Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe; İhracatta İlk 10 Ülke Hedefimize AR-GE, İnovasyon ve Teknolojik Dönüşümle Ulaşabiliriz

Turkishtime Dergi

İhracatta büyük hedeflerimize ulaşabilmemiz için ekosistemimizdeki tüm paydaşların Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine ağırlık vermesi gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dönüşüm sürecinde küresel eğilimler doğrultusunda marka ve dağıtım kanalları oluşturmalı, üretimimize inovasyonla beraber çevreci ve yüksek teknolojili bir boyut kazandırmalıyız.

Küresel ekonomi, büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Ticaretin değişim hızı gittikçe artıyor. Bugün gelinen noktada Ar-Ge ve inovasyon, maliyetlerin azalması, yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi, ürün ve hizmet kalitesinin artırılmasında büyük rol oynuyor. Ar-Ge ve inovasyon olmadan değişim ve gelişimin olamayacağının bilinciyle, katma değerli üretim için bu iki konuyu her zaman odak noktamızda tutuyoruz. Çünkü inovasyon ve Ar-GE’yi işin içine katmadan rekabetçiliği artırmak, değişim ve dönüşümü başarmak mümkün değil. TİM olarak bir yandan ihracatçımızın güncel sorunlarıyla ilgilenirken, diğer yandan ihracatımızı geleceğe hazırlayan stratejiler üretiyoruz. Bu çerçevede özellikle Ar-Ge, inovasyon, tasarım, girişimcilik ve marka alanlarına yoğunlaşmış durumdayız.

İhracat hacmimizi, katma değer ve teknolojik yoğunluk bakımından artırarak daha nitelikli hale getirmek istiyoruz. Ülkemizin ve bölgemizin inovasyon alanında en prestijli etkinliği olan ‘Türkiye İnovasyon Haftası’nı düzenliyoruz. Bu yıl 11’incisini gerçekleştireceğimiz organizasyon ile dünyada ve Türkiye’de fark yaratan uluslararası profesyonelleri, sanayicileri, akademisyenleri ve üniversite öğrencilerini buluşturuyoruz. InoSuit programımız kapsamında, firmalarımıza mentörlük ve pek çok desteği bir arada sunuyor, Ar- Ge süreçlerini adım adım takip ediyoruz. Türkiye’nin en genç inovasyon takımı İnovaTİM’le gençlerimizin hayallerinin yanında oluyor, projelerini destekliyoruz.

İhracatımız 2000’li yılların başından bu yana hızla artarken ürün yelpazemizde çok önemli değişimler oldu. Geçmişte basit mal olarak nitelendirilen ürün gruplarının ağırlığı daha yüksekken, bugün orta üst ve üst teknolojili ürün gruplarında da ihracatımızın payı yüzde 40’ın üzerine çıktı. Taibi bu değişim bir günde olmadı, bugün geldiğimiz nokta sistematik bir kalkınma stratejisinin sonucu. İlgili bakanlıklarımızın özellikle Ar-Ge yapmak isteyen firmalarımız için çok önemli teşvikleri bulunuyor. Kuluçka merkezleri, bilgiyi ticarileştirme merkezleri, Teknoparklar derken Türkiye her sektörde inovatif adımlar attı. Üretiminden güvenliğine, savunma, sağlık, eğitim, bilişim teknolojilerinden yapay zekaya kadar her alanda, kendi ayaklarımızın üzerinde durabilmeliyiz. Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna gelmeliyiz. Çünkü Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefimize ancak Ar-Ge’yi, inovasyonu, teknolojik dönüşümü, üretimimize ve ihracatımıza entegre ederek ulaşabiliriz.

Ar-Ge faaliyetlerinde Türkiye’nin İlk 1000 ihracatçısı konumundaki firmalarımız başı çekiyor. Her yıl ilk 1000 ihracatçımızı ödüllendirirken araştırma kapsamında anketler düzenliyoruz. Burada Ar-Ge ve markalaşma başlıklarında çok önemli sonuçlar çıkıyor. İlk 1000 ihracatçımızın, neden ilk 1000’de olduğunu, listede yerlerini nasıl koruduklarını Ar-Ge harcamalarında görüyoruz. Veri paylaşan firmalardan kendi markalarıyla ihracat yapanlar ortalama 2 bin kişi istihdam ediyor. Bu firmaların Ar-Ge birimlerinde ortalama 37 kişi çalışıyor. Bir başka ifade ile Ar-Ge çalışanlarının firmadaki toplam istihdama oranı yüzde 3,1’e çıkmış bulunuyor. Kendi markalarıyla ihracat yapan firmaların patent sayısı, ortalamanın yüzde 18 üzerinde gerçekleşti. Ar-Ge veya tasarım merkezi bulunan firmalar içinse bu ortalama 33,1’e yükseliyor. Söz konusu firmaların Ar-Ge harcamasının toplam yatırımlardaki payının yüzde 36 olduğunun da altını çizmek istiyorum.

İhracatta büyük hedeflerimize ulaşabilmemiz için ekosistemimizdeki tüm paydaşların Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine ağırlık vermesi gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dönüşüm sürecinde küresel eğilimler doğrultusunda marka ve dağıtım kanalları oluşturmalı, üretimimize inovasyonla beraber çevreci ve yüksek teknolojili bir boyut kazandırmalıyız. Özellikle yeşil dönüşüm günümüzde en önemli başlıklardan biri. Firmalarımızın çevreci, enerji tasarrufuna yönelik inovasyon ve araştırma faaliyetleri yürütmesi yeni dönemde fark yaratıcı bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu alanda sektörlerimize de büyük görev düşüyor. İhracatçı birliklerimiz aracılığıyla planlanan ve uygulamaya geçirilen sürdürülebilirlik eylem planları ve çalışmaları kapsamında 27 sektörümüzün yeşil dönüşüm sürecine öncülük ediyoruz. TİM sürdürülebilirlik Eylem Planımızı üç yıl önce açıklamıştık. Sektörlerimiz de Haziran 2024 itibarıyla eylem planlarını tamamlamış bulunuyorlar.

Son söz olarak şunu söylemek istiyorum: Küresel ticaretin, piyasaların ve teknolojinin yönünü iyi okuyup Ar-Ge, yüksek teknoloji, tasarım ve inovasyon yoluyla katma değer üretmek zorundayız. İhracatımızın katma değerini artırmak için çalışan TİM, önümüzdeki dönemde de bu konuda üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye devam edecek.