'Yeşil bilişim' sürdürülebilir geleceğin hizmetinde
Vodafone Türkiye, teknolojinin sağladığı olanakları sürdürülebilir kalkınmanın hizmetine sunmak amacıyla Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye ile hazırladığı “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bilişim” raporunu yayınladı. Rapor, "yeşil bilişim" kavramına yoğunlaşarak, mobil iletişim teknolojilerinin sürdürülebilir bir gelecek için sunduğu çözümlere dikkat çekiyor.
Vodafone, daha iyi bir gelecek için mobil iletişim teknolojileriyle Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik etme vizyonuyla gerçekleştirdiği çalışmalarına sürdürülebilirlik alanında bir yenisini daha ekledi. Şirket; kamu sektörü, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, medya ve akademi dünyası işbirliğiyle çalışmalar yürüten Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye ile hazırladığı “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bilişim” raporunu açıkladı.
Yeşil bilişim ve sürdürülebilir kalkınma
21. yüzyılın en önemli sorunlarından biri olan küresel iklim değişikliğine inovatif çözümler sunma ihtiyacından yola çıkılarak hazırlanan rapor, "yeşil bilişim" kavramına yoğunlaşarak, bilişim teknolojileri ve sürdürülebilir kalkınma ilişkisini küresel ve ulusal ölçekte ortaya koyuyor. Bu sayede, paydaşlarca yürütülen faaliyetlerde bilişimin sürdürülebilir kalkınmaya etkilerinin göz ardı edilmemesi hedefleniyor. Sürdürülebilirliği sağlamak için bilişim teknolojilerinin nasıl kullanılabileceğine dikkat çekilen raporda, Vodafone Türkiye’nin bu alanda başarısı kanıtlanmış uygulamalarına da yer veriliyor.
Vodafone’dan sürdürülebilir ekonomik büyümeye destek
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, raporu şöyle değerlendirdi:
“Küresel ısınma ve küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileri her geçen gün artıyor ve 21. yüzyılın çözülmesi gereken en önemli sorunları arasında yer alıyor. Bu konuda en etkili çözümü her sektörü yatay olarak kesen verimlilik ve inovasyon sağlayan mobil teknolojiler sunuyor. Vodafone olarak, temel iş stratejilerimizin ayrılmaz bir parçası olan sürdürülebilirliğe yaklaşımımız, öncelikle içinde yaşadığımız toplumun yaşam kalitesini artırmak hedefi ile mobil ve internet teknolojilerinin erişilebilir olması ve etkin şekilde kullanılması, böylece teknolojinin hayatın hizmetine sunulması esasına dayanıyor. İçinde bulunduğumuz toplumun refah seviyesini artırmayı ve çevreyle uyumlu bir ekonomik büyümeye destek olmayı hedefliyoruz. Mobil iletişim teknolojileri eğitimden sağlığa, finanstan lojistiğe, tarımdan üretime her sektörde kurumlara özel inovatif çözümler sunarak, şirketlerin iş süreçlerinde hız ve tasarruf sağlıyor. Ekonomik ve sosyal kalkınmanın itici gücü telekomünikasyon sektörünün global bir oyuncusu olarak, sürdürülebilirlik konusunda büyük sorumluluk taşıyoruz.”
Bilişim, iklim değişikliği ile mücadelede önemli araç
REC Direktörü Rıfat Ünal Sayman da raporla ilgili olarak şunları söyledi: “Bugün bizler varlığı bilimsel olarak kanıtlanmış küresel iklim değişikliği ile karşı karşıyayız. İklimler değişiyor ve bu değişiklik insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Dünya ısınmaya devam ederken, buz ve kar stokları azalıyor, deniz seviyesi yükseliyor, yıkıcı etkisi olan aşırı iklim olayları artış gösteriyor. Türkiye’de de bu olumsuz etkileri sıkça gözlemlemeye başladık. Eğer ülkemizi ve dünyamızı korumak istiyorsak, iklim değişikliği ile kararlı bir şekilde mücadele etmeliyiz.
İklim değişikliği ile mücadele sera gazı salımlarının azaltılması ile mümkün. Bilişim bu azaltım için kullanılabilecek önemli bir araç. Bilişim teknolojileri; bu teknolojileri kullanan üretim, tarım, ulaşım gibi sektörlerde, kendi sera gazı salımından yedi kat daha fazla salım azaltım potansiyeli barındırıyor. Bu dönüştürücü etkisi ile bilişim, -asgari düzeyde karbon salımı ile büyüme- anlamına gelen “Düşük Karbon Ekonomisi”ni hayata geçirmemize destek oluyor.
REC Türkiye’nin kurulmasının 10. yılı içerisindeyiz. Geçtiğimiz süre içerisinde REC Türkiye olarak iklim değişikliği konusunda hep ilklerin içerisinde olduk. Yine bir ilki Türkiye’de yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu öncü araştırma ile, Bilişim’in iklim değişikliği sorununa sunduğu çözümleri tespit etmeye çalıştık. Çalışmanın, Türkiye’de bu konudaki farkındalığın artmasına katkı sağlamasını ümit ediyorum.”
2020’de yüzde 16,5 tasarruf mümkün
Rapor, “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bilişim”, “Seçilen Alanlarda Salım Azaltımı Potansiyeli”, “Fırsatlar ve Engeller” olmak üzere üç temel eksene sahip bulunuyor. Bu ana başlıklar altında incelenen araştırmalarda, enerji, üretim, tarım ve inşaat sektörlerinde bilişimden faydalanılarak elde edilen yüksek salım azaltımına dair önemli sonuçlar değerlendiriliyor. Bu doğrultuda, “Global e-Sustainability Initative (GeSI) Smarter 2020 Raporu”na göre, bilişim teknolojilerinin en yüksek karbon salımlarına neden olan enerji, sanayi, ulaşım, tarım gibi sektörlerde uygulanması durumunda, 2020 yılındaki toplam küresel salım miktarında %16,5’lik tasarruf sağlanabileceği öngörülüyor. Bu potansiyel, 1,9 trilyon dolarlık enerji ve yakıt tasarrufu anlamına geliyor. Söz konusu oranın Türkiye’deki karşılığının ise 20 milyar dolar olması bekleniyor.
Bilişimin sürdürülebilir kalkınmadaki rolü
Rapora göre, her ülkenin kendi sosyoekonomik konumu, sektörler ve gelişmişlik düzeyi bilişim uygulamalarıyla sağlanacak tasarruf potansiyelini belirliyor. Türkiye’de yapılan birçok çalışma da bilişim uygulamalarının enerji verimliliği ve karbon salım azaltımı sağladığını ortaya koyuyor. Mobil iletişimin yaygınlaşması ve internet erişiminin artması, kullanıcıların zamandan ve mekândan bağımsız olarak çeşitli hizmetlere erişiminde karbon salımlarını düşürüyor. Örneğin, banka müşterileri evlerinden veya bulundukları yerden sanal ortamda işlemlerini gerçekleştirirken, ulaşım kaynaklı karbon salımından ve kâğıt tüketiminden tasarruf sağlıyor. Örneğin, önlü arkalı çıktı almanın yaygınlaşması kâğıt tüketiminde %50’ye varan tasarruf sağlayabiliyor. Yine, e-evrak sistemleri, kâğıt tüketimini çok daha düşük seviyelere çekebiliyor. REC Raporu’nda belirtildiği üzere, bilişim teknolojilerinin bir başka katkısı ise bireylerin çevre üzerinde oluşan tahribatı takip edebildiği, gelişmeleri ve sesini sosyal medya üzerinden paylaşabildiği bir altyapı da sunarak bir otokontrol yapısı kurması.
Vodafone’dan çevreci M2M çözümleri
Raporda, Vodafone’un makineler arasında kablosuz iletişimi sağlayan makinelerarası iletişim (M2M) teknolojisine ilişkin örnekler de veriliyor. Bu teknolojiler sayesinde işletmelere uzaktan araç takip ve kontrol imkânı sağlanırken, ihtiyaç duydukları karbon tasarrufunu gerçekleştirmelerine yardımcı olunuyor. M2M teknolojisi, filo yönetiminin iyileştirilmesinden elektrikli araçların yaygın kullanımına ve orman yangınları için erken uyarı sistemlerinin kurulmasına kadar çok geniş bir alanda uygulanıyor.
Vodafone, daha sürdürülebilir bir doğal çevreye ve toplumun inşasına katkıda bulunma hedefiyle, Ege Orman Vakfı’nın işbirliğiyle, Türkiye’de ilk kez mobil teknolojilerle orman yangını erken uyarı sistemini hayata geçirdi. M2M teknolojileri kullanılarak geliştirilen Ormanlarımız Yanmasın Erken Uyarı Telemetri Sistemi’nin ilk uygulaması, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Adnan Menderes Havalimanı Başmüdürlüğü’ne ait 70 bin ağaçlık Bakioğlu Ormanı’nda başlatıldı. Sistem sayesinde, gözetim altına alınan orman alanına yerleştirilen sensörler, yangını ilk saniyelerinde algılıyor ve sensörlere yerleştirilen sim kartlar üzerinden ilgili birimlere bilgi iletiliyor.