Türkiye ve Almanya’nın güneş ortaklığı

Murat Yanık

Almanya’nın eski başkenti Bonn ve Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin hareketli şehri Köln arası trenle yaklaşık 30 dakika sürüyor. Bu kısa tren yolculuğunda iki şehir arasında yer alan kırsal bölgelerde evlerin üstünde güneş enerjisi panellerini hemen fark etmek mümkün. Aslında ülkenin bu bölümü güneşli gün sayısı açısından çok ciddi bir potansiyel barındırmıyor. Bu eyaletin Hollanda ile sınırı olan şehri Bocholt’ta güneşli gün (25 derece ve üzeri) sayısı yılda yaklaşık olarak 31 gün olarak görülüyor. Kuzey Ren Vestfalya’nın bu sınırlı güneş potansiyeline rağmen evlerin üstünde yer alan güneş panelleri Almanya’da güneş enerjisinin yoğun kullanımına ilişkin önemli ipuçları sunuyor. Kuzeyde yer alan Bonn’dan kalkan ve Almanya’nın güneyinde yer alan Stuttgart’a giden bir trene bindiğinizde ise Koblenz, Mainz ve Heidelberg gibi şehirleri geçerken evlerdeki panellerin sayısının daha fazla olduğunu görmek mümkün. Bu gözlemler Almanya’nın güneş enerjisi kullanımına yönelik sunduğu istatistiklerle de paralel bir nitelik taşıyor. Yenilenebilir Enerji Enstitüsü’nün (IWR) verilerine göre Almanya bu yılın ortalarında güneş enerjisi üretiminde rekor kırdı. Enstitünün verilerine göre bu dönemde Almanya’da saat başına 22 gigavatlık enerji üretimi gerçekleştirildi. Bu üretim rakamları üzerinden ortaya çıkan genel rakamlara bakıldığında Almanya’nın 2012’nin ilk yarısında ciddi rakamlara ulaştığını da görmek mümkün. Almanya’da yılın ilk yarısında yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimi 67,9 milyar kilovat saate ulaştı. Bu rakam geçen seneye göre yüzde 19,5’lik bir artış anlamına geliyor. Almanya’nın enerji sektörü derneği BDEW’in sunduğu rakamlara göre Almanya’da yenilenebilir enerji segmentleri arasında en fazla artış yaşayan segment güneş enerjisi. BDEW’in rakamlarına göre güneş enerjisi üretimi bir önceki yıla göre yüzde 47 oranında artış gösterdi. Bu rakamlarla birlikte Almanya güneşten enerji elde etme konusunda dünyanın en büyük pazarı olma niteliğini taşıyor. Bunun yanında Almanya’da kurulu olan güneş enerjisi panellerinin de toplamda dünyada kullanılan kapasitenin üçte birinden fazla olduğu görülüyor. Almanya’nın güneş enerjisi konusunda iç pazarda ulaştığı bu rakamlar güneş enerjisi alanındaki uzmanlaşmış Alman şirketlerinin de hem pazar payı hem de know how konusunda gelişme göstermesine yol açıyor. Merkezi Bonn’da bulunan Solarworld şirketinin göstermiş olduğu performans Almanya’daki güneş enerjisi şirketlerinin gelişmesini ortaya koyması açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Şirketin sunduğu mali verilere göre Solarworld’un yılın ilk yarısındaki gelirleri 340 milyon Euro oldu. Solarworld Almanya pazarına tedarikte bulunduğu kadar yurt dışı pazarlarına da önemli ölçüde ürün sunuyor. Şirketin 2012’nin ilk yarısına yönelik mali tablolarına göre bu dönemde gelirlerin yüzde 51,1’i yurt dışı pazarlar kaynaklı. Şirketin gelirlerinin yurt dışı pazarlardan kaynaklanan kısmının önümüzdeki dönemde de artış göstereceğini tahmin etmek mümkün. Almanya pazarı güneş enerjisi açısından ciddi bir doygunluk gösterirken diğer dünya pazarlarının potansiyeli de değerlendirilmeyi bekliyor. Solarworld’un sunduğu veriler de buna işaret ediyor. 2010 yılında şirketin Almanya’dan elde ettiği gelirler 691,2 milyon Euro iken 2011 yılında bu rakam 443,7 milyon Euro’ya geriledi. Şirketin Almanya kaynaklı gelirleri düşüş eğilimine girerken özellikle ABD, Afrika ve Güney Amerika gelirlerinin yükseldiği görülüyor. Şirketin sunduğu mali tablolara göre 2010 yılında ABD’den elde edilen gelir 154,8 milyon Euro iken 2011 yılında bu ülkeden sağlanan gelirler 223,2 milyon Euro’ya yükseldi. Bunun yanında şirketin Afrika ve Güney Amerika’dan elde ettiği gelirler aynı dönemler itibariyle 28,4 milyon Euro’dan 81,1 milyon Euro’ya çıktı. Solarworld’un sunduğu bu rakamlar Alman güneş enerjisi sektörü için belirleyici bir nitelik taşıyor. Sektörün geneline bakıldığında önümüzdeki dönemde ihracatın özellikle önem kazanacağı öngörülüyor. Almanya Güneş Enerjisi Sektörü Derneği’nin (BSW-Solar) sunduğu verilere göre Almanya’da güneş enerjisi sektöründe 10 bin firma bulunuyor. Bu 10 bin firma 200 farklı ürün grubunda üretim yapıyor. Bu üretimin önemli kısmı da ihracat için kullanılıyor. Derneğin sunduğu rakamlara göre 2030 yılına kadar güneş enerjisinin ekonomik getirisinin 56 ila 75 milyar Euro arasında olacağı tahmin ediliyor. Bununla birlikte Almanya’da güneş enerjisi şirketlerinin ihracat paylarının da artacağı tahmini yapılıyor. Derneğin verilerine göre, 2004 yılında Alman güneş enerjisi şirketlerinin ihracatları yüzde 11 seviyesindeyken 2011 yılında bu oran yüzde 55’e yükseldi. Dernek bu hızlı artışın 2020 yılında da devam edeceği öngörüsünde bulunuyor. Buna göre 2020 yılına gelindiğinde Almanya’nın güneş enerjisinde ihracatın payının yüzde 80 olacağı tahmini yapılıyor.
Almanya’da kurulu kapasitelerin artması ve sektörün büyümesi hızla olgunluğa erişen bu pazarda ihracat ve yurt dışı ortaklıklar arayışlarının artmasına da yol açıyor. Alman şirketlerinin bu stratejik vizyon kapsamında gözünü çevirdiği ülkelerden birisi de Türkiye. Türkiye güneşli gün sayısı ile ciddi bir güneş enerjisi potansiyeli sunuyor. Türkiye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun sunduğu verilere göre Türkiye, yıllık olarak 380 milyar kilovat saat güneş enerjisi potansiyeli sunuyor. Türkiye’nin yıllık ortalama güneş ışınımı da metrekare başına 1.311 kilovat saat olarak görülüyor. Almanya’nın güneş enerjisi panellerine sıklıkla rastlanabilecek kuzey bölgelerinde kimi şehirlerde yılda güneşli gün sayısı 30 gün civarındayken Türkiye’nin genelinde yıllık güneşlenme süresi 2.640 saat yani 110 gün olarak görülüyor. Bu rakam günlük olarak ülkede metrekare başına 3,6 kilovat saat güce karşılık geliyor. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli bölgelere göre değişiyor. Ülkenin kuzey bölgelerine kıyasla güney bölgelerinde ciddi bir güneş enerjisi potansiyeli bulunuyor. Türkiye’nin güney Akdeniz kıyılarından Güneydoğu illerine kadar uzanan güney bandında yıllık olarak güneş enerjisi potansiyeli metrekare başına 1.800 -2.000 kilovat saat civarında. Bunun karşısında Karadeniz kıyıları ve kuzey Marmara bölgesinde bu potansiyel yıllık olarak metrekare başına 1.400-1.450 kilovat olarak değişiyor. Bununla birlikte Türkiye’de güneş enerjisi potansiyeli bakımından ilk sırada Güneydoğu Anadolu Bölgesi geliyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun verilerine göre bölgenin güneş enerjisi potansiyeli yılda metrekare başına 1.460 kilovat saat olarak görülüyor. Bu bölgede yıllık güneşlenme süresi ise yılda 2.993 saat olarak görülüyor.
Bu ölçüde potansiyele sahip olan Türkiye’de güneş enerjisine yönelik hukuki mevzuat da gelişiyor ve bu şekilde piyasa kurumsallaşıyor. Bu kurumsallaşma sürecinde dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gündeme gelen temel konu alım garantisi. Bu konu Türkiye’deki girişimcileri ilgilendirdiği gibi başta Almanya’dan gelen güneş enerjisi sektör temsilcileri gibi yabancı yatırımcıları da yakından ilgilendiriyor. Türkiye ile Almanya güneş enerjisi konusunda ortaklıklar kursalar da iki ülke arasında bu konudaki ekonomik ilişkileri takip eden gözlemciler Türkiye’de alım garantisi konusunda istenen seviyelere ulaşılamamasının Alman yatırımcıları da belli ölçülerde zorladığını ifade ediyor. 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu’nda tüm yenilenebilir kaynaklar için üst sınır olarak 5,5 Euro cent/kWh bedel üzerinden alım garantisi getirilmişti. Rüzgâr ve hidrolik kaynakların kullanımında sağlanan artışa rağmen belirlenen teşvik fiyatı başta güneş enerjisi olmak üzere diğer yenilenebilir kaynaklar için yeterli olmadığından bu alanlarda beklenen gelişmelerin sağlanamadığını da eklemek gerekiyor. Bu nedenle söz konusu Kanunda değişikliğe gidilerek, 08/01/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 29/12/2010 tarihli ve 6094 sayılı “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına
İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile kaynak bazında teşvik mekanizması ve yerli ürün kullanımında ilave teşvikler başta olmak üzere önemli düzenlemeler getirildi. YEK Kanunu’nun “YEK Destekleme Mekanizması” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenleme ile kaynak bazında teşvik mekanizması getirilerek yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretim tesislerine verilen enerji alım garantisi desteğinin miktarı ve süreleri yeniden belirlendi. Söz konusu madde hükmünde, yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin kaynak bazında belirlenen Kanuna ekli 1 sayılı cetvelde yer alan teşvik fiyatlarının 18/5/2005 tarihinden 31/12/2015 tarihine kadar işletmeye girmiş veya girecek YEK Destekleme Mekanizması’na tabi üretim lisansı sahipleri için on yıl süre ile uygulanacağı düzenlendi. Güneş enerjisine dayalı üretim tesisleri için teşvik fiyatı 13,3 ABD Doları cent/kWh olarak belirlendi. Ayrıca, söz konusu madde ile, arz güvenliği başta olmak üzere diğer gelişmeler doğrultusunda 31/12/2015 tarihinden sonra işletmeye girecek olan YEK Belgeli üretim tesisleri için bu Kanuna göre uygulanacak miktar, fiyat ve süreler ile kaynakların ekli I sayılı Cetveldeki fiyatları geçmemek üzere, Bakanlar
Kurulu tarafından belirleneceği düzenlendi. Türkiye’de ilan edilen güneş enerjisi trafo merkezlerinin sayısı 27. Bu trafo merkezleri arasında kurulu güç bakımından en büyük trafo merkezi Van-Ağrı Bölgesi’nde yer alıyor. Bu bölgedeki toplam güç 77 megavat gücünde.
Türkiye’deki potansiyel ve kurumsallaşmaya başlayan piyasa, bu konuda olgunlaşan bir endüstrinin temsilcileri olan Alman girişimcileri de cezbetmeye başladı. Türkiye’de Alman enerji şirketlerinin Türkiye’deki güneş enerjisine yönelik ciddi yatırımları ve geleceğe yönelik yatırım planları bulunuyor. Türkiye ekonomi basınına da yansıyan haberlerde de görüldüğü gibi Bosch, Siemens, SMA gibi şirketler Türkiye'de güneş enerjisiyle ilgili yatırım planları yapıyor. Bunun yanında bu planları yapan şirketler arasına Gehrlicher ve Phoneix de eklendi. 2013 yılına kadar Türkiye'ye 400 milyon Euroluk ek yatırım yapacağını açıklayan Siemens, güneş enerjisi sistemlerine ağırlık vereceğini açıklamıştı. Bosch’tan yapılan açıklamada da Türkiye'de güneş enerjisi ofisleri açılacağı ve bu ofisler üzerinden büyük gelir beklentileri içinde olunduğu ifade edilmişti. Yatırım planlarını açıklayan bu şirketlerin yanında son dönemde somut adım atan Alman şirketlerine de rastlamak mümkün. Dünya genelinde 16 ülkede faaliyet gösteren Gehrlicher, Türk şirketi Merk Solar Enerji ile ortak şirket kurdu ve Güney ve Doğu bölgelerine güneş tarlaları kuracağını açıkladı. Dünya genelinde 1.000 MW'lık güneş santrali kurulumu bulunan Münih merkezli Phoneix Solar A.G ise sektörün önde gelen firmalarından İres Enerji'yle masaya oturdu. Anlaşmayı geçtiğimiz günlerde imzaladıklarını söyleyen İres Enerji'nin ortağı Ateş Uğurer, 2014 yılına kadar 60 MW'lık bir operasyon gerçekleştireceklerini belirtti.
Tüm bu fotoğraf içerisinde 2013 tarihi Türkiye için önemli bir tarih olarak ortaya çıkıyor. Zira 2013 yılında Türkiye güneş enerjisi üretimine başlayacak. Kısacası ülkede alternatif bir enerji kaynağı olarak güneş enerjisi 2013’ten sonra ağırlık kazanacak. Bu kapsamda Türkiye güneş enerjisi panelleri konusunda da Almanya ile bir ortaklık içerisinde. Türkiye Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformu’nun verdiği verilere göre 2007 yılında Türkiye’nin Almanya’dan yaptığı fotovoltaik sistemler ithalatı 2,2 milyon dolarken 2010 yılına gelindiğinde bu rakam 2,6 milyon dolar mertebesine yükseldi. Bununla birlikte dünyanın genelinde olduğu gibi Türkiye pazarında da Çinli üreticilerin Alman şirketlerini zorladığını ifade etmek gerekiyor. Türkiye her ne kadar doğrudan yatırım planları ve ortaklıklarla Alman güneş enerjisi sektörüne daha yakın bir görünüm sunsa da Çinli şirketlerin de uygun maliyetli ürünleri ile Türkiye pazarında güçlü bir konumda olduğu görülüyor. Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformu’nun sunduğu verilere bakıldığında Çin’in Türkiye güneş enerjisi sektörü içerisindeki payı daha da iyi anlaşılıyor. Bu verilere göre Türkiye’nin 2010 yılında güneşten enerji elde etmenin temel sistemi olan fotovoltaik sistemler ithalatı 19 milyon dolar oldu. Çin’in bu ithalat içerisindeki payı 4 milyon dolar olarak gerçekleşti. Termal sistemlerde ise Çin’in hakimiyeti daha da çok hissediliyor. Aynı veri setine göre Türkiye’nin toplam termal sistemler ithalatı 13,4 milyon dolarken Çin’den ithal edilen termal sistemlerinin tutarının 9,5 milyon dolar olduğu görülüyor. Bununla birlikte Çinli üreticilerin dünyada haksız rekabet yarattıkları gerekçesiyle Avrupa Komisyonu tarafından yakın takibe alınması Türkiye ile Avrupa’nın bu konudaki lider ülkesi Almanya’nın gelecekte kuracakları olası ortaklıkların daha da önplana çıkacağına işaret ediyor.
Bu ortaklıkların nükleer enerjinin terk edilmesi projeleri ve artan enerji ihtiyacı ile de yakın ilişkisi bulunuyor. Güneş enerjisinin dünya genelinde sunduğu potansiyel sektörün küresel gelişmesini hızlandırırken aynı zamanda Türkiye ile Almanya arasında ortaya çıkan ortaklıkların dünya genelinde yaygınlaşmasına da olanak sağlayacak gibi görünüyor. Dünyada güneş enerjisinin ciddi bir potansiyeli olduğuna işaret etmek gerekiyor. Krister Aanesen, Stefan Heck ve Dickon Pinner isimli araştırmacılar tarafından McKinsey&Company için yapılan araştırmaya göre 2020 yılına kadar küresel kurulu güneş enerjisi kapasitesine 400 ile 600 gigavat arasında yeni kapasite eklenecek. Güneş enerjisinde erişilmesi beklenen bu kapasite artışı beraberinde önemli bir yatırım rakamının gerçekleşmesini de getirecek. Araştırmacıların yaptığı incelemelere göre 8 yıl içerisinde güneş enerjisi için yapılan toplam yatırımın büyüklüğü 800 milyar dolar ile 1,2 trilyon dolar arasında değişecek. Güneş enerjisinin geleceğinde Almanya ve dolayısıyla Avrupa önemini koruyacak. Bunun yanında 2012-2020 yılları arasında güneş enerjisi bütün kürede etkisini artıracak. Araştırmaya göre 2020 yılına kadar güneş enerjisinin yıldızı Asya ülkeleri olacak. Buna göre, Asya ülkelerinde kurulu güneş enerjisi gücü 180 gigavata kadar çıkarken, Avrupa’da ise bu oran 150 gigavat olacak. Tek başına 10-20 gigavat güneş enerjisi üretme potansiyelinde olan santrallere sahip Kuzey Amerika’da da 2020 yılına kadar kurulu gücün 130 gigavata çıkması öngörülüyor. Bunun yanında Afrika ve Güney Amerika’daki güneş enerjisine yönelik öngörülerin düşük olması dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, Afrika’da 2020 yılına kadar güneş enerjisi gücü 50-60 gigavat düzeyinde olurken, Güney Amerika için 30-40 gigavat seviyesinde gerçekleşeceği tahmini yapılıyor.