ARGE 250


Türkiye'nin en yaratıcı ofisleri

Barış Soydan

 

Özel araştırma

Y Kuşağı daha esnek, daha bireysel, daha özgür ofisler istiyor. Gitti Gidiyor'un salıncaklı, masaj koltuklu, Yemek Sepeti’nin kum torbalı ofislerinin arkasında bu dönüşüm var.

 

Sıradan ofisler, bugünün değişen yeni iş dünyasında artık tarihe karışıyor. Teknolojinin gelişmesi ve iş yapış şekillerinin yeniden tanımlanması, çalışanların iş ve yaşam dengesini korumanın önem kazandığı yeni bir dönemi başlattı. Y jenerasyonunun aradığı yeni çalışma biçiminin esnek, bireysel ve özgür olma ihtiyacıyla yakından ilişkili olması ve bu yeni jenerasyonun dinamik bir sistemde sosyalleşerek daha verimli olabildiği gerçeği, önde gelen marka ve tasarımcıların dikkatinden kaçmadı. Bugün Yemek Sepeti'nden Gitti Gidiyor'a, Doğuş Otomotiv'den Albarakatürk'e farklı pek çok sektördeki ofisler, çalışanların verimini, yaratıcılığını ve mutluluğunu artıracak yeni bir anlayışla tasarlanıyor. Spor alanlarından yararlanan, yeşilden ve gün ışığından uzak kalmayan, her türlü teknolojiden yararlanabilen  çalışanlar için ofise gelmek artık daha eğlenceli.

Freelance çalışanların artışı trend belirliyor

Freelance çalışanların ve bireysel girişimcilerin artması da Türkiye'de ofis trendini belirleyen en önemli etkenlerin başında... Bu faktör, 'home-office' ve 'kafe ofis'lerin ardından çalışanlara bir kat üzerindeki bölmeleri ve toplantı odalarıyla günlük, aylık ve yıllık donanımlı sekretarya hizmeti veren 'hazır ofis' markalarının yaratılmasında etkili oldu. İstanbul'da Şişhane, Maslak ve Kavacık'ta açılan Urban Station, Gaziantep'ten İstanbul'a pek çok noktada açılan Regus ve bu sisteme örnek projelerden Windowist Maslak, bunlar arasında yerini alırken, yakın dönemde sistemin eksik kalan 'network' ve 'sosyallik' yanlarını da geliştiren yeni bir ofis trendi başladı: 'Co-working' yani paylaşımcı ofisler. Bu trendin ilerleyen süreçte, yeni yatırımları da çekmesi bekleniyor.

Yemeksepeti'nde toplantı odası katlar arasında geziyor

Katlar arasında gezinen bir toplantı odası, stres atmak için kum torbaları ve masaj koltukları, eğlence için bilardo masaları ve hareketli tribünler, duvarların olmadığı şeffaf yönetici odaları… 2012 yılının Mart ayında Balmumcu’daki ofisine, yani Yemeksepeti Kampüs’e taşınan Yemeksepeti'nin bu ofisi hayli iddialı. Tasarım sürecini Erginoğlu & Çalışlar mimarlık ofisinin yürüttüğü ofiste, iki ana tema öne çıkıyor: Şeffaflık ve iletişim. Örneğin Yemeksepeti’nde dört duvar içinde kalan oda bulunmuyor. Toplantı odaları ve yönetici odaları da dahil sadece cam duvarlarla çevrili. Bu tasarımla şirket kültüründeki ‘açık kapı’ politikası yansıtılmak istenmiş. Katlar arasında gidip gelebilen asansörlü toplantı odası da kampüsteki en ayırt edici unsurlardan biri. Bu öğe hem binadaki tüm alanların verimli kullanımına bir örnek, hem de bürokrasiden uzak dinamizmimizi yansıtıyor.YMS 11

Binanın en üst katı, ham ağaç gövdeleriyle sıcak bir havaya kavuşan, manzaralı bir aktivite alanı olarak tasarlanmış. Burada masa tenisi ve bilardo masalarının yanı sıra, tribün şeklinde açılabilen bir oturma alanı da var ve dev ekranda topluca maç ya da film izlenebiliyor. Ofisin çeşitli noktalarındaki, telefon kulübeleri çalışanların cep telefonlarıyla özel görüşmelerini yapabilmeleri için tasarlanmış. Çağrı merkezinin olduğu alanda stres atmak için kullanılabilecek kum torbası ve masaj koltukları bulunuyor. Burada ayrıca puflarda oturulabilen ve genellikle spor kanallarının açık olduğu bir televizyon odası da yer alıyor.YMS 26

Gitti Gidiyor'da salıncak da var, masaj koltuğu da

E-Ticaret sektörünün global ve yerel piyasadaki en önemli aktörlerinden biri olan eBay / GittiGidiyor'un Ataşehir-My Office binasında yer alan ofis binası, tek bir katta konumlandırılmış açık bir ofis... Giriş holünün arkasında konumlanan sosyal alan ise, ziyaretçilerin toplantı odaları haricinde girebildikleri tek mekan. Gerek misafirlerin ağırlandığı, gerekse de ofis personeline ve ofis içi kutlamalara ayrılan bu mekan; cafe-bar servisi, vendingmachine, kitaplık rafları, müzik yayını, projeksiyon, salıncak, masaj koltuğu, langırt, dart, TV ve playstation oyun alanı gibi farklı hizmetleri barındırıyor. İstenildiği takdirde informal toplantı ve yurtdışı bağlantılı sunumların da yapılabileceği bu mekan; çalışanların birbiri ile kuracağı sosyal ilişkileri arttıran ve farklı aktiviteleri bir araya getiren sosyal ve eğlence alanı olarak tasarlanmış. İlave olarak bu hacimde yer alan teras kullanımı sayesinde, çalışanların açık hava bağlantısı kurulmuş.

Gitti Gidiyor ofisinde enerji verimliliği de ön planda tutulmuş... Doğal ışık alabilen mekanlarda, gün ışığına duyarlı sensörler, yapay ışıkla aydınlatılan mekanlarda ise hareket sensörleri ve zaman ayarlı otomasyon kullanılarak, enerji kullanımında maksimum verimlilik sağlanmış.

Her gün yeniden tasarlanabilen ofis: SAP

İç mimari projesi MuuM imzasını taşıyan ve Kurtköy’deki İstanbul Teknopark yerleşkesi içinde yer alan SAP Development Center Turkey, kullanıcılarına bulundukları mekanı her gün yeniden biçimlendirebilme esnekliği tanıyan, yenilikçi bir çalışma ortamı sunuyor. Kullanılan tüm mobilyaların 'mobil' olması ve ofisin her gün yeniden biçimlenebilecek esnekliğe sahip olması önemli bir tasarım kriteri... Tasarımın ana felsefesini Amerika’daki Silikon Vadisi’nde filizlenen ve çağdaş iş yaşamında önemli unsurlardan biri haline gelmiş “tasarım odaklı düşünme” teması oluştururken, kullanıcılarını  bitmemişlik hissi ile motive eden bir  garaj atmosferi yaratılması hedeflenmiş.SAP Development Center Turkey - MuuM (3)

SAP Development Center Turkey, temelde alışılagelen tekil ve ortak çalışma alanlarından farklı olarak 'Meydan' temasıyla düzenlenmiş. 'Cadde' temasıyla ele alınan uzun koridor alanı, İstanbul’un farklı semtlerindeki caddelerin güncel bir yorumu olarak, samimi bir ortamda çalışma ve iletişim imkanı sunan oturma alanlarından oluşmuş. 'Cadde' üzerinde yeralan odacıklar, İstanbul’un Gezi, Bebek, Maçka gibi simgesel parklarının adları ile tanımlanarak kullanıcıların bir veya iki kişi çalışabileceği özel çalışma ortamları olarak tasarlanmış. Mekanın ana kullanıcıları olan yazılım geliştiricileri için ise İstanbul’un köklü sentlerinden, Beyoğlu, Kadıköy, Balat ve Karaköy‘den adını alan 4 çalışma alanı planlanmış.

Dua ve meditasyon odaları DRD ofisinde

TeamFores’in, Türkiye’nin tamamı yerli sermayeli en büyük filo kiralama markası DRD için Kağıthane’de tasarladığı merkez ofis, firmanın “En Çok Çalışılmak İstenen Şirketler Listesi”nde hızla üst sıralara çıkmasını sağladı. Sürdürülebilir, çağdaş ve akıllı ofis sistemiyle tasarlanan DRD Filo Kiralama merkez ofisinin iç mimarisi, hareketli, esnek ve pozitif çalışma anlayışı  sunuyor.  Çalışma masalarından toplantı oturmalarına, yazıcı ünitelerinden hareketli kesonlara, çöp ayrıştırma birimlerinden dosya depolama sistemlerine kadar her birim bu proje için özel olarak tasarlanarak hayata geçirilmiş.TeamFores - Derindere Filo Kiralama Ofisi (36)

Projeyi özel kılan ve akıllı yapan en önemli faktör, daha az alanda çalışma alanlarını çözümleyip, sosyal alanlara daha fazla yer sunma imkanı vermesi... Sosyal hayata katkının başka bir parçası da tüm dinleri kucaklayıcı birer meditasyon alanı olarak düşünülen dua odaları olmuş. Teknolojiden de üst düzeyde faydalanılan DRD Filo Kiralama merkez ofisinde kullanılan otomasyon sistemleri sayesinde mekanik koşullar ve aydınlatma kişi sayısı ve kullanım senaryosuna göre çalışması ve gereksiz enerji tüketiminin önüne geçilmesi sağlanmış. Türkiye’nin en önemli ressamlarının her mekan için özenle seçilmiş eserleri, ofisin geneline adeta bir sanat galerisi niteliği de kazandırmış. TeamFores’e ait tasarımların yanı sıra Aziz Sarıyer, Derin Sarıyer ve Tanju Özelgin gibi ünlü tasarımcıların ürünleri ve mobilya çözümleri de mekanlara değer katan diğer unsurlar...

Dardanel'e 'Şeffaf ofis' ödül getirdi

Dardanel, 19. yüzyılda Tarabya'da yol yalısı olarak inşa edilen ahşap, geleneksel bir binayı restore ettirerek ofis binasına dönüştürdü. Mimar Ahmet Alataş'ın imzası bulunan ofis, konseptiyle 2013 yılında ICONIC Awards mimarlık kategorisinde “Best of Best” ödülünü alırken, bu yıl da German Design Award Gold 2015 ödülüne, “Excellent Communications Design - Interior Design” kategorisinde layık görüldü. 13 Şubat 2015 tarihinde Frankfurt'ta yapılan ödül töreniyle German Design Ödülü’nü alan tek Türk ofisi Dardanel Tarabya ofisi oldu.Dardanel Tarabya Ofis (1)

Tarihi mirası bir ofise dönüştüren Dardanel ofisi, orijinal tasarımı gözetilerek, eskiyi ve yeniyi içinde barındıran bir anlayışla yeniden tasarlanırken, şeffaf duvarlar, cam detaylar, projeyi ferah, aydınlık ve derinlikli kıldı. En arka bölümünden bile denizin görülebildiği Dardanel Tarabya Ofisi, çalışanların mutlu ve ferah bir ortamda görev yapması amaçlanarak tasarlandı. Ofis yaşamında geçirgenlik, şeffaflık ve iletişimin çok önemli olduğunu düşünen Dardanel’in, yönetim binasının tasarımında da bu unsurlar dikkate alındı. Yöneticilerin alanları da dahil olmak üzere, çalışma mekanlarının tamamı açık ofis olarak tasarlandı. Ses izolasyonuna ihtiyaç duyulan hacimlerde bölme duvarlar tamamen şeffaf cam duvarlar ile oluşturulurken mekanın bütünlüğünün bozulmamasına dikkat edildi. Dar bir yapıya sahip olan binaya cam ve ayna kullanımıyla derinlik, ferah bir görünüm kazandırılmaya çalışıldı, iç mekanlarda aynalarla bir “sınırsızlık” hissi sağlandı. Aynı zamanda asansörlerde, zeminlerde, merdivenlerde sadece cam kullanılarak, tamamı ile geçirgen bir yapı tasarlandı.

Bankada bile bahçedeymiş gibi çalışmak mümkün

Evrenol Mimarlık tarafından tasarlanan Ümraniye'deki Albarakatürk Genel Müdürlüğü, banka-ofis programının standart formlarından ve bunun yarattığı tekdüzelik ve kapalılık gibi mekansal etkilerden uzaklaşmasıyla dikkat çekiyor. İç bahçeleriyle çalışanlarına bankada çalışıyormuş hissinden uzaklaştıran ve nefes aldırmaya yönelten merkezde klasik tasarımlardan farklı olarak ahşap çalışma üniteleri bir bahçeye serpiştirilmiş hissini veriyor. Genel Müdürlük, malzeme seçiminden aydınlatma elemanlarına ve mobilyalara kadar eğrisel formları, yeşille bütünleşen şeffaf toplantı salonları ile de farklılık yaratıyor.

Alkbaraka

Alkbaraka

Doğuş tasarımıyla sıkıcı çağrı merkezine son

Özer+ Tulgan Mimarlık’ın doğadan ilham alarak tasarladığı “Doğuş Otomotiv Değer ve İlgi Merkezi”, alışılagelmiş ve sıkıcı ‘çağrı merkezi ofisi’ anlayışına eğlenceli ve sosyal yanı kuvvetli bir yorum getirdi. Ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt vermesi hedeflenerek geliştirilen çağrı merkezinde konforlu ve dışa kapalı toplantı kutucukları, sadece toplantı yapmak için değil, aynı zamanda video oyunları oynamak ve televizyon izlemek için de tasarlandı... Açık ofisin merkezine konumlanan soğuk içecek ve ferahlama barı ise çalışma saatleri içerisinde keyifli kısa vakitler ve küçük etkinliklere uygun olacak şekilde düşünülmüş.

Doğuş Otomotiv Değer ve İlgi Merkezi’nin tavanları gökyüzü temasına uygun olarak mavi renkle kaplanmış ve gökyüzü etkisi hem bulut biçimindeki akustik panellerle desteklenmiş, hem de bu panellerle mekanda meydana gelen ses yoğunluğunun dengelenmesi sağlanmış. Temanın devamlılığı adına bu etki mavi LED aydınlatmalarla güçlendirilmiş ve tavandan masalara inen kırmızı data kabloları ile de bir data yağmuru tasvir edilmiş. Çağrı merkezinde kullanılan tüm aydınlatma elemanları, minimum karbon ayak izi sağlamak adına, yüksek verimli LED olarak seçilmiş ve hem hava kalite sensörleri, hem de düşük sarfiyatlı klima üniteleri sayesinde verimliliğin üst düzeye çıkması sağlanmış. dogus

'Paylaşımcı ofis' Ouspace 6 ay içinde İstanbul'da

Bir masa yanınızda bir avukat, onun yanında bir girişimci ya da freelance bir reklam direktörü  olduğu, farklı meslekten insanlarla paylaştığınız bir ofis düşünün. Öğlen masörden ücretsiz randevunuzu alıyor, toplantınızın bitiminde yarım saat dinlenebileceğiniz dinlenme odasına gidebiliyorsunuz. Sosyalleşme alanları bir yana iş için ihtiyaç duyduğunuz geniş bir network ve iş geliştirme ağının sürekli içindesiniz... 'Co-working' adıyla dünyada bilinen bu paylaşımcı ofisler, Kollektif House ve Atölye İstanbul gibi markalarla başlayan ancak yaygınlaşma potansiyeli büyük bir sistem sunuyor. Co-working'i İstanbul'da kapsamlı hale getirecek yeni marka ise Türkiye'ye 6 ay içinde açılması beklenen 'Ouspace'...coworking1

Türkiye'de 'co-working' ofislere 'sosyallik' ve 'network gücü' eklemeye hazırlanan Ouspace'in Türk ortağı, Servotel'in Kıdemli Danışmanı Yiğit Şatıroğlu... Ouspace için House Hotelleri'nin büyük ortağı, İrlandalı bir fon olan Kerten Private Equity ie ortak olduklarını kaydeden Şatıroğlu, "Ouspace'de diğerlerinden farklı olarak kapı ve bölmeler yok, özel alanlara ek olarak diğerlerinde eksik olan eğlence ve sosyallik var. En önemlisi ise network. Birçok farklı sektörden insan için önemli bir danışmanlık, network ağı, business concierge, koçluk, kuluçka programları, networking eventleri, müzik söyleşileri ve çeşitli workshop’lar yaratılacak. Bugün Y kuşağı eğlenmenin ötesinde iş geliştirmeye önemli ölçüde ihtiyaç duyuyor. Biz bunu besleyeceğimiz, sağlıklı bir büfeden spor salonuna, masörden egzersiz hocasına, her türlü sosyalleşme alanını içinde barındıracak bir çalışma ortamı getireceğiz " dedi.

Şatıroğlu, freelance çalışanların, girişimcilerin ve büyümüş olan şirketlerin merkezde kalan istasyon ofisleri için kullanım alanı bulacak Ouspace'lerin Levent, Maslak, Mecidiyeköy, Taksim'in yanı sıra Yeşilköy ve Florya gibi noktalarda da yer alabileceğini belirtti.