2018'e yön verecek teknoloji trendleri... Microsoft Genel Müdürü Turkishtime için kaleme aldı...

“Akıllı bulut ve akıllı erişim noktaları"
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu
"IDC’nin FutureSpaces 2017 araştırmasına göre 2018’de uygulama geliştiren ekiplerin yüzde 75’i uygulamalarında ya da çözümlerinde bir yapay zeka işlevine yer verecek. 2019 yılına gelindiğinde ise dijital dönüşüm inisiyatiflerinin yüzde 40’ı, nesnelerin interneti inisiyatiflerinin yüzde 100’ü bu özellikleri sistemlerine entegre edecek. Forrester’ın tahminlerine göre bu servisler yıllık olarak daha az gelişmiş sistemlerden 1,2 trilyon dolar çalacak"
Bu yılın son aylarında Microsoft adına yeni bir dönem başladı ve bu dönemin etkilerini 2018 yılında daha da fazla göreceğiz. Şubat 2014'te Microsoft'un CEO'luğunu devraldıktan sonra, CEO’muz Nadella, “önce mobil, önce bulut” dünya görüşünü ortaya koymuştu. Şimdi ise yeni bir dönem başlıyor ve artık “Akıllı Bulut ve Akıllı Erişim Noktaları" anlayışını ön plana alıyoruz.
Akıllı Bulut ve Akıllı Erişim Noktaları modelinin üç ana özelliği bulunuyor: Birincisi, teknoloji deneyiminin artık masaüstü, dizüstü, akıllı telefon ve tablet gibi birden fazla cihaz üzerinden yaşanıyor olması. Örneğin, işyerindeki bir bilgisayarda başlatılan çalışma, bir akıllı telefonda tamamlanabiliyor.
İkinci özellik ise her cihazın ve uygulamanın, deneyimi geliştirmek için dahili yapay zeka yeteneklerine sahip olması. Ve üçüncü özellik ise gittikçe artan karmaşık uygulama gruplarını geliştirmek ve yönetmek için yeni imkanlar sunan, mikro servisler ve sunucu-dışı teknolojilerin artan kullanımı.
Akıllı Bulut ve Akıllı Erişim Noktaları stratejimizle beraber Microsoft olarak ürün geliştirmek için beş alana yoğunlaşıyoruz: Modern modern işyerleri, iş uygulamaları, uygulamalar ve altyapı, veri ve yapay zeka ve son olarak oyun pazarı.
Son dönemde en çok konuşulan trendlerden birisi elbette ki yapay zeka. Birçok şirket yapay zekanın işlerine getireceği avantajın farkına vardı. Danışmanlık şirketi Gartner’ın verilerine göre şirketlerin yüzde 59’u yapay zekayla ilgili bilgi topluyor ve bu alanda bir strateji geliştiriyor. Aynı şirketin değerlendirmelerine göre 2020 yılına kadar şirketlerin teknolojiden sorumlu üst yöneticilerin yüzde 30’u ilk 5 önceliği arasına yapay zekayı koyacak. Biz de yapay zekanın demokratikleştirilmesi, bulut bilişim sistemleriyle entegre edilmesi ve herkesin bu teknolojileri kullanabilmesi için çalışmalar yapıyoruz.
Yöneticilerin yapay zeka ile ilgili farkındalığını artmasında, yapay zekaya ilişkin agresif öngörülerin önemli payı bulunuyor. IDC’nin FutureSpaces 2017 araştırmasına göre 2018’de uygulama geliştiren ekiplerin yüzde 75’i uygulamalarında ya da çözümlerinde bir yapay zeka işlevine yer verecek. 2019 yılına gelindiğinde ise dijital dönüşüm inisiyatiflerinin yüzde 40’ı, nesnelerin interneti inisiyatiflerinin yüzde 100’ü bu özellikleri sistemlerine entegre edecek. Forrester’ın tahminlerine göre bu servisler yıllık olarak daha az gelişmiş sistemlerden 1,2 trilyon dolar ‘çalacak’.
2018 yılı ve takip eden dönemde ölçeğini genişletecek segmentlerden biri de artırılmış gerçeklik/sanal gerçeklik uygulamaları olacak. International Data Corporation'ın analizine göre bu segmentte küresel gelir önümüzdeki 4 yılın tamamında yüzde 100 artmış olacak. Kurumun tahminlerine göre artırılmış gerçeklik/sanal gerçeklik ürün ve çözümlerine yapılacak toplam harcama 2021 yılında 215 milyar dolar seviyesine yükselecek. 2017'de bu segmente yapılan toplam harcamanın ise 11,4 milyar dolarla tamamlanması bekleniyor. Bu segmenteki harcamalar açısından ana adres ABD konumunda. İkinci sırada ise Japonya haricindeki Asya ülkeleri geliyor. 2021 yılına kadar Batı Avrupa'nın bu segmentte ikinci sıraya yerleşmesi bekleniyor. Sektörlerde ise tüketim ürünleri, perakende ve imalat sektörlerinin bu segmentin uygulanmasında önde gelen lider sektörler olacağı öngörülüyor. Biz de Halo Lens ile bu gelişimin bir parçası olmak için çalışıyoruz. Halo Lens’in satışa sunulduğu ülkeler arasında Türkiye’nin de yer alması bu desteğin önemli bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.
Birçoğumuzun dikkatini kripto para Bitcoin ile çeken Blockchain’in 2018’de hayatımızda daha çok yer edeceğini söylemek mümkün. Adından da anlaşılacağı gibi zincirleme bir modelle inşa edilen, takip edilebilen ama kırılamayan Blockchain teknolojisi, bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapmaya izin verebiliyor. Böylece dijital para transferi (bitcoin vb.) işlemler direkt olarak alıcı ile satıcı arasında ve güvenli bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Günümüzde bankaların da dahil olduğu farklı oyuncular e-ticaret, dosya paylaşımı ve haberleşme gibi işlemler için Blockchain’i keşfetmeye ve kullanmaya başlıyor. Sadece dosya paylaşımı ya da farklı transferler değil, akıllı sözleşmeler de bu teknoloji ile mümkün olacak. Azure platformumuz üzerinde SaS modeli ile Blockchain hizmeti sunuyoruz. İsteyen kurumlar Azure bulut sistemimiz üzerinde bir servis olarak Blockchain hizmetini kullanabiliyor.
Çok uzun zamandır konuşulan bulut bilişim çözümlerinde 2018 ve takip eden yıllar yeni bir modelin ortaya çıktığı dönem olarak tarihe geçecek. Hızla gelişmekte olan bulut bilişim bu kapsamda trend olmaya devam edecek. Bu alanın trend olarak kalmasında bulut tabanlı sistemlerden son kullanıcıya ulaşmadaki iyileştirmelerin etkisi olacak.
Bilgisayardan, mobil cihazlara kadar bütünleşik kullanıma işaret eden bağlantılı cihazlar modeli de 2018 yılının takip edilen trendlerinden olacak. Frost and Sullivan’ın rakamlarına göre hali hazırda bağlantılı cihaz sayısı 12 milyar civarında. Önümüzdeki yıl buna 10 milyar daha eklenmesi bekleniyor. 2023 yılına kadar her yıl yüzde 20 büyümeyle bağlantılı cihazların sayısının 45 milyardan daha fazla olacağı öngörülüyor. Bu denli büyük rakamların ortaya çıkması bağlantılı cihazlar üzerinde yeni modellerin de konuşulmasına yol açacak. Bu cihazlardan üretilen dataların endüstrinin farklı alanlarında kullanılması bağlantılı cihaz trendinin gündemde kalmasına olanak sağlayacak.
Tüm bu teknolojilerin gelişmesi ve yaygınlaşması siber güvenlik ihtiyacını daha da artıracak. Dolayısıyla teknoloji gündeminin değişmeyen maddesi siber güvenlik olacak. Özellikle endüstriyel nesneleri interneti uygulamaların yaygın bir şekilde kullanılması, büyük ölçekli dijital operasyonların gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum korunması gereken operasyonun büyüklüğüne vurgu yapıyor. 2018’de bu alana ilişkin daha çok uygulamanın gerçekleştirileceğini öngörmek mümkün. Danışmanlık şirketi Deloitte’nin teknoloji trendlerine ilişkin araştırmasının 2017 versiyonuna göre teknolojiden sorumlu yöneticilerin yüzde 61’i BT ekiplerinden sadece siber güvenliği sağlamalarını talep ediyor.
Teknoloji liderlerinin 2018 öngörülerinin tamamını Turkishtime'ın Ocak sayısında okuyabilirsiniz.