ARGE 250


Fitch: "Hızlı kredi büyümesi ve yüksek dış borç riski artırıyor"

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Türk bankalarının hızlı kredi büyümesi ile yüksek dış borcu piyasa koşullarının aşırı derecede stresli hale gelmesi durumunda aşağı yönlü riskleri artırabileceği uyarısında bulundu.

Fitch'in yayınladığı açıklamaya göre; kredi talebinin mevduat büyüme hızını geçmesi ile döviz yükümlülükleri özellikle de kısa vadede arttı. Kısa vadeli borçlanmaların ve döviz varlıklarının stres senaryosunda parasallaştırılmasına ilişkin yetkinlikler hakkındaki belirsizlikler bankaları aşağı yönlü risklere karşı kırılgan hale getiriyor. Bankaların nakit döviz ve ipoteksiz yabancı menkul kıymetleri sınırlı olduğundan dış borcu servis edebilmek için merkez bankası rezervlerini kullanmaları gerekiyor.

Yıllık toplam kredi büyümesinin yavaşlaması devam edecek

 

WSJ Türkçe'nin haberine göre Akbank, Garanti, İş Bankası, Yapı Kredi bankalarının toplam kredi miktarı 2008 sonundan bu yana yaklaşık iki buçuk kat artmış durumda. Rapordan bazı bölümler şöyle: "Kredi kalite ölçümleri sağlıklı gelse de büyümenin hızlı olması performanstaki kötüleşmenin maskelenmesine yardımcı oluyor. 2014 yılının ilk yarısında yavaşlama görüldü, kredi büyümesi ılımlı şekilde yüzde 7,3 olarak kaydedildi. Yıllık toplam kredi büyümesinin, yakın tarihli hızının altında yüzde 15-20 civarında olmasını bekliyoruz."

Dört büyük bankanın kredi profilleri 'hassas'

Sert faiz değişikliklerinin ve liranın önde gelen para birimleri karşısındaki dalgalanmasının devam etmesi muhtemel olduğu ifade edilen raporda dikkat çeken bir diğer değerlendirme ise söz konusu dört büyük bankanın kredi profillerinin kırılgan işlem ortamına karşı hassas olduğu yönünde. Raporda bankaların kredilerinin geniş ve çeşitlendirilmiş olmasının kredi gücünün bir kaynağı olduğu aktarılıyor.

Raporda şöyle deniyor: "Uluslararası standartlarla kıyaslandığında sermaye halen tatminkar. Dört bankanın da Fitch Çekirdek Sermaye rasyoları yüzde 10'un üstünde ancak tamponlar 2010'dan bu yana eriyor. Büyüme, sıkı regülasyon talepleri ve liradaki değer kaybının döviz varlıkları üzerindeki etkileri mevzuata ilişkin sermaye rasyolarını aşağıya çekiyor."