En büyük fırsat network'ten gelir

Yekta Özcan Özözer

General Electric’in efsanevi lideri Jack Welch’in hayat hikayesinde GE’de çalıştığı sekiz senenin sonunda istifa kararı alır ve tam istifa mektubunu vermek üzere giderken bir benzin istasyonunda ilk patronu ile karşılaşır. Patronu onu GE Plastik bölümüne davet eder. Welch istifadan vazgeçer; GE Plastik bölümüne girer ve hızla yükselir. Kısa zaman içinde GE’nin CEO’luk görevine gelir. İlk patronu ile hep ilişkilerini iyi tutmuş olan Welch’in kitapta “hayatımın belki de en önemli dönüm noktası idi” diyor.

Değişik konferanslarda genç yeteneklere verdiğim konuşmalarda her zaman aktif bir network sahibi olmanın önemini anlatıyorum.

Türkiye’de bugün işe alımlarda tanıdık biri faktörünün profesyonel yöntemlere göre iki kat fazla kullanıldığını düşünüyorum.

1986 senesinde kurulmuş olan Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği’ne (GYİAD) 1988 senesinde üye oldum ve 1990 ve 1992 arasında başkanlığını yaptım. O dernek vasıtası ile tanıdığım birçok dostum oldu. Bazı dostluklar iş ortamlarında faydalı oldu, bazı kişiler ile uzun vadeli bilgi alışverişlerim oldu. Kısaca GYİAD network’ünün bana çok katkısı oldu ve hala bu devam ediyor.

Birçok kişi lise, üniversite veya iş arkadaşlarını, eski oturduğu semtteki dostlarını, sivil toplumda tanıdığı kişiler ile ilişkilerini canlı tutmayı tercih etmiyor. Halbuki onlar bir hazine kadar kıymetli. Hayat boyu biriktirdiğimiz bu kişilerle teması kaybetmemek ana konu. Muhtar Kent’in klasikleşmiş sözü “Ben tek başıma öğle yemeği yemem”den esinlenerek herkese bu çok değerli ilişkileri korumalarını öneriyorum.

Nijerya ormanlarından Gaziantep'e...

Tahran’a ziyaretim sırasında bana en büyük fırsatı ve kapıyı bundan 20 sene önce üniversiteden tanıdığım bir sınıf arkadaşım açmıştı. Bundan 40 sene önce Nijerya ormanlarında tanıdığım Gaziantepli Bülent Mamatoğlu bana Gaziantep’te müthiş dostluklar kazandırdı. Bugün çalıştığım Korn Ferry firmasının Türkiye Başkanı Nilgün Langenberg’i ilk tanıdığım yer ABB’de yönetici iken bana Boğaziçi Üniversitesi Gençlik Kolları ile bir proje sunarken olmuştu. Yıllar sonra İstanbul-Kiev uçağında Nilgün’le karşılaşmış ve onu Korn Ferry’de çalışması için ikna etmiştim.

Önemli bir diğer unsur da network’ümüzü canlı tutmayı hedeflerken dostlarımızla sadece zirvede iken temasta kalmayı düşünmemek... Hayat bir maratondur ve inişler çıkışlar her daim olacaktır. Bu yüzden hakiki dostlarımızla ilişkilerimizi iyi ve kötü zamanlarda hep canlı tutmanın doğru olduğunu düşünüyorum.

Network’ü canlı tutmanın birçok formülü vardır, bazılarını aşağıda sıralıyorum:

- Doğum günlerini hatırlayın. (Ben yapmıyorum.)

- Eski iş arkadaşlarınızın yaptığı toplantılara katılın.

- Sınıf arkadaşlarınızla bir araya gelmeyi bir alışkanlık haline getirin.

- Sivil toplumdan veya komşuluklardan edindiğiniz dostluklardan kopmayın.

- Yılbaşlarını ve bayramları bazı kontaklarla temas kurmak için bir fırsat olarak düşünün.

- Eşinizin dostlarını artı bir nokta olarak düşünün.

- Evinizde senede bir veya iki kez toplantılar planlayın.

- Facebook/Twitter/Instagram gibi yeni medya ile sıcaklık kurun.

Network yalnız fırsat yaratmaz ayrıca birçok olabilecek probleme de çözüm sağlayabilir. Dünyada tek başına başarı sağlamış lider yoktur, her başarıyı ekipler ve birliktelikler sağlar. Kuvvetli liderlerin kuvvetli network'leri olduğu doğru bir saptama.

Yaklaşan sonbaharda herkese yeni dostluklar kazanacağı ortamlar diliyorum.