Şirketlerin gündeminde ilk sıra "iklim" olacak

PwC tarafından hazırlanan Karbon Bildirim Projesi (Carbon Disclosure Project - CDP), "Küresel 500 İklim Değişikliği" raporuna göre, tüm dünyada iş faaliyetlerini ve tedarik zincirlerini aksatan şiddetli hava olaylarının giderek artması, iklim değişikliği konusunu şirket yönetim kurulu gündemlelrinin üst sıralarına yükseltti.
"Karbon Bildirim Projesi Küresel 500 Raporu"nda şiddetli hava olayları, 2012 yılında iklim değişikliği konusunu şirketlerin gündeminde üst sıralara taşıdı.
PwC tarafından 78 trilyon dolarlık varlığa sahip olan 655 kurumsal yatırımcı adına hazırlanan CDP raporu, ABD'de tarihin en sıcak yazının yaşanması; Rusya'da çıkan yangınlar; İngiltere, Japonya ve Tayland'daki sel baskınları ve diğer şiddetli iklim olaylarının ardından şirketlerin yüzde 81'inin fiziksel riske maruz kaldığını ortaya koyuyor. Söz konusu şirketlerin yüzde 37'si bu riskleri gerçek ve mevcut tehlike olarak algılarken, rapora göre bu oran 2010 yılına kıyasla yüzde 10 artmış görünüyor.
Karbon Bildirim Projesi Üst Yöneticisi CEO Paul Simpson rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Şiddetli hava olayları piyasalarda önemli mali zarara neden oluyor. Bu sebeple yatırımcılar, şirketlerin iklim olaylarına karşı dayanıklılık konusuna daha ciddi eğilmelerini bekliyor. Bu alanda sektöre liderlik eden şirketlerle olduğu gibi geride kalanlar da var. Fakat emisyon verilerini talep eden yatırımcı sayısının giderek artmasıyla şirketler açısından bu konuda harekete geçmek için ekonomik gerekçeler de çoğalıyor. Güçlü ekonomi kurmak isteyen hükümetler bu hususu göz önünde bulundurmalı" ifadelerini kullandı.
PwC'nin sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği küresel lideri Malcolm Preston da, "Yıllık ilerlemeye rağmen, gerçek şu ki emisyon azaltımında şirketlerin ve ülkelerin performansı gereken seviyenin yakınından bile geçmiyor. İş dünyasının maruz kaldığı yeni 'normal' durum, yüksek derecede belirsizliğin, büyümede yavaşlamanın ve emtia fiyatlarında dalgalanmaların yaşandığı bir süreçtir. Önemli uzun vadeli yatırım kararlarını belirleyecek yasal düzenlemelere ilişkin kesinlik yakın zamanda gerçekleşmezse, özellikle enerji, tedarik zinciri ve riskler konularında şirketlerin planlama yapma ve harekete geçme yetkinliğinin kesinlikle normal olmayacağı görülüyor." değerlendirmesinde bulundu.