KRİZDEN YENİ BİR DİL DOĞDU

Ersin Kaplan

2008 yılında yaşanan ve başta ABD ve Avrupa ekonomilerini etkileyen finansal krizin yol açtığı yeni ekonomik, sosyal hatta psikolojik durumlar için yeni sözcükler türetildi. Krizin sonrasında Almanca sözlüğe 5 bin yeni terim eklenirken günlük İspanyolca 200 yeni kelimeye kavuştu.

Bonus, risk primi (prima de riesgo), burbusa (balon / patlama), poblacion activa (faal nüfus) gibi ekonomik kavramlar İspanyol halkının günlük diline yerleşti. Çalışabilir yaşta olan nüfus anlamına gelen “oblacion activa” kavramı, bu yaş grubundaki gençler veya yetişkinler işsiz kalınca kullanılmaya başlandı. “Prima de riesgo”dan korkmak yani ekonomik risklerin artmasından endişe etmek, yeni bir psikolojik rahatsızlık olarak gündeme gelmiş durumda.

Portekiz Avrupa’yı sarsan ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerden biri. Grandolar / Grandolite” sözcüğü Euro kriziyle birlikte ortaya çıktı. 1974 Karanfil Devrimi’nin marşlarından “Grândola Vila Morena”ya atıfta bulunan sözcük önceleri “bir siyasetçiye karşı slogan atmak” anlamına geliyordu. Artık her türlü itirazı kapsıyor. Üç yıldır devam eden “kemer sıkma” uygulamaları ve protesto gösterilerinin ardından, yıkanmak istemeyen çocuklar anne-babalarına karşı “grandolamaca” oynuyorlar. Kemer sıkma (austerity) kavramı günlük hayatta yaygın olarak kullanılıyor.

Troyka sözcüğü, Lizbon’dan Atina’ya oradan Lefkoşa’ya kadar herkesin dilinde... Üçlü anlamına gelen bu terim artık Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’yi temsil ediyor. Troyka, Portekiz’de çok sayıda sevimsiz değişime neden olduğu için günlük hayatta “trocar” değişim anlamında kullanılıyor. Ülkede sokaklara çıkan göstericiler başka türlü bir “değişim” istediklerini ifade ediyorlar.