BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDEN ÜÇ BÜYÜK PROJE

Turkishtime Dergi
  1. Aramid Nanoliflerle Yeni Nesil Batarya Ayırıcıları: Boğaziçi Üniversitesi ve 4EVR’den Temiz Enerjiye Katkı

Boğaziçi Üniversitesi ile Valerion iştiraki olan İstanbul merkezli 4EVR Enerji Teknolojileri A.Ş., yüksek performanslı aramid nanolif (ANF) bazlı batarya ayırıcılarının geliştirilmesi ve üretimi üzerine ortak bir teknoloji girişimi yürütüyor. Bu ileri malzeme teknolojisi, ilk olarak Michigan Üniversitesi’nde Prof. Dr. Nicholas Kotov liderliğindeki biyoilhamlı nanomalzemeler laboratuvarında geliştirildi ve şimdi Türkiye’de hem ölçeklendirme hem de uygulamalı Ar-Ge süreciyle yeni bir aşamaya taşınıyor.

ANF bazlı ayırıcılar; üstün termal kararlılık, mekanik dayanıklılık ve iyon iletkenliği sayesinde özellikle lityum metal ve lityum-kükürt bataryalarda kritik güvenlik ve performans sorunlarına çözüm sunuyor. Boğaziçi Üniversitesi laboratuvarlarında yürütülen araştırmalar, bu liflerin çok ölçekli hiyerarşik ağ yapılarının kontrollü üretimine odaklanıyor. 4EVR ise bu bilimsel altyapıyı Türkiye’de pilot üretime dönüştürerek, yılda yüzlerce metrekare separatör üretimi yapabilecek bir tesisi tasarlama aşamasında. Bu girişim, yalnızca bir teknoloji üretimi değil, aynı zamanda çok boyutlu bir iş birliği modelini temsil ediyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin temel bilimlerdeki araştırma gücü; 4EVR’nin mühendislik, ürünleştirme ve iş geliştirme kapasitesi; ve Michigan Üniversitesi’nin bilimsel mirası bir araya gelerek küresel ölçekte rekabet edebilecek bir teknoloji platformu oluşturuyor. Valerion şirketler grubuna bağlı olan 4EVR, aynı zamanda Türkiye’ye uluslararası patentli bir teknolojiyi getiren ve burada geliştiren bir teknoloji transfer modeli inşa ediyor. Bu model, Türkiye’nin yalnızca teknoloji tüketen değil, aynı zamanda yüksek katma değerli teknolojilerde üretici ve ihracatçı ülke olma hedefine katkı sağlıyor.

  • Boğaziçi Üniversitesi’nde Hedefe Yönelik Kanser Tedavileri İçin İlaç Geliştirme Çalışmaları

Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Erhan Keleş’in öncülüğünde yürütülen araştırmalar, kanser biyolojisinin moleküler temellerini anlamaya ve bu bilgiler ışığında hedefe yönelik tedavi stratejileri geliştirmeye odaklanıyor.

Disiplinlerarası bir yaklaşımla onkoloji, kimyasal biyoloji ve hesaplamalı ilaç tasarımını bir araya getiren bu çalışmalar, kanserin temel sinyal yollarını hedef alan küçük moleküllü ilaç adayları tasarlamayı amaçlıyor. Bu çalışmalar kanserle ilişkili biyolojik hedeflerin seçici ve etkili biçimde engellenmesi için yeni moleküler yaklaşımlar geliştirmeye odaklanıyor. Bu yaklaşımlar, hem hedefe özgüllüğü artırmayı hem de ilaçların yan etkilerini azaltmayı hedefleniyor. Biyolojik hedeflere yönelik moleküllerin sistemik toksisiteyi minimize ederken etkinliğini artıracak şekilde optimize edilmesini sağlanıyor. Bu bağlamda, yapay zeka destekli ilaç keşif platformları kullanılarak deneysel ve hesaplamalı yöntemlerin sinerjisiyle daha özgün ve etkili ilaç moleküllerinin tasarlanması hedefleniyor. TÜBİTAK 2232B Uluslararası Genç Araştırmacı Programı tarafından desteklenen bu projeyle; onkoloji, kimyasal biyoloji ve yapay zeka alanlarındaki güncel bilimsel gelişmelerin ilaç keşfi süreçlerine entegre edilmesi ve bu sayede kansere karşı hedefe yönelik, etkili ve güvenli tedavilerin geliştirilmesi amaçlanıyor.

  • Yeni Nesil Yapay Zekâ Sistemleri

Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği ve Veri Bilimi/ Yapay Zeka Enstitüsü işbirliği ile insan bilişinden ilham alan ve insan benzeri öğrenme stratejileriyle çalışan yeni nesil yapay zekâ sistemlerinin geliştirilmesi için kapsamlı bir araştırma programı başlatıldı. Proje yürütücülüğünü Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayb Arslan’ın üstlendiği, Doç. Dr. Tuna Çakar, Dr. Hojin Jang, Dr. Taha Koçyiğit, Doç. Dr. Mehmet Turan gibi akademisyenlerin de projenin çeşitli parçalarında ortak olarak destek oldular.

Araştırma programı kapsamında büyük çok modaliteli temel modellerin üretimini de içine alan insan davranışlarını ve bilişsel süreçlerini üç farklı proje ile TÜBİTAK 1001, YÖK ADP ve TÜBİTAK-NRF (Kore) uluslararası ortaklık programları kapsamında desteklenerek hayata geçirilecek. Projenin ilk ayağında, insanların zorlayıcı koşullar altında tanıma görevlerini nasıl başarıyla gerçekleştirdiği EEG ölçümleri, davranışsal testler ve anketler aracılığıyla analiz edilecek. Elde edilen bulgular, hesaplamalı modellere aktarılarak makinelerin zorlu senaryolarda (uzaklık, türbülans tipi atmosferik durumlar, kamera açısı vs.) daha doğru ve güvenilir kararlar alabilmeleri sağlanacak. İkinci projede, insanın genel zekâ kapasitesinin çoklu-modaliteyi hem sembolik hem bağlantısal düzeyde nasıl entegre ettiğinden yola çıkılarak büyük ölçekli bir temel modelin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Özellikle otonom araçların dinamik rota tahmini gibi genel zeka gerektiren işlemlerini daha doğru şekilde yerine getirebilmelerine yardımcı olacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan, bu temel model sayesinde farklı modaliteler (görsel, işitsel, dilsel vb.) arasındaki geçişler analiz edilerek hem insan zekâsına dair yeni çıkarımlar yapılması hem de beyin hasarı geçirmiş bireyler için yapay zekâ destekli çözüm önerileri sunulması planlanıyor. Üçüncü proje ise insan gelişiminin doğum sonrası dönemde geçirdiği fiziksel ve bilişsel evrelere odaklanarak, bu süreci taklit eden biyomimetik yapay zekâ modellerinin geliştirilmesini amaçlanıyor. Özellikle hem içsel hem de çevresel gürültünün insan ve makine öğrenmesi üzerindeki etkileri incelenerek, gürültüye dayanıklı daha sağlam sistemler inşa edilmesi hedefleniyor. Proje, gürültünün bir bozulmadan öte, eniyilemeye yardımcı bir unsur ve türeyen/beliren davranışların (örn. Stokastik rezonans) nedeni olarak değerlendirilmesini odak noktası alıyor.

Kaynak ARGE 500