülkedeki şirketlerin ticari borçlarını zamanında ödeme kapasitelerine ilişkin olarak ticari ortam değerlendirmesi yapıyoruz. Coface, Eylül 2010’da Türkiye’yi A4 seviyesine çıkararak yatırım yapılabilir seviyeye getirdi. Bu, diğer derecelendirme kuruluşlarının BBB+ seviyesine denk geliyor. Bunu biz diğer kuruluşların not artırımlarından bir yıl önce yaptık. Çünkü 2007’de Cafoce Sigorta’nın kuruluşunnda Türkiye’deki ticari ortamı yakından gözlemleme fırsatı yakalamıştık. Türkiye’nin ne kadar kısa sürede normal bir ortama dönebildiğini net olarak gözledik.

Diğer ülkelerde manzara nasıldı?

Diğer Coface’lar bizim kadar şanslı değillerdi. Onlarda semptomlar daha geç başladı, ama daha uzun sürdü. Avrupa’da ve doğal olarak bazı Kuzey Afrika ülkelerinde böyle oldu. Yunanistan ve Tunus bunlara örnek...

2011’i genel olarak değerlendirir misiniz?

2011 güzel başladı. 2010 kadar iyi geçmeyeceği tahmin ediliyordu. Bazılarımız Avrupa’nın bu sorunu sürüncemede bırakmayacağını düşünüyordu. Ama şimdi Avrupa’ya bakınca Amerika’nın problemleri hafif kaldı. Avrupa’nın şu anda en büyük problemi üretimsizlik gibi görünüyor.

Türkiye gibi hızlı etkilenme, çabuk iyileşme gösteren başka ülkeler var mı?

Brezilya, Güney Afrika, Polonya bu ülkeler arasında sayılabilir. Borçluluk oranları veya genel olarak yurtiçi ticaretin canlılığı bu durumu etkileyen unsurlar. Türkiye’nin şanslı olduğu konulardan birisi de yurtiçinde canlı bir ticaretin olması.

Önümüzdeki dönemin nasıl yaşanacağını düşünüyorsunuz?

Kriz ilk patladığı zaman bunun en az 5 yıl sürecek zorlu bir süreç olduğunu düşünmüştük. Yani önümüzdeki hala en az 2 yıllık bir zorlu süreç var.

Türkiye’de finansal yapıyı nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’nin krizden etkilenmemesinin en önemli nedeni çok basit ve net bir finansal piyasasının olmasıydı. Sonuçta Türkiye, 2002 sonrası önemli adımlar atarak 25, hatta 30 yıla varan enflasyonist ortamdan daha yeni çıkıyor. 1990’dan beri bankacılığın içinde yaşamış birisi olarak çok net söyleyebilirim ki hiç aklımıza gelmeyecek bir yerdeyiz. Ben üç aylık mevduata yüzde 180 faizin verildiği dönemi hatırlıyorum. Böyle bir enflasyonist ortamda bir şey yapamazsınız. Türkiye’de enflasyon bitti, regülasyonlar yerine oturdu. Çünkü bankacılık piyasasındaki düzensizlik yüzünden çok çektik. Ne zamanki sektör yeni bir şeyler yapmaya yöneldi, o zaman da kriz patladı. Şu anda şunu sormak gerekiyor: Bankacılık piyasası Türkiye’de hep böyle düz ve sorunsuz gider mi? Tabii ki gitmez, ama yeni düzen çerçevesinde basitlik ve netlik yine de hakim olmak zorunda.

Kapitalizm kritiği yapmanızı istesek...

Sistem insan için olmak zorunda. Önemli olan denge. Yüzde 99, yüzde 1 için çalışırsa zaten bu denge bozulur. Bu bilgi çağında artık herkes her şeyi görebilir. Bir ülkenin sadece yüzde 1’inin inanılmaz bir zenginlikten faydalanabildiğini gördüğünüz bir sistem yürümez. Kapitalizmden, her şeyi kendine yontan bir sistem çıkarırsanız bu işin yürümesi tabii ki zor. İnsanlara seçme özgürlüğü vermelisiniz. Bu bilgi çağında hiçbir şey gizli kalmıyor.

Wall Street protestocuları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Biraz daha organize olmaları gerekirdi diye düşünüyorum. Kesinlikle olması gereken bir şey. Yıllarca anlamadım ve hala anlamıyorum. Çocuklarımız Amerika’ya gidip okudu. Daha sonra yine sabah 7’den gece 11’lere kadar onları köle gibi gören büyük finans kurumlarında çalıştılar. Neden? Finansın dışında çalışacak yer mi yok? Yok… Yoktu… Öyle şartlanmışlardı. Ama artık var. Dünyada da Türkiye’de de çok iyi yetişmiş bir potansiyel var. Bu insanların finans dışında bir takım yerlerde istihdam ediliyor olması lazım. O iyi yetiştirilmiş gücü artık reel sektör kullanmak zorunda. Kötü mü finans sektörü? Hayır. Ama ne kadar yetişmiş çok insan seçilirse o kadar problemli hale geliyor. Ondan sonra da olmayan şeyler yaratılmaya çalışılıyor.

COFACE NE HIZDA BÜYÜDÜ?

Coface’da 2006-2007 döneminden başlayarak hızlı bir gelişme oldu. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da büyüme son beş altı yılda oldukça hızlı oldu. Coface dünyada son 10 yılda zannediyorum yüzde 700’ü aşkın büyüdü büyüdü. Bu büyümeyi de büyük ölçüde organik bir biçimde gerçekleştirdi. Coface’ın şu anda Türkiye’de 28-30 milyon lira düzeyinde bir prim büyüklüğü var. Bu limitlere ulaşmamız nispeten kısa sürede oldu. 2009’da bir negatif büyüme söz konusu oldu, ama toplamda yıllık ortalama yüzde 45’ten az büyümemiş olduk.

KRİZDEN NASIL ETKİLENDİLER?

Negatif bir dönem yaşadık, ama 2007’den bu yana Türkiye’de sonuç olarak yüzde 250’lerin üzerinde büyüdük. Krizde portföy iyileştirmesine gittik. Şu anki müşterilerimizin hepsi vadeli ticari borçlarını zamanında ödeme kapasitesine göre derecelendirilmiş durumda.