Uber Türkiye’de tutar mı? Tutarsa taksileri batırır mı?
Ulaşımda yeni bir dönem başlatan Uber, dünyanın dört bir köşesinde taksicileri ayağa kaldırıyor. Türkiye’de Şoförler Derneği endişeli, “Bakanlık bir an önce önlem almalı” diyorlar. Uber ise taksicileri rakipleri gibi değil, olası iş ortakları olarak gördüklerini söylüyor.
Yeni teknolojiler insanların günlük hayatını kolaylaştırırken bir takım kurumlara da zarar verebiliyor. Bunun belki de en büyük örneği Uber. Şirket akıllı telefonlarda bulunan bir uygulamayla ulaşımı kolaylaştırmayı ve şehirdeki bütün ulaşım seçeneklerini bir yerde toplamayı hedefliyor. Ancak taksiciler uygulamaya şiddetle karşı çıkıyor çünkü Uber taksicilerin müşterilerini kapıyor. Üstelik taksiciler hem daha fazla trafik sigortası ödüyor hem de gelir mükellefi olarak ödedikleri ücretler yüksek.
Uber, uygulamayı indiren kişilere internet üzerinden kendisine en yakın soföru yönlendiriyor. Ödemeyi ise nakite gerek olmadan kredi kartından tahsil ediyor. Kullanıcılar soförlerin nerede olduğunu akıllı telefonları üzerinden görebiliyor. İstediklere adrese ulaşmanın maliyetini öğrenebiliyor. Bunların yanı sıra, sisteme kayıtlı taksiciler müşteriler tarafından puanlandırılabiliyor. Böylece müşteri memnuniyeti de kayıt altına alınmış oluyor. Uber'in dört farklı araç seçeneği bulunuyor. Bunların arasında lüks bir yolculuk deneyimi yaşamak isteyenler için araçlar da yer alıyor. Çoğunlukla geniş araç seçeneği yüzünden kalabalık gruplar tarafından tercih ediliyor.
Dünyada tepkiler büyüyor
Uber, bu özellikleriyle müşterilere konforlu bir hizmet sunuyor. Ancak gün geçmiyor ki şirkete karşı bir ayaklanma haberi daha gelmesin. Fransa'dan Sau Paula'ya kadar dünyanın dört bir köşesinde taksiciler ayağa kalkıyor. Kontakt kapatıp, trafiği felç ederek Uber'in yarattığını iddia ettikleri haksız rekabete karşı tepkilerini gösteriyor. Bazı ülkelerde ise protestolar sertleşiyor. Örneğin Fransa'da taksiciler işi Uber'in araçlarına zarar vermeye kadar götürdü. Fransa hükümeti gösterilerin ardından ülkedeki Uber yöneticilerini tutukladı. Güney Kore gibi bazı ülkelerde ise mahkemelerden Uber aleyhine haberler gelmeye devam ediyor. Ancak herşeye rağmen, Uber büyümeye devam ediyor. 5 yıllık şirketin değeri şimdiden 51 milyar dolara ulaştı. Bu da ulaştırma piyasalarında Uber'i tekel durumuna getiriyor.
Peki dünyanın bir çok farklı noktasında sert protestolarla va yasal düzenlemelerle karşılaşan Uber'in Türkiye'deki yolculuğu nereye gidiyor? Uber, Türkiye piyasasına gireli bir yıldan fazla oldu. Gün geçtikçe tüketici bu uygulamadan haberdar olmaya başladı. Bununla beraber esnafın konuyla ilgili bilinci de gelişmeye devam ediyor. Şöförler Odası’na göre, çok geç olmadan önlem alınmazsa, yurt dışında yaşanan protestoların İstanbul'a sıçraması kaçınılmaz olur. İstanbul Soförler Odası Başkanı Cem Sert, “İstanbul'da esnaf böyle bir uygulamanın farkına vardığında, tepki çok büyük olur. Burada 18 bin taksi var. Hepsi kontak kaparsa olabilecekleri düşünmek çok zor. Şu an bilinirliği yok ama yayıldığı zaman bu işin kokusu da çıkacaktır” diyor
Bir nusubetin bin nasihattan daha iyi olduğunu söyleyen Sert, “Şu an biz bunu söylüyoruz ancak bir şey yapmıyorlar. Esnaf ayağa kalktığı zaman bu işin ciddiyetine varacaklar. Nasıl Fransa'da protestolar oldu. Burada da olur. Ancak bizimkisi Avrupa'daki protestolara da benzemez. Daha büyük ses getirir. Çünkü bizim esnafımız günlük kazancıyla yaşıyor. Çoluğunun çocuğunun nafakasını kazanıyor. O yüzden tepki de daha güçlü gerçekleşir” şeklinde konuştu. Uber'in korsana kılıf uydurduğunu belirten Sert, “Taksiciler gelir mükellefi, ayrıca trafik sigortası çok yüksek. Bu da haksız rekabete neden oluyor” dedi.
Gruplara kiralama yapmalarına karşı olmadıklarını söyleyen Sert, “Buna söylenecek bir şey yok ama taksi gibi hareket ettikleri zaman iş değişiyor. Yoksa Bodrum gibi turistik yerlerde rent a car sistemiyle hareket etmelerinde bir sorun görmüyoruz. Böyle bir şey turizme de katkı sağlamış olur” şeklinde konuştu.
Sert, “Sırf Uber ile ilgili değil, bu tarz lüks taşıma yapan bütün şirketlere karşı yasal düzenleme getirilmesi adına başvuru da bulunduk. Zaten hali hazırda çıkan yasalarda bu tarz taşıma yapan araçların ücretlendirilmesi belirlendi. Düzenlemeye göre, taksimetrenin 5 katı ücret alınması gerekiyor. Ancak Uber bunu uygulamıyor. Çünkü denetim yok. Zaten İstanbul trafiğinde bu araçları tespit etmekte çok zor” diyor. Uber'in rent a car şeklinde hizmet verebilmek için belgeye sahip olduğunu söyleyen Sert, İstanbul'da tarifeli taşıma yapmaya hakları olmadığını belirtti.
Uber'in Ulaştırma Bakanlığının yönetmeliğine ters uygulamaları olduğunu söyleyen Sert, “Biz mücadele ediyoruz. Esasında lüks taşımacılığın amacı araba kiralama hususuyla olur. Bir noktadan diğer noktaya tarifeli müşteri taşıyamaz. Ancak bu konuyla ilgili bakanlıklar ve kurumlar arasında alınan kararlar birbirine tezat” dedi.
Sert, Uber'in henüz taksiciler arasında tam anlamıyla bilinmediğini söyledi. Şirketin reklam ajansıyla çalışmadığını söyleyen Sert, “Örneğin bitaksi reklam yapıyor. Çünkü korkacak bir şeyleri yok. Fakat, Uber taksi esnafının müşterisini alan bir kurum. O yüzden reklam da yapmaz” şeklinde konuştu.
“Bütün taksicileri bekleriz”
Bir yılı aşkın süredir Türkiye’de faaliyet gösteren Uber cephesi ise sakinliğini koruyor. Uber Türkiye Operasyon Müdürü Austin Kim, şirketin Türkiye’deki tüm yerel ve yasal mevzuatlara uygun şekilde faaliyet gösterdiğini belirtiyor. Türkiye'de yurtdışındakilere benzer bir durumun yaşanmayacağını iddia eden Kim, "Taksi sürücüleri bizim olası iş ortaklarımız, rakiplerimiz değil” dedi. Platformun her ay yüzden fazla sürücüye yeni iş imkanı yarattığını söyleyen Kim, “Bu rakam, doğru yasal düzenlemelerle birlikte hızla kademeli olarak artırılabilir" diyor.
Kim, sistemin daha fazla sayıda yolcuya ulaşmak ve kazançlarını artırmak isteyen, ilgili ruhsat ve izinlere sahip tüm sürücülere açık olduğunun altını çiziyor. Taksi sürücülerinin bugün kayıt olarak Uber uygulamasını kullanabileceğini belirten Kim, “Uber gibi aracı bir uygulama, sürücünün boş bir şekilde dolaşarak müşteri arama gereksinimini ortadan kaldırıyor. Bu da daha az yakıt harcaması ve daha az trafik yoğunluğu anlamına geliyor” diyor. Sistemde yer alan taksi sürücüsü ortaklardan alınan geri dönüşlerin olumlu yönde olduğunu kaydeden Kim, “Ayrıca, teknolojimizi ulaşım ağına daha etkin bir şekilde entegre etmemiz konusunda karar alıcılar ve sürücülerle sürekli iletişim halindeyiz” dedi.
Kim, sınırlı saydıda plaka sorunun da UberTaksi ağına üye taksici sayısını arttırdığını belirtti. Sistemde aylık onbinlerce seyahat gerçekleştiğini ve şu an platforma kayıtlı binin üzerinde sürücü olduğunu söyleyen Kim, “Ulaşımı vatandaşlar ve turistler için daha kolay erişilebilir hale getirmek ve aynı zamanda sürücü ortaklarımıza da ekonomik menfaatler sunmaya devam etmek istiyoruz. Bugüne kadar piyasadaki en büyük etkimiz, taksi veya tekne olsun, piyasada atıl olarak duran ilgili ruhsatlara sahip ulaşım araçlarını kullanıma kazandırmamız oldu” diyor.
Kim, şu ana kadar Uber'e olan talebin çok yüksek seviyelerde gerçekleştiğini belirtiyor. Özellikle ülkeye gelen turistlerin Uber'i kullandığını söyleyen Kim, “En önemlisi dillerini bilmedikleri bir ortamda kullanıcılarımızı gidecekleri yerlere rahat bir şekilde ulaştırıyoruz. Yapmaları gereken sadece uygulama üzerinden gitmek istedikleri noktayı girmek. Yolculuk ücreti de otomatik olarak hesaplanıyor ve müşteriye iletiliyor. Bunun özellikle çok büyük bir artı olduğunu düşünüyoruz” diyor.
Istanbul’un uluslararası bilinirliğinin şirket için çok büyük bir avantaj yarattığını aktaran Kim, “Diğer bir avantaj da şehirde kullanılan alternatif ulaşım olanakları. Biz, her zaman trafik yoğunluğunu azaltmak adına alışılmışın dışındaki seçenekleri değerlendirdik. Uygulamaya geçirdiğimiz UberTekne ürünümüz tam da bu amacımıza hizmet ediyor. İnsanlara trafik yoğunluğunun yüksek olduğu zaman dilimlerinde Boğaz boyunca seyahat etme imkanı sunuyoruz” şeklinde konuştu.