ARGE 250


Maliyenin kadim konusu: Kur farklarında KDV

Turkishtime Dergi

EKONOMİDE GÜNDEM - Nedim Tolga Süer
tolga.suer@audit.com.tr

KDV’nin uygulanmaya başlanması ile birlikte, kur farklarının KDV’ye tabi olup olmadığı hususu sürekli olarak tartışılagelmiştir. Maliye İdaresi, uzun yıllardır kur farklarının KDV’ye tabi olduğu görüşündedir. Bu görüşün dayanağı ise, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirlerin KDV’nin matrahına dahil olduğunu belirten Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24’üncü maddesidir. Bakanlık görüşü, kur farklarını da madde metninde geçen vade farkı mahiyetinde olduğu ve bu nedenle de KDV’ye tabi olduğu şeklindedir. Maliye Bakanlığı’nın bu görüşü mükellefler tarafından benimsenmemiş ve bu konu Bakanlık ile mükellefler arasındaki itilaf konularından birisi ola gelmiştir.

Bakanlık uygulaması daha uzun yıllar bu şekilde olmasına rağmen, bu konu Tebliğ düzeyinde ilk olarak 2007’de yayımlanan 105 no’lu KDV Genel Tebliği’nde daha sonra da 2014’te yayımlanan KDV Uygulama Genel Tebliği’nde ele alınmış ve kur farklarının KDV’ye tabi olduğu belirtilmiştir.

Bu düzenlemeler, konu ile ilgili tartışmaları bitirmemiş, Genel Tebliğin yargı konusu olmasına sebep olmuştur. Tebliğ’in ilgili bölümünün iptal edilmesi için açılan bir davayı Danıştay 4. Dairesi 18.5.2017 tarihli kararıyla reddetmiş ancak dosyaya temyiz merci olarak bakan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu ise 13.12.2017 tarihli kararında, Kanun’da kur farklarının KDV’ye tabi olduğu şeklinde bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle Danıştay 4. Dairesi’nin kararını bozmuştur.

Danıştay Vergi Davaları Kurulu, vergi davalarına bakan en üst düzey yargı mercidir. Bu anlamda, vermiş olduğu karar nihai anlamda belirleyici olacaktır. Ancak, Vergi Davaları Kurulu’nun Tebliğ’i iptal etme yetkisi yoktur. Tebliğ’i iptal etme yetkisi Danıştay Dairesindedir. Vergi Davaları Kurulu da, Tebliğ’in ilgili bölümünü iptal etmeyen daire kararını bozmuştur. Danıştay 4. Dairesi’nce, henüz bir karar verilmediğinden Tebliğ’in ilgili hükümleri halen yürürlüktedir.

Tebliğ hükümlerinin halen yürürlükte olması ancak Danıştay Vergi Davaları Kurulunca, Tebliğ’de benimsenen görüşün aksi şeklinde tutum alınması uygulamada farklılıklara yol açmıştır. Vergi Davaları Kurulu kararı sonrasında Maliyenin kadim konusu hiç olmadığı kadar tartışılmış farklı uygulamalar ortaya çıkmıştır. Kimi mükellefler, Tebliğ’in halen yürürlükte olmasından bahisle KDV uygulamaya devam etmişken bazıları ise Vergi Davaları Kurulu kararı doğrultusunda hareket etmiştir.

30 Kasım 2018 tarihli Kanun teklifinde ise kur farklarının KDV’ye tabi olduğu yönünde düzenleme öngörülmüştür. Kanun’un bu teklif doğrultusunda çıkması durumunda, KDV uygulaması yasal dayanak kazanacak ve bu anlamda olay Danıştay’ın yetki alanından çıkacaktır. Bu durum da, uygulamadaki ikiliği sona erdirecektir. Ancak, kur farkı KDV’si tartışılmaya devam edecek gibi duruyor.