Galatasaray nasıl battı, nasıl kurtulur?
Özhan Canaydın 2008’de başkanlıktan ayrılırken Galatasaray’ın borçları 50 milyar TL’ydi. Bugün 1,4 milyar TL! Rakamlar kulübün son başkan Ünal Aysal döneminde iflas noktasına geldiğini gösteriyor. Çare, kemer sıkma…
SELÇUK OKTAY
selcukoktay@turkishtimedergi.com
Geçtiğimiz aylarda Türk Telekom Arena'da yapılan Galatasaray Olağanüstü Genel Kurulu'nda ortaya konan tablo son yıllarda Türk futbolunun içinden geçtiği krizin boyutlarını gözler önüne sermesi açısından gerçekten ilgi çekiciydi. Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat kulübün yanlış kararlarla bozulan mali yapısına dikkat çekiyordu. Yarsuvat'ın verdiği rakamlara göre kulübün borçları 1,4 milyar TL seviyesini aşmıştı. Galatasaray'ın saygın başkanlarından Özhan Canaydın, 2008 yılının Mart ayında görevini Adnan Polat'a devrettiğinde, o yılın ilk çeyreğinin mali tablosunda toplam borç sadece 50 milyon TL düzeyindeydi. O zamandan bu zamana kulübün borcu neredeyse 30 kat arttı, kaba bir hesapla kulüp o zamandan bu zaman günde ortalama 576 bin lira borçlandı. Özellikle bir önceki başkan Ünal Aysal döneminde kulübün borçları ilk defa 500 milyon TL'yi aştı. Peki nasıl oldu da kulüp bu aşamaya geldi? Bunu görmek için filmi biraz geri sarmak gerekiyor.
Transferler mali yükü artırdı
Kim derdi ki 2012 Şampiyonlar Ligi finalinde Alman devi Bayern Münih'e karşı Chelsea forması giyen ve o maçta attığı golle takımına kupayı getiren Fildişili santrafor Didier Drogba, yarım kalan bir Çin macerasından sonra ertesi yıl Galatasaray'a gelecek? Ya da Hollanda'nın orta saha yıldızı Wesley Sneijder, Atatürk Havalimanı'na inecek ve boynuna bir Galatasaray atkısı takılacak? Bir önceki başkan Ünal Aysal bu çarpıcı transferleri gerçekleştirdi. Aysal, "pastanın üstündeki çilek" diyordu yeni transferleri için. Aysal'ın yaptığı bu transferler başkanlık döneminin önemli transferle geçeceğini de gösteriyordu. Nitekim öyle de oldu. Ünal Aysal başkanlığı döneminde birçok transfere imza attı. Aysal'ın da katıldığı son genel kurulda, kendisinin savurganca davrandığı ifade ediliyordu. Gerçekten de Aysal bu transferler için bütçeyi nasıl yaratmıştı?
Finansal operasyonlar olumsuz etki yarattı
2007-2011 yılları arasında Galatasaray'ın Kurumsal Yönetim ve Mali İşler Koordinatörü olan, denetim firması BDO Türkiye Ortağı Erdal Aslan, Aysal döneminde yapılan hisse satışı ve sermaye artırımlarının, Galatasaray'ın finansal durumu üzerinde olumsuz etki yarattığını belirtiyor. Başkan Aysal zamanında, kulüp ilk olarak hisse satışı gerçekleştirerek belli bir kaynak yarattı. 2011 yılı içinde yaklaşık 50 milyon TL'lik kulüp hissesi satıldı. Bu durum kulübün elindeki hisse oranının düşmesine yol açtı. En son mali tablolara göre Galatasaray kulübünün Sportif AŞ.'deki değerleri yüzde 68'ler seviyesine geriledi. Hisse satışı yanında kulüp yönetimi bu süreçte iki sermaye artırımı kararı da aldı. Sermaye artırımları için gerekli olan kaynak kulübün 2030 yılına kadar gelmesi öngörülen gelirleri gösterilerek borçla sağlandı. Bu aşamada Sportif AŞ kulübe 442 milyon TL borçlanmış oldu. Bu borçlanma Galatasaray üzerinde uzun vadeli bir etki yaratma potansiyeli taşıyor. Bununla birlikte bu finansal operasyonlar kulübe kısa vadeli bir bütçe sağlamış oldu. Sermaye artırımı sonrası elinde Galatasaray hissesi bulunan yatırımcıların da artırım sürecine katılacağı öngörüldü. O süreçte tüm yatırımcıların katılmasıyla kulübün kasasına girecek kaynağın 75-80 milyon TL civarında olacağı öngörülüyordu.
Etkin olmayan harcamalar yapıldı
Bu operasyonlardan sonra Galatasaray'ın elinde yukarıda bahsedilen transferler gibi sansasyonel transferler yapmak için önemli bir kaynak birikti. Bu kaynak olunca da harcamalar başladı. Erdal Aslan futbola yapılan harcamaların söz konusu dönemde yüzde 70 oranında arttığını belirtiyor. Bununla birlikte basketbol şubesine yapılan harcamalarda 2-3 kat artış gösterdi. Söz konusu finansal strateji uzun vadeli borçlanma getirdiği gibi stratejik olarak da etkilerde bulundu. Aslan, bu durumun kulübün cari dengesi üzerinde harcama yapılması anlamına geldiğini belirtiyor. Aslan, "Varlık satarak cari dengenin üzerinde harcama yapıyorsunuz. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Alınan o kaynaklarla bir anlamda şampiyonluk finanse edildi. Bunun yerine borçlar ödenebilirdi" ifadelerini kullanıyor. Kaynakların büyük transferlere harcanması, maaş düzeyi yüksek futbolcuların kulübe katılmasına, dolayısıyla bu kapsamdaki giderlerin artmasına da yol açtı. ALB Menkul Değerler Analisti Enver Erkan, ücretleri 2,5-3 milyon Euro bandında olan oyuncuların giderler üzerinde önemli bir etki yarattığı görüşünde.
Gelirlerin azalması da etkili
Bununla birlikte Galatasaray bu dönemde Süperlig'de ve Şampiyonlar Ligi'nde başarılı sonuçlara imza atsa da transferlerin ekonomik anlamda olumlu etkisini görmedi. Avrupa'da yapılan transferlerin lisanslı forma satışı dolayısıyla ciddi bir gelir potansiyeli bulunuyor. Spor yazarı Osman Tanburacı Galatasaray'ın yaptığı transferlerde bu geri dönüşün beklendiği kadar olmadığını belirtiyor. Özel olarak kulüpte yaşanan bu gelişmeler Galatasaray'ın mevcut durumunda etkiler yaratırken, Türk futbolu'nun yaşadığı genel kriz hali de kulübü etkiledi. Futbola ilginin düşmesi, stadyum ve yayın gelirleri ile ilgili etkiler yarattı. Kulüplerin Avrupa kupalarında gösterdiği performans buradan gelen gelirlerin daralmasına da yol açtı. Enver Erkan, bu durumun Galatasaray'ın finansal durumuna etki ettiğini belirtiyor.
Galatasaray nasıl kurtulur?
Son olağanüstü genel kurulda da olduğu gibi kulüpte en çok konuşulan konulardan birisi bu finansal durumun nasıl düzlüğe çıkacağı. Finansal operasyonlarla varlıklarını yitiren, cari dengesi üzerinde harcama yapan, uzun vadeli borçlanmaları olan bu kulüp nasıl bu darboğazdan kurtulacak? Bu yönde birçok çözüm önerisi bulunuyor, fakat bu öneriler ne kadar gerçekçi? Gelin kulübün kurtuluş reçetesinin ana unsurlarına birlikte bakalım.
1) Dengeli ve etkin harcama: Bu çıkış yolu sadece Galatasaray için değil tüm spor kulüpleri için geçerli aslında. Kulübün borçlarına uzun vadeli olumsuz etkileri olan harcamaların kulübün finansal yapısını ve kredibilitesini ne ölçüde sarstığı ortada. Dolayısıyla harcamalarda belli dengelerin sağlanması gerekiyor. Erdal Aslan, Galatasaray da dahil olmak üzere kulüplerde yatırımlarla cari faaliyetlerin ayrılması gerektiğini ifade ediyor. Örneğin gelir getirecek bir stadyum yatırımının transfer harcamalarıyla birlikte değerlendirilmemesi gerekiyor. Bu durum kulüplerin gelir getirecek yatırımları üzerinde bir baskı yaratabiliyor. Bununla birlikte yatırımlardan ayrılan cari faaliyetlerde de çok sıkı bir gelir-gider dengesinin kurulması gerekiyor. Kulüpler gelirleri doğrultusunda harcama yapmak durumundalar. Eğer camia sportif başarı için sansasyonel transferler istiyorsa gelirlerin artırılması yönünde çalışmalar yapmak gerekiyor.
2) Özkaynakların değerlendirilmesi: Avrupa kulüplerinin uyguladığı özkaynakların değerlendirilmesi de bu reçetede öne çıkıyor. Enver Erkan, kulübün altyapısından oyuncu edinmek suretiyle elindeki özkaynakları değerlendirmesinin önemli olduğu görüşünde. Türk futbolu için altyapı faaliyetleri her ne kadar Avrupa seviyesinde olmasa da geleceğe yönelik böylesi stratejik bir kararın finansal ve sportif açıdan önemli bir potansiyeli bulunuyor. Özkaynakların değerlendirilmesi konusunda bahsedilmesi gereken bir diğer unsur da kulübün elinde bulunan Riva arazisi gibi varlıklar. Galatasaraylılar için Riva arazisi çok konuşulan bir konu. Değeri konusunda çeşitli senaryolar ifade edildi. Fakat bu arazi halen ipotekli. Mali tablolara göre bu arazi üzerinde 550 milyon TL'lik ve sonrasında 4,5 milyon dolarlık bir ipotek bulunuyor. Buna rağmen bu arazinin yatırım ortaklığı modeli ile değerlendirilmesi de konuşuluyor. Tabii bunun için borçların yapılandırılarak ipoteklerinin kaldırılması gerekiyor.
3) Sürdürülebilir gelirler yaratma: Son olağanüstü genel kurulda kulübün elinde olan bir başka gayrimenkul Mecidiyeköy arazisi de gündeme geldi. Kurulda bu arazi üzerinde bir otel yapılması projesi kabul edildi. Verilen rakamlar kulübün bu projeden yılda 5-6 milyon dolar gelir sağlayacağı yönünde. Aslında bu proje kulübün sürdürülebilir gelir yaratması stratejisi açısından anlamlı. Kulübün finansal durumunun gelişmesi için bu türden sürdürülebilir gelirlerin artması gerekiyor. Sponsorluk anlaşmalarının artması da bu anlamda önemli bir çıkış yolu olarak gözüküyor.
4) Denetimin artırılması: Kulübün finansal durumunun düze çıkması için gelir giderlerinin sürekli kontrol edilebilmesi için etkin denetim mekanizmalarının kurulması önemli. Türk futbolu bu açıdan ciddi düzenlemelere ihtiyaç duyuyor. Spor hukuku uzmanı avukat Necip Şenel, kulüplerin halen Dernekler Kanunu'na tabi olmasının denetim sürecini zorlaştırdığını, spor kulüpleri için daha etkin düzenlemelerin gelmesi gerektiğini ifade ediyor. Bununla birlikte kulüplerin içinde de gelir-gider dengesinin denetlenmesi gerekiyor. Erdal Aslan, Galatasaray'da Genel Kurul'un gelir-gider dengesinin bozulmasına izin vermemesi gerektiğini söylüyor.
31/08/14 itibariyle (Milyon TL)
Kısa vadeli borçlanmalar 65
Uzun vadeli borçların kısa vadeli kısımları 116
Ticari borçlar 87
Çalışanlara sağlanan faydalar kapsamında borçlar 66
Diğer borçlar 48
Ertelenmiş gelirler 118
Diğer 9
KISA VADELİ YÜKÜMLÜLÜKLER 509
Uzun vadeli borçlanmalar 218
Ticari borçlar 8
Diğer borçlar 2
Ertelenmiş gelirler 78
Diğer 2
UZUN VADELİ YÜKÜMLÜLÜKLER 308
TOPLAM YÜKÜMLÜLÜKLER 818