Türk oyun şirketlerinin küresel atağı
Oyun geliştirme, dijital ekonominin en canlı ve gelişmeye açık alanlarından biri ve Türkiye’de özellikle genç girişimcilerin at koşturduğu bir segment. Bugün artık yazılım ve uygulama geliştirici binlerce uzman, “stüdyo” diye adlandırılan üretim merkezlerinde 7/24 mesailerle oyun tasarlayıp geliştiriyor. Oyunlardan bazıları dünya çapında ses getirirken şirketler de hedef büyüttü...
BAŞLICA SAYILAR
50
Türkiye’de faaliyet gösteren oyun geliştirici şirketlerin sayısı.
400 milyon $
Türkiye oyun sektörünün yıllık ihracatı büyüklüğü
800 milyon $
Türkiye dijital oyun sektörünün ihracat-ithalat ve perakende satışlar dahil büyüklüğü
100 milyar $
Global oyun endüstrisinin büyüklüğü
%40
Global oyun pazarından akıllı telefon ve tabletlerde oynanan mobil oyunların aldığı pay
YAZI
RAHİME BAŞ UÇAR
rahimebasucar@turkishtimedergi.com
Bugün artık kültürel ve sosyal bir fenomene dönüşen Pokemon Go'nun elbette bir de ticari boyutu var. Google bünyesindeki Niantic şirketinin geliştirdiği oyun, henüz piyasaya çıkalı bir ay olmadan indirme sayısı 100 milyona ulaştı. BBC'nin haberine göre, Niantic'e getirisi ise günlük 10 milyon dolar. Bu rakamlar, dünyada çığ gibi büyüyen dijital oyun endüstrisinin geldiği son noktaya dair yeni bir örnek sadece. Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla ivme kazanan oyunların başlı başına bir endüstri haline gelmesi yeni bir gelişme değil. Video oyunları, dijital ekonominin en canlı ve gelişmeye açık alanlarından biri. Bugün artık yazılım ve uygulama geliştirici binlerce genç, oyun sektöründe kendine yer açmaya çalışıyor. “Stüdyo” diye adlandırılan üretim merkezlerinde 7/24 mesailerle oyun tasarlayıp geliştiriyorlar. Dünyada çıkan en yeni teknolojileri kullanarak daha çok global pazara yönelik biraz da yerel unsurlar içeren uygulamalarla global hit'ler yaratmaya çalışıyorlar. Türkiye’de 50’ye yakın oyun geliştirici şirket olduğu belirtiliyor. Aralarında başarılı olup yurtdışına açılanlar dahi var. Türkiye’nin 1 milyar dolarlık yazılım ihracatının 400 milyon dolarını oyun üreticileri gerçekleştiriyor. Oyun sektöründeki bu yükselişin en son kanıtı ise Ağustos'ta Almanya’nın Köln şehrinde gerçekleştirilen dünyanın en büyük interaktif eğlence fuarı Gamescom’da Türkiye’nin partner ülke olarak yer almasıydı. 25'e yakın yerli şirketin katıldığı fuarın önemine ilişkin bilgi veren Türkiye Elektrik Elektronik, Makine ve Bilişim İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin Esim, Türkiye’nin oyun pazarında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmayı amaçladığını söylüyor. Esim, “Oyun sektörü yepyeni bir dünya yarattı ve geleceğin dünyası hızla buraya koşuyor. Bugün 1 milyar dolar seviyesine gelen yazılım sektörü ihracatımızın 400 milyon dolar gibi önemli bir bölümü oyun sektörüne ait. Bu rakamı 2023 yılında 2 ilâ 2.5 milyar dolar seviyesine çıkartıp dünya ile rekabetçi hale gelebilmek için çalışıyoruz” diyor. Gamescom 2016’da, Türkiye'den çıkıp uluslararası arenada hatırı sayılır bir yer edinmeyi başarmış olan Taleworlds Entertainment, son geliştirdiği oyun olan Mount & Blade II: Bannerlord’u tanıttı. 1010! oyunuyla mobil oyuncuların beğenisini kazanan ve geçtiğimiz aylarda İngiltere ofisini açan Gram Games, MoBu ve Legendary Team oyunlarıyla 2015 Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri’nde birçok ödüle layık görülen Panteon, Steam’de yeşil ışık almış yerli korku oyunu No:70’in yapımcıları No70 Games, Darklings ve Rop gibi oyunlarla Apple Store’da üst sıralarda yer almış Mildmania, VR ile ilgili çalışmalarıyla dikkat çeken Hologram da yine Almanya'da Türkiye'yi temsil eden oyun geliştiriciler arasında yer aldı. Lokalizasyon ve oyun seslendirmesi denildiğinde akla ilk gelen şirketlerden Melodika ve Stüdyo 23 de yine stantta boy gösteren firmalar arasındaydı.
Türkiye’de yerli oyun geliştirici şirket sayısı 50’ye ulaşsa da sektör, yan segmentlerle daha fazla sayıda şirketi barındırıyor. Oyun endüstrisine dahil olan yayıncı, geliştirici, servis sağlayıcılar ve tasarımcılar gibi farklı alt alanlarda 200’e yakın şirket olduğu belirtiliyor. Bağımsız olarak bu alanda iş üreten profesyonelleri de dahil edersek sektörde çalışan sayısı 20 bini buluyor. Yazılım mühendislerinden konsept ve arayüz tasarımı yapanlara, oyun dizaynı geliştirenlerden ürün yönetimine kadar yeni nesil uzmanlıkların olduğu bir alan oyun sektörü.
Türkiye'de oyun endüstrisinin iç pazar büyüklüğünün de aşağı yukarı ihracatı kadar yani 400 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla ihracat-ithalat ve perakende satışlarla 800 milyon dolarlık bir dijital oyun sektöründen bahsetmek mümkün. Dünyada ise bu rakam 100 milyar dolara dayandı. Pazarın yüzde 40’ını akıllı telefon ve tabletlerde oynanan mobil oyunlar oluşturuyor. Önümüzdeki üç yılda mobil oyunların payını yarı yarıya artırması bekleniyor. Oyun pazarında 23.5 milyar dolar ile ABD başı çekerken, Çin 24.5 milyar dolar, Japonya ise 9.5 milyar dolarlık oyun pazarına sahip. Japonya’da nüfusun yüzde 53’ü, ABD'de ise yüzde 49’u video oyunları hedef kitlesi olarak tanımlanıyor. Bunlarla kıyaslandığında Türkiye pazar büyüklüğü ile görece küçük sayılır ancak oyuncu popülasyonu açısından etkileyici rakamlara sahip: 22 milyon kişi…
TOGED Başkanı Ali Erkin, “Türkiye’deki oyuncu sayısı ve profili, dünyada dağıtım yapan pek çok firmanın da ilgisini çekiyor. Dolayısıyla Türkiye, artık yerelleştirme ve özellikle de çoklu oyuncu alanlarında gözde bir coğrafya haline geldi. Faaliyetlerini sadece oyun geliştirmeye odaklamış olan stüdyoların başarı hikayelerini daha sık duymaya başladık. Gerek ihracat gerekse yerel üretim olarak uluslararası ölçekte başarılı bir tablo çizmeye başlamış olmamız, geleceğe dair vizyonumuzun daha güçlü hale gelmesini gerektiriyor” diyor.
Nasıl para kazanıyorlar?
Türkiye 22 milyonluk oyuncu popülasyonu ile öne çıksa da, 20 dolar olan kişi başına düşen yıllık oyun harcaması ile geride kalıyor. ABD'de de oyunsever başına düşen yıllık harcama 150 dolar, İngiltere’de ise 120 dolar civarında. Türkiye’de oyuna harcanan miktar bu denli düşük iken sektörün gelir modelleri neler peki? Piyasaya sürülen oyunların ağırlıklı kısmını 'free to play' yani kullanıcıya ücretsiz sunulanlar oluşturuyor. Ancak oyunun bir üst versiyonuna geçiş veya puan/bonus toplama gibi alımlar yapmak istendiğinde oyuncu ücret ödüyor. Örneğin Gamester’ın şehir kurma oyunu Townster’da bir şehri kurmak üç hafta alıyor. İsteyen oyuncu ‘süreyi’ satın alarak şehrini daha kısa sürede inşa edebiliyor. Gamester'ın kurucu ortağı Onur Karcı, “Oyun içi satın almalar 2010 yılında Türkiye’de binde 1 seviyesindeydi. O dönem bu rakamın ABD'de yüzde 8-9 seviyesinde olduğunu biliyoruz. Online kredi kartı ve cep telefonla ödeme alışkanlıklarının artmasının da etkisiyle Türkiye’de oyun içi ödeme yüzde 3-4 seviyelerine kadar çıktı” diyor. Oyunlardan diğer bir para kazanma yöntemi de oyun içine reklam yerleştirme… Bu modelin detaylarını da Karcı kendi oyunundan örnek vererek şöyle anlatıyor: “Townster içine bir Migros mağazası yerleştirerek, reklam kokmayan bir mekanizma oluşturduk. Townster’da P&G ve Coca-Cola markalarının da aralarında bulunduğu 100’e yakın marka ile kampanya yaptık. Normalde Townster oyununu bir kişinin oynama süresi dört-beş ay. Oyun içine yerleştirdiğimiz Peribacaları, Anıtkabir gibi lokal öğelerle popülerleşen oyunda bu süre üç yıla kadar çıktı. Şirketler, kullanıcı sayısı yüksek olan oyunlar içine marka yerleştirmesi yapmayı tercih ediyor. Biz yalnızca kendi oyunlarımız için değil birçok oyun için oyun içi reklam satışları yapıyoruz. Mobil oyunları bir reklam mecrası olarak düşünürsek bir anda bir markayı 10-15 milyon oyuncu kitlesine ulaştırabiliyorsunuz”. Teker Okey, Rakkip Okey ve Okey Extra gibi oyunların geliştiricisi Digitoy Games’in ortaklarından Can Erçelebi de aynı gelir modeli ile ilgili olarak “Biz de free to play iş modeli ile çalışıyoruz. Uygulamayı indirmek ücretsiz. Oyunda daha uzun süre beklemek istemeyenler, oyun puanı yani zamanı satın alıyorlar. Bunun yanı sıra oyuncuları aktif tutabilmek için event’ler yapıyoruz; hediye çipler veriyoruz. Yeni kullanıcı çekmek için Facebook ve Google'a reklam veriyoruz” diyor.
Markalara özel oyunlar
Markalara özel oyunlar geliştiren firmalar da var. Sanovel İlaç’tan Citroen’e kadar birçok şirket markasına özel özel oyun geliştirdi. Sektör temsilcileri bu kampanya/oyunların süresinin bir ayı geçmemesini öneriyor. Oyunun içeriğine ve kullanılan teknolojilere göre maliyeti 10 bin dolardan başlayıp 700-800 bin dolara kadar çıkabiliyor.
Bağımsız geliştiricilere teşvik
Çoğu küçük işletme statüsünde olan yerli oyun geliştiricileri, büyüyebilmek için devletin ihracat ve Ar-Ge teşviklerinden yararlanıyor. TOGED Başkanı Erkin, oyun sektörünün bugün genç yazılım mühendisleri ve dijital sanatçılar için cazip bir kariyer imkânı sunar hale geldiğini anlatarak “Sektöre yönelik düzenli yatırımlar, devletimizin sunduğu destekler ve mevcut stüdyolarımızın hızlı büyümesi sayesinde istihdam hacmi de hızla büyüyor” diyor. Bağımsız oyun geliştiricilerin de desteklerden faydalandığının altını çizen Erkin şunları aktarıyor: “Geçtiğimiz ay Gamescom'da uluslararası platformda duyurduğumuz Turkey Loves Indies kampanyası bu anlamda çok önemli. Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi önemli kurum ve kuruluşlar, bilhassa bağımsız geliştiricilerin önünü açacak teşvikler sunuyor. Bağımsız geliştiricilerimiz, www.turkeylovesindies.com adresinde yer alan kampanya sitesinden detaylı bilgileri edinip başvurularını yapabilir”.
Girişimcilere destek veriyor
Türkiye’nin gelecek vaat eden oyun geliştiricilerini melek yatırımcılar da izlemeye almış durumda. Kurucuları arasında yer aldığı Joygame’i Netmarble’a satan ve şu anda şirketin EMEA CEO’luğunu yürüten Barış Özistek, oyun geliştirici startup'lara yönelik verdikleri destekleri şöyle detaylandırıyor: “2015 yılında Türkiye’de girişimcilere destek veren en büyük merkezlerinden biri olan StartersHub'ı kurduk. StartersHub oyun ve her türlü dijital içerik ile ilgili girişimcilere mekan, eğitim, mentörlük ve finansal destek sağlayan bir yapı. MV Holding, Gedik Yatırım ve Netmarble ortaklığında 22 milyon lira sermaye ile kuruldu ve bugüne kadar bünyesine kattığı girişimlere 5 milyon liranın üzerinde yatırım yaptı. Normal şartlarda girişimlere bu kadar kapsamlı destek veren ve risk alan organizasyonlar yüksek oranda devlet tarafından destekleniyor. Destekler pratik olabilse buna benzer yapıların da sayısı hızla artacaktır. StartersHub bünyesinde özellikle oyun geliştirici firmalara Netmarble’ın bilgi birikimini aktarmaya gayret ediyoruz ki, Türkiye’ye bilgi transferi de sağlayabilelim. Ayrıca, 2017 itibariyle de ayrı bir fon oluşturarak ilk aşamayı geçmiş, ürününü hazır hale getirip pazara çıkarmış fakat işini büyütmek için hem finansal hem de bilgi birikimine ihtiyacı olan girişimleri destekleyecek bir yapı oluşturmayı amaçlıyoruz”.
Ekosistemi büyütmeyi amaçlıyor
Temmuz ayında Londra’da ofis açarak globalleşme yolunda önemli bir adım atan Gram Games de bağımsız oyuncuları destekleyen yapılar arasında... Gram Games’in Kurucusu Mehmet Ecevit, mobil oyun ekosistemini büyütmek amacıyla geçen yıl başlattıkları 2Tons İvmelendirme Programı hakkında şu bilgileri veriyor: “Programımız kapsamında mobil dünyada yer almak isteyen bağımsız oyun geliştiriciler; teknik problemlerden şirketleşme sürecine, mobil pazarda başarı sağlamanın önemli ipuçlarından pazarlama, tanıtım ve reklam desteğine kadar her alanda tecrübe ve imkanlarımızdan faydalanabiliyor. Üstelik bunun için gelir ortaklığı talep etmiyor, maddi bir yükümlülük dayatmıyor ve herhangi bir sözleşme imzalamalarını beklemiyoruz. Buradaki tek beklentimiz, oyun geliştiricilerin birbirlerinin deneyiminden faydalanabilecekleri bir platform oluşturabilmek. Birbirimize destek olarak, tecrübelerimizi paylaşarak bu çok büyük pastadan birlikte daha büyük bir pay alabileceğimize inanıyorum. Devletin bu konuda, yeni başlayan küçük şirketlere küçük de olsa yardımcı olacak kadar birçok teşviki mevcut fakat teşviklerden daha çok öncelikle Türk Ticaret Kanunu’nda ciddi değişikliklere ihtiyacımız var. Ne geleneksel ihracatın dışındaki firmalara destek olan kanunlar var ne de bir startup kavramımız. Yakın zamanda bu açıkların ihtiyaçlar arttıkça giderileceğini umuyorum”.
TOGED Başkan Yardımcısı Ergun Kenan Güvenç de Türkiye’deki oyun sektörünün henüz emekleme aşamasında olduğunu belirterek “Ayakta kalabilme baskısından kurtulabilen stüdyolar çok iyi işler başaracaktır diye düşünüyorum. Halihazırda bile globalde adını duyurmuş, ödüllere aday olmuş Türk oyunları var. Benzer işler, önümüzdeki yıllarda artarak devam edecek” diyor.
ATOM’dan 400 proje çıktı
Oyun geliştirme denilince ODTÜ Teknokent bünyesinde kurulan ATOM (Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi) ön kuluçka merkezinden de bahsetmemek olmaz. 2008 yılında kurulan ATOM, oyun geliştirme ve animasyon teknolojileri alanında faaliyet gösteren ya da göstermek isteyen ekiplere bir yıl süreyle ücretsiz çalışma alanından eğitim ve mentorluğa kadar birçok destek sağlıyor. Bir yıllık destek sonucunda şirketleşme aşamasına gelebilenler, sektöre daha güçlü giriş yapıyor. Oyun geliştirme sektörüne yönelik insan kaynağı da yetiştiren bir merkez olan ATOM, bugüne kadar 400 üzerinde oyunla 2 milyon dolar ihracat eşiğini geçti. Merkez bu yıl bünyesinden çıkan 12 projeyi de Gamescom’da tanıttı.
“Oyuncular roket de yapabilir”
Türkiye'de oyun geliştirme konusunda üniversitelerde lisans seviyesinde programlar bulunmuyor ancak pek çok yüksek lisans programı söz konusu. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Veysi İşler, Türkiye’de oyun sektörünün gelişimine bire bir tanıklık etmiş bir isim… “ODTÜ’de 2001-02 yıllarında oyunların önemine yönelik konuşmalar yapıyordum. O yıllarda dünyada bile sektör henüz 20-30 milyar dolarlık büyüklüğe sahipti. Yaptığım incelemelerde Güney Kore, İngiltere, Kanada gibi ülkelerde devletlerin sektöre önemli teşvikler verdiğini tespit ettim. Sektörün gelişmesi için bir ekosistem olması gerekiyordu” diye anlatmaya başlıyor. ATOM’un da yönetim kurulu üyesi olan İşler’in girişimlerinin sonucunda Türkiye’de ilk kez ODTÜ’de oyun teknolojileri alanında bir yüksek lisans programı açılmış. Bu programın başkanlığını da yürüten İşler, “Bizim ardımızdan başka üniversiteler de yüksek lisans programları kurdu. Girişimciler, kuluçka merkezleri ve üniversitelerle bir ekosistem oluşmaya başladı. Dünyada sözü edilen firmalarımız ve oyunlarımız var artık. Sektör yetişmiş işgücü bulabiliyor. Bu sektörün en önemli özelliği, katma değeri çok yüksek ve ihracat odaklı olması. Gençler önlerindeki birkaç bin dolarlık bilgisayarlar ile ortaya önemli ürünler çıkarıyor. Ama bunun için yapay zeka, grafik ve network bilmek gerekiyor”.
Peki Türkiye'de geliştirdiği oyunlarla öne çıkan kimler var? Başarılı oyun nasıl yaratılır? Yerli uygulamalar dünyada nasıl ilgi görüyor? İşte oyun sektörünün öne çıkan girişimleri ve başarı hikayeleri...
Oyun geliştiricilere özel destekler var
Ekonomi Bakanlığı Hizmet İhracatına yönelik destekler kapsamında oyun üreticilerine de özel destekler veriyor. Oyun geliştiriciler, Bilgisayar Oyunu-Mobil Uygulama Geliştirme Desteği’ne başvurabilir. Bakanlıkta ön onaylı bu destekten yararlanabilmek için gösterilecek personelin yazılımcı/programcı ya da görsel tasarımcı (art direktör, 2d ya da 3D artist, animasyoncu) olması gerekiyor. Burada personel giderleri için iki yıla kadar destek alınabiliyor.
Oyun satışa çıktıktan sonra da Bilgisayar Oyunu-Mobil Uygulama Komisyon Desteği’ne başvurmak mümkün. Satış platformlarının kestiği satış komisyonunun yüzde 30 ila 50’sinin geliştirici şirkete geri ödenmesini içeriyor. Yurtiçi satışları değil yurt dışı satışları destek kapsamında.
Bilgisayar Oyunu – Mobil Uygulama Pazara Giriş Desteği’nden yararlanan firmalar da lokalizasyon, hosting gideri, internet sitesi gibi birçok masraflarını bu destekle karşılayabiliyor. Ekonomi Bakanlığı’nın hizmet ihracatına yönelik Reklam Tanıtım ve Pazarlama Desteği’nden oyun geliştiricileri de yararlanabiliyor. Ön onaya tabi bu destekle yurtdışı hedeflenerek yapılmış bütün Facebook, Google ya da diğer reklam harcamaları karşılanıyor. Ayrıca fuarlara katılım da destek kapsamında değerlendiriliyor. Bakanlık fuarlarda stant açılmasını şart koşarken, konferans katılımlarını desteklenmiyor. Oyun destek başvurusu, oyun satış platformuna çıktıktan sonra yapılıyor.