ARGE 250


71 start-up’a 67 milyon dolar yatırdı, şimdi sırada…

Barış Soydan

 

 

 

 

Aslanoba Capital'in kurucusu Hasan Aslanoba, en son Meal Box’a yaptığı yatırımla çok konuşuldu. “İnternet yatırımlarıma devam edeceğim. 2016’da kendi girişimlerim olan Tazedirekt ve Webnak’a çok daha fazla odaklanmış olacağım” diyor.

 

 

- Erikli'den çok iyi şartlarda exit yaptığım için elimde önemli finansal imkanlar vardı. Bu da geleneksel ekonominin riskli bulduğu yatırımlara girmemi sağladı.

 

 - Çok kısa zamanda çok sayıda yatırım yaptım, muhtemelen bir dünya rekoru kırmış olabilirim. Hatta, tanımadığım birisi tarafından, 2013 Haziran’da AslanobaYatirimYaptimi.com adında beni ti’ye alan komik bir site bile kuruldu.

 

 - Büyük başarıların parçası olmayı çok seviyorum, eserler yaratan bir sanatçının tatminini yaşıyorum adeta. Çok sayıda başarılı şirketler yaratabilmek, “ben de oradaydım”diyebilmek bence harika bir duygu.

 

- Top 20 listemde Bitaksi, Modanisa, İncir, İninal, Düğün, Meal Box, Taşıt, Webrazzi, Etohum, Modacruz, HemenKiralık, Taşıt, Obilet, BuldumBuldum, Vivense, DoktorSitesi, MobilOtoServis, InfoDif, Insider ve Kapgel yer alıyor.

 

 

Dijital start-up'ların en tanınmış melek yatırımcılarından Hasan Aslanoba, 2012 yılından itibaren internet tabanlı yenilikçi iş modellerine yatırım yapıyor. Yaptığı her yatırım büyük ses getirdi. En son Meal Box’a 3.6 milyon dolar ile ortak oldu. 2015 Eylül sonu itibarıyla, yurtdışı yatırımları da dahil 71 farklı teknoloji şirketini toplamda 67 milyon dolar ile fonladı. Bu yatırımlardan 63 tanesi aktif durumda, faaliyetini sonlandıran veya bir gelecek görmediği için Aslanoba'nın hisselerini devredip ayrıldığı start-up sayısı ise sekiz. Aslanoba Capital'in kurucusu Hasan Aslanoba'nın yatırım anlayışını ise en iyi kendine ait şu sözler özetliyor: “Mutlaka bazı portföy şirketlerimin değeri 100 milyon dolar değerlemeleri aşacaktır, bazıları ise maalesef batacaktır. Ancak bana göre en büyük maliyet, bazı projelerin batması değil kaçan fırsatlar olacaktır”.

 

Erikli Su CEO'su iken 2012’de internet tabanlı yenilikçi iş modellerine odaklanma kararı aldınız. Şu an Türkiye’deki start-up ekosistemini yatırımlarınız ile domine ediyorsunuz. Yatırımcı kimliğinizin bu kadar çok öne çıkmasının nedeni nedir? Aslında sormak istediğim şey neden start-up’lara yatırım yapıyorsunuz?

Benim bu ekosistemde bu kadar etki yapmamın temel nedeni piyasanın yeterince derinliği olmaması. Çok büyük fırsatların benim vizyonum ve finansal imkanlarımla doğru zamanda buluşması benim için de ekosistem için de bir şans oldu. Erikli'den çok iyi şartlarda exit yaptığım için elimde önemli finansal imkanlar vardı. Bu da geleneksel ekonominin riskli bulduğu yatırımlara girmemi sağladı. Aslında ben riskli bir iş yaptığımı düşünmüyorum. Çünkü riskim çok sayıda şirkete dağılmış durumda. İnanıyorum ki, portföyümde en yüksek performans gösteren bir veya iki şirket yaptığım tüm yatırımı geri getirecektir. Yatırımlarımı çok yoğunlaştırdığım 2013 yılı benim için çok ilginç bir yıl oldu. Çok kısa zamanda çok sayıda yatırım yaptım, muhtemelen bir dünya rekoru kırmış olabilirim. Hatta, tanımadığım birisi tarafından, 2013 Haziran’da AslanobaYatirimYaptimi.com adında beni ti’ye alan komik bir site bile kuruldu. Bazen bir haftada dört yatırım gerçekleştirdiğim oldu. Diğer taraftan, benim gibi yatırımcıların eksikliği çok iyi girişimcilerin de bana ulaşmasını sağladı. Ne mutlu ki, bize çok iyi projeler gelmeye devam ediyor, artık bir markayız diyebilirim. Portföy teorisi gereğince yeterince farklı alana ve farklı şirketlere yatırım yapmam gerekiyordu. Mutlaka bazı portföy şirketlerimin değeri 100 milyon dolar değerlemeleri aşacaktır, bazıları ise maalesef batacaktır. Ancak bana göre en büyük maliyet, bazı projelerin batması değil, kaçan fırsatlar olacaktır. Asıl motivasyonuma gelince; sanırım büyük başarıların parçası olmayı çok seviyorum; eserler yaratan bir sanatçının tatminini yaşıyorum adeta. Çok sayıda başarılı şirketler yaratabilmek, “ben de oradaydım”diyebilmek bence harika bir duygu. Para kazanmak benim için bir araç aslında, sadece daha fazla yatırım yapmamı sağlıyor. Bu işten çok keyif alıyorum, her zaman çok çalışan bir işadamı oldum. Elbette bana yardımcı olan çok iyi bir ekibim var, onların da desteği ile tüm işlerin altından kalkabiliyorum. Diğer taraftan; genelde çok iyi eğitimli, vizyoner, dahi girişimciler ile sürekli etkileşimde olmak beni de çok geliştiriyor. Ben kendi tecrübelerimi aktarırken, geleneksel ekonomiden gelmiş bir kişi olarak, dijital ekonomideki bu arkadaşlardan da sürekli yeni şeyler öğreniyorum. İnternet ekosistemine önemli bir katkımın olması beni gururlandırıyor. Türkiye'de interneti zıplatan adam olmayı önemli bir misyon olarak üstlendim. Yatırımcı, girişimci, fikir lideri, konuşmacı ve mentor şapkaları taşıyorum. Geleceğin Türkiye'sinde önemli servetlerin hiçbir şey yapmayan, üretmeyen insanlardan genç, dinamik, dahi gençlerin eline geçtiği bir Türkiye hayal ediyorum.

 

En son Meal Box’a yaptığınız yatırımla çok konuşuldunuz. Şimdiye kadar start-up’lara toplamda ne kadarlık yatırım yaptınız?

Evet, Meal Box en değerli şirketlerimden biri. Hızla büyüyor, şehirli insanın sağlıklı ve lezzetli ev yemeklerine kolayca ulaşmasını sağlıyor. Bugüne kadar Meal Box’a 3.6 milyon dolar yatırım yaptım. Genel toplam olarak bakarsak, 2015 Eylül sonu itibarıyla yurtdışı yatırımlarım da dahil olmak üzere 71 farklı teknoloji şirketine toplamda 67 milyon dolar yatırım yaptım. Bu yatırımlarımdan 63 tanesi aktif durumda, sekiz tanesi ise ya faaliyetini sonlandırdı veya bir gelecek görmediğim için hisselerimi devredip ayrıldım. İnternet yatırımlarıma devam edeceğim. Ancak ben aynı zamanda kendim de bir girişimciyim. 2016’da kendi girişimlerim olan Tazedirekt ve Webnak’a çok daha fazla odaklanmış olacağım.

 

2015 yılı içinde özellikle dikkatinizi çeken internet girişimi var mıydı?

Türkiye’deki portföyümden en çok dikkat çeken 20 girişimin isimlerini verebilirim, çünkü durumlarını yakından biliyorum. Top 20 listemde Bitaksi, Modanisa, İncir, İninal, Düğün, Meal Box, Taşıt, Webrazzi, Etohum, Modacruz, HemenKiralık, Taşıt, Obilet, BuldumBuldum, Vivense, DoktorSitesi, MobilOtoServis, InfoDif, Insider ve Kapgel yer alıyor. Ancak, bu listede yer almayanlar için başarısız oldukları anlamı kesinlikle çıkarılmamalı. Aynı şekilde listede yer alanlar mutlaka başarılı oldu anlamı da çıkmaz. Ben burada sadece en çok dikkat çeken 20 yatırımımı listelemiş oluyorum. Hangi alandaki girişimlerin benim için daha dikkat çekici olduğun baktığımızda ise “mobil bazlı iş modelleri” en büyük potansiyeli sunan alan olarak açık ara öne çıkmıştır. Akıllı cep telefonların hayatımıza getirdiği büyük kolaylık ve gelişen özellikler en başta alışverişin gittikçe mobil kanallardan tamamlanmasını sağlayacaktır. Sadece mobil tabanlı iş modelleri de hızla yaygınlaşacaktır. Diğer taraftan paylaşım ekonomisinin değeri tüm dünyada gittikçe daha fazla anlaşılıyor ve bu ekonomi dev adımlarla büyüme trendi içinde. İnsanlar sahip oldukları fazla zamanı, işgücünü ve fiziksel kaynaklarını (ev, araba, gibi) paylaşım ekonomisinden ek gelir elde etmek amacıyla, paylaşım ekonomisi şirketlerine sunmaya devam edecektir. Mobilitenin sağladığı avantajlar özellikle lojistik alanında daha fazla keşfedilecek ve Webnak gibi B2B lojistik platformlar hızla yaygınlaşacaktır. İster insan isterse yük taşınsın lojistik platformlar mobilitenin ve paylaşım ekonomisinin nimetlerinden en fazla yararlanacak olanlar arasında. B2C tarafında da özellikle zamanı az ve beklemeye tahammülü olmayan yeni nesil tüketicilerden “mobile on-demand” hizmetlere (yani “cepten bir tık ile, hizmet hemen ayağıma gelsin” iş modelleri) gelecek olan talep, bu iş modellerinin benzini olacaktır. Finans sektöründe de inovatif fin-tech startup’larının ayak seslerini çok daha fazla duymaya başladık. İşin özünde finans sektörü bilgiye dayanıyor, ancak tüketicilere veya şirketlere yansıtılan aracılık hizmet maliyeti, bugünün bilgi çağında artık çok yüksek kalıyor. Bir yanda yeni nesil tüketiciler daha düşük maliyetli alternatif kanalları tecrübe etmek için daha istekliyken, diğer tarafta teknolojik gelişme, alternatif kanalların dijitalde oluşumunu çok kolaylaştırıyor.

 

Yatırım yaptığınız start-up’larda aradığınız nitelikler nelerdir?

Fikir aşamasındaki projelerle neredeyse hiç ilgilenmiyorum. Ancak bazen istisnalar çıkabilir. Süper star bir ekip, süper bir fikir etrafında bir araya gelirse istisna yapabilirim. Niş bir pazarda değil büyük bir pazarda büyük bir sorunu çözüyor olması gerekir. İkna olabilmem için müşterisinin problemini ve buna karşılık sunduğu çözümü çok iyi tarif edebilmeli. Kurucu ortakların yetkinliği kararıma yaklaşık yüzde 60 etki eder. Ekibin bilgisi, tecrübesi, işe adanmışlığı, etik anlayışı ve motivasyonu son derece önemli. Sadece bugün değil gelecekte işler büyüdüğünde de bu ağır yükü taşıyabilmeliler. UX’i (kullanıcı deneyimi) çok güzel bir ürün (web ve/veya app) görmek her zaman kararımı olumlu yönde destekler. Unutmayın “UX aslında markanızdır”. Hedeflediği kategoride pazara ilk girmenin avantajına sahip olmalı. Aynı pazarda rekabet edeceği güçlü bir rakibi taklit eden değil farklı bir yaklaşımla kendi kategorisini yaratan bir stratejisi olmalı. Zaten iyi bir ekibin genelde iyi bir stratejisi de olur, ekibin kalitesini sunumundan bile hemen anlarım.