AR-GE 250


Özyeğin öğrencileri iş dünyasına hazır

Barış Soydan

Turkishtime özel röportaj

 

Özyeğin Üniversitesi, öğrencileri iş dünyasının ‘gerçeklerine’ daha ikinci sınıftan hazırlamayı amaçlayan inovatif bir program uyguluyor

 

Özyeğin Üniversitesi, öğrencilerini iş dünyasına hazırlarken yenilikçi bir model kullanıyor. Modelin amacı, öğrencileri kampüs duvarlarının dışına çıkarıp iş dünyasının içine sokmak. Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Esra Gençtürk’ten dinlediğim model gerçekten ilginç. Bir kere, üçüncü sınıfın yazında bütün öğrenciler için zorunlu staj var. Staj zorunluluğunun hukuk fakültesi öğrencilerini bile kapsadığını belirteyim. İkinci sınıf öğrencilerine de, perakende şirketlerinde bir ay staj olanağı sunuluyor. “Fasulyeden takılmak” şeklinde değil, bizzat satış yaparak, müşteriyle birebir temas kurarak yapılan bir staj bu. Üniversite bu olanağı, Fiba Holding’le işbirliği içinde sağlıyor. Fiba’nın perakende sektöründeki şirketlerinin tümü dünya devleri: GAP, Marks&Spencer, Banana Republic. İkinci sınıf öğrencileri yazın Fiba’nın mağaza zincirlerinde staj yapıyorlar…

İnovatif model bundan ibaret değil elbette. Özyeğin Üniversitesi her hafta bir sektörün önde gelen bir veya birkaç yöneticisini çağırarak öğrencilerle buluşturuyor. İkinci sınıf öğrencilerinin ders olarak aldığı konuşmalara, diğer sınıflardan öğrenciler de katılabiliyor. Bu derslerde konuşmacılar, faaliyet gösterdikleri sektörlerin sırlarını anlatıyorlar… Öğrencileri kampüs duvarlarından çıkararak iş dünyasının içine sokmayı hedefleyen modelin en önemli ayağı ise dördüncü sınıftaki vaka analizleri. Son sınıfa gelen öğrenciler, daha önceki stajlarda ortaya çıkan ilgi alanlarına uygun şekilde çalışma gruplarına bölünüyorlar. Her grup, kendi sektöründeki şirketleri ziyaret ediyor. Bu ziyaretlerde şirketler, faaliyet sırasında karşılaştıkları bir problemi öğrencilere sunuyorlar. Özyeğin Üniversitesi öğrencileri bu problem üzerinde adeta bir danışman şirket gibi çalışıyorlar....

Öğrencileri daha mezun olmadan iş dünyasına sokmayı hedefleyen bu model, Özyeğin mezunlarının çok sayıda iş teklifi almasını getiriyor. Rektör Gençtürk, mezuniyet törenlerinin birinde öğrencilerden iş teklifi alanların ellerini kaldırmasını istediğini ve katılımcıların yüzde 70’inin elini kaldırdığını söylüyor…

Özyeğin Üniversitesi’nin uyguladığı inovatif programda Rektör Gençtürk’ün , “gölgesi” var. Zira Prof. Gençtürk, hayatının 19 yılını Amerika’da geçirmiş bir işletme profesörü. Robert Kolej’den mezun olduktan sonra Amerika’ya giderek işletme alanında eğitim aldı. Aynı ülkede öğretim üyeliği yaptıktan sonra 1996 yılında Koç Üniversitesi’nin davetiyle Türkiye’ye döndü. Koç Üniversitesi’nde edindiği tecrübeyi Özyeğin Üniversitesi’nde yukarıda anlattığım inovatif modele aktarma imkanı buldu.

Özleğin Üniversitesi’nin iddialı olduğu bir başka alan, öğretim kadrosunun kalitesi. Özyeğin, dünyanın önde gelen üniversitelerindeki Türk akademisyenleri kendine çekebilmek için onlara bol araştırma olanağı sunuyor. Bunun için de pek çok vakıf üniversitesinin aksine onlara aşırı ders yükü bindirmiyor. Özyeğin’de öğretim üyelerinin bir dönemde vereceği ders sayısı 2’yi geçmiyor. Bu da birçoğu alanında isim sahibi akademisyenlerin araştırma yapmak için bol zamana sahip olmasını sağlıyor.