AR-GE 250


Yetenek açığı 2013’e damgasını vuracak

Zehra Tike

Genç nüfus işsizliği 2013’te sadece politikacıların değil işadamlarının da ajandasında üst sıralarda yer alıyor. Çünkü genç nüfuz işsizliğinin geldiği nokta büyük ve orta ölçekli firmaların yetenek açıklarını da derinleştiriyor. Avrupa, Orta Doğu ve Amerika gibi bölgelerde yüzde 20’li 30’lu işsizlik oranlarından söz edilirken asıl sorunun oluşturulan istihdam ile işgücünün eşleşmemesi olduğu da ortaya çıktı. McKinsey’in içinde Türkiye de bulunan 9 ülkede yaptığı yaptığı araştırmaya göre şirketlerin sadece yüzde 43’ü aradığı yetenekte iş gücü bulduğunu belirtiyor. Yine bu ülkelerde orta ölçekli (50-500 işçinin çalıştığı) şirketlerde giriş seviyesinde ortalama 13 iş,  istenilen yeteneğin karşılamaması sebebiyle açık pozisyonda kalıyor.

Bu kötü tabloya rağmen iş dünyası-eğitim kurumları arasında ilham veren işbirlikleri 21. Yüzyılını yetenek açığı sorununa işe yarar çözümler sunuyor. Uzakdoğu’dan ABD’ye bu konuda etkisini kanıtlamış modeller mevut. Örneğin Çin’de otomotiv sektörüne odaklanan Mesleki Eğitim Kurumları’nda öğrenciler vakitlerinin yarısını laboratuar simülasyonları ortamında geçiriyor. Kurumun 1800 şirketle işbirliği ağının bulunduğunda da fayda var. ABD’nin en kalabalık öğrenci grubuna sahip kamu okulu Miami Dade College’da da sağlık eğitimlerinde yapay insan simülatörleri kullanılıyor. Avustralya’da TAFE’de uygulanan teknik eğitimde her eğitim modülüne yönelik sertifikalar veriliyor. Bu da iş dünyasına aradığı yeteneği bulmaları konusunda nokta atışı yapmalarını sağlıyor.

Tabii yetenek açığı sorunsalının talep yönü de var. Geleceğin tüketicileri şu anda okul sıralarında. Boston Consulting Group direktörlerinden Michael Silverstein’a göre Çin ve Hindistan’da eğitim gören 470 milyonun üzerinde öğrenci 10 trilyon dolarlık bir tüketim potansiyeline sahip. Yani yetenek açığını kapamak sadece şirketin istihdam kalitesini değil talep kalitesini de artıracak.

Dünyanın dört bir yanında yaşanan bu örnekler yetenek açığı probleminin ne derece büyük olduğu ve aşılması için iş dünyası-eğitim kurumları işbirliğini gerektirdiğini ortaya koyuyor. 2013’te bu açığın dolması yönünde daha fazla modeli tartışıp uyarlayacağımıza emin olabilirsiniz.