Bitmeyen tartışma: Expat mı yerli CEO mu?

Expat CEO’lardan görevi devralan yerli CEO’ların performansı göz kamaştırıyor. Buna rağmen IBM, Praktiker, Bosch gibi devler expat’larla yola devam etmeye kararlı. Peki neden? Siz, kendi şirketinizi hangi CEO’ya emanet ederdiniz?
Haber: Candeğer Muradoğlu
candegermuradoglu@turkishtimedergi.com
Yerli teknik direktör mü yoksa yabancı yönetici mi sorusu, futbol ve basketbol camialarında canlılığını hiç yitirmeyen tartışma konularından biri olmuştur hep... Bir buçuk yıl önce Slaven Bilic, Beşiktaş'ın teknik direktörlüğüne atandığında bu tartışma yeniden alevlendi. Galatasaray'da transfer komitesi başkanlığı da yapmış olan Adnan Sezgin bu konuyla ilgili şöyle konuşuyor:
“Yerli mi yoksa yabancı hoca mı tartışması Türkiye'de çok uzun süredir tartışılan bir konu. Ama aslına bakılacak olursa takımı yöneten kişinin nereden geldiği önemli değil. Daha çok takıma sağladığı fayda noktasında iyi hoca ya da kötü hoca ayrımının yapılması gerektiği görüşündeyim. Çünkü, başarıdan çok takıma kattığı verimlilik ve sürekliliğin önemli olduğunu düşünüyorum.”
Peki ama aynı durum şirketler dünyası için de geçerli mi? Yabancı CEO ile yerli CEO'nun şirkete kattıkları kişisel performans ile mi ilgilidir sadece?
İngiliz GSM devi Vodafone, Türkiye pazarında varlık göstermeye başladığı yıllarda beklenen başarıyı elde edememiş ve faturayı CEO Attila Vitae'ye keserek yerine Serpil Timuray'ı getirmişti. Timuray döneminde yükselişe geçen şirket sonrasında dümeni yine yerel bir yönetici olan Gökhan Öğüt'e teslim etmekte tereddüt etmedi. Teknoloji devi Intel ise Türkiye operasyonunda yola yerel bir yöneticiyle çıktı. Operasyonunu üç yıl boyunca yürüten Çiğdem Ertem başarılı bir grafik izledi ve halefi de yine bir Türkiyeli yönetici olan Burak Aydın oldu.
Yukarıda verilen her iki örnekten hareketle global şirketlerde yerel yöneticilerin daha başarılı olduğu ve pazarın ihtiyaçlarına doğru stratejilerle cevap vererek hedef şaşırmadıkları söylenebilir. Ancak global şirketlerin hepsinin yerel yönetici konusunda hemfikir olduğunu söylemek zor. Çünkü Türkiye'deki pek çok global şirket tercihini hâlâ expat'lardan yana kullanıyor. Örneğin 3M Andrei Holban 2011 yılında 3M Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapmaya başladı. NN Hayat ve Emeklilik'te ise 2010 yılından bu yana CEO’luk görevini yürüten Jetse de Vries, görevini Frank Eijsink’e devretti. Mercedes Benz Türk, BASF Türk, IBM Türk ve Bayer Türk de halen expat CEO tercih eden şirketler olarak öne çıkıyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Peki Türkiye koşullarında hangi tercih daha doğru? Expat ya da yerel yönetici çalıştırmanın avantajları ya da dezavantajları neler? Global şirketlerin Türkiye’deki operasyonlarını giderek artırdığı ve Türkiye'yi operasyon merkezi olarak belirleme stratejilerinden vazgeçmedikleri bir ortamda bu soruların önemi artıyor. Uzmanlara göre, bu soruların net bir yanıtı ne yazık ki yok. Burada bahsedilen doğru; şirketin genlerine, kültürüne, hedef ve stratejilerine bağlı olduğu kadar faaliyet gösterilen sektörün dinamikleri ile de bağlantılı.
Lokal yöneticiler daha başarılı...
Danışmanlık şirketi Egon Zehnder International Türkiye Müdürü Murat Yeşildere'ye göre yabancı şirketleri yöneten lokal CEO'lar doğru yönetişim ile desteklenirse expat yöneticilere göre daha başarılı... Bunun nedeni lokal CEO'ların pazarı daha iyi tanımaları ve dinamikleri daha iyi bilmeleri... Yeşildere örneğin finans, ilaç ve hızlı tüketim sektörlerinde faaliyet gösteren yabancı şirketlerin lokal CEO'larının başarılı olduğunu belirtiyor. Expat yöneticiler, dünyanın değişik yerlerinde değişik pozisyonlarda görev yapan kişiler oldukları için bir ülkede başarılı olmaları en az beş yıllık bir projeksiyon gerektiriyor.
Pedersen&Partners Yöneticisi Sabit Tapan'a ise göre lokal yönetici ve expat yöneticilere yönelik ihtiyaçlar çeşitli beklentilere göre değişebiliyor. Bu da elbette başarı kriterlerini değiştiriyor. Yabancı yöneticiler, genel olarak yerelde o yetkinliğe sahip kimse yok ise atanıyor. Lokal yöneticiler ise yerel piyasada alınacak aksiyonlar öne çıktığında tercih ediliyor. Genel olarak expat yöneticiler, karma bir yönetim anlayışı oluşturmak yönünde katkı sağlarken lokal CEO'lar, Türkiye pazarını ve mevzuatını bilen deneyimli birinin yönetim kurulunda bulunması açısından avantaj sağlıyor. Çünkü her ülkenin kendine has özellikleri var ve expatların bunu tam olarak anlaması zaman alıyor.
Generali'de Türkiye'ye özel strateji
Sigorta sektörünün önemli küresel markalarından Generali Grubu, hem yerel yöneticiler hem de expatlar ile çalışıyor. Almanya’da bir İtalyan ya da Brezilya’da Uzakdoğu kökenli bir CEO'nun görev yapması gayet olağan. Generali Sigorta, İtalyan CEO olan Luciano Cagnato'dan sonra iki yerel CEO ile çalıştı. Şirket, bu geleneği bozmadan özel bir strateji geliştirerek Türkiye’de bir Türk kadın yönetici ile çalışmayı tercih etti. Şirket CEO'su Mine Ayhan, “Generali’de çalışmak 'evrensel bir kartvizit' ile fırsatlar dünyasına seyahat etmek gibi. En önemli kriter, ülke CEO’sunun iş ihtiyaçlarını karşılayacak yetkinlik, bilgi, tecrübe ve liderlik becerilerine sahip olması” diyor.
NN Hayat'ta karma model
Hollandalı sigorta şirketi NN Hayat ve Emeklilik ise tercihini lokalde de yine Hollanda orijinli CEO'larla çalışmaktan yana kullanıyor... 2010 yılından bu yana CEO’luk görevini yürüten Jetse de Vries yakın zamanda görevini Frank Eijsink’e devretti. Şirket bünyesinde, alanlarında oldukça deneyimli lokal çalışanların yanı sıra expatlar da bulunuyor. Bu da global deneyimin lokale aktarılmasında önemli bir rol oynuyor. Frank Eijsink, “Şirket bünyesinde şu an başka ülkelerden gelen aktörlerimiz, Hong Kong’daki ING Insurance’dan (ING Sigorta) gelmiş bir satış elemanımız ve Romanya’dan gelmiş bir risk uzmanımız var” diyor. Bu durumun bazı avantaj ve dezavantajları içinde barındırdığını aktaran Eijsink durumu şöyle özetliyor: “Her ülkenin kendine has özellikleri bulunuyor ve expatların bunu tam olarak anlaması zaman alıyor. Türkiye için de bu böyle. Bir başka dezavantaj ise iş yapmayı kolaylaştıracak yerel insan ağına olan ihtiyaç. Bu dezavantajları en aza indirmenin yolu, şirkette karma bir işgücü oluşturmak ve yönetim kurulunda Türkiye pazarını ve mevzuatı bilen deneyimli birinin olması.
IBM'de uluslararası iş tecrübesi önemli
170'in üzerinde ülkede faaliyet gösteren bir şirket olan IBM'in perspektifine göre küresel iş ortamı düşünüldüğünde uluslararası iş tecrübesinin değeri çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu doğrultuda Isabel Gomez Cagiga, iki yılı aşkın bir süredir CEO olarak IBM Türk'ün başında. Gomez, “Türkiye'de expat yöneticiler ve çalışanlar bulunduğu gibi, Türk yönetici ve çalışanlar da farklı ülkelerde ve bölgelerde görev alarak hem kendi gelişimlerine hem de görev yaptıkları ülkelerde bulunan çalışanların gelişimlerine katkıda bulunuyor” diye konuşuyor.