Türk-İş'ten refah payı vurgusu

Türk-İş Başkanlar Kurulu, asgari ücretle ilgili bir bildiri yayımladı: Asgari ücret zammı refah payı ilave edilerek enflasyon karşısında satın alma gücünü korumalı.
Asgari ücret işçi tarafı heyet başkanlığını yürüten TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak bir basın toplantısı düzenleyerek tutumlarını açıkladı. Kavlak, TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulunda kararlaştırıldığı şekilde bir süreç izleyeceklerinin altını çizerek, açlık sınırına yönelik vurgularının ücret talebi şeklinde algılanmaması gerektiğini belirterek, “Bura sayın başkanın söylediği net. Bu çalışmayı biz yapıyoruz. Türk-İş 40 yıldır komisyona gidiyor ve 6 kere imzalamış. Pazarlık oradan başladı diye orada bitecek diye bir şey yok. Bakanlığın, işverenin teklifini görelim. Eğer içimize sinen, vicdanımızın kabul ettiği, 2022 yılının başında olduğu gibi toplumunun büyük kesimi tarafından kabul edilebilir bir ücret olursa elbette bunu seve seve imzalarız. Ama içimize sinmeyen bir şey olursa kesinlikle bunu kabul etmeyiz” dedi.
Kavlak, TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin asgari ücretin yüksek belirlenmesi halinde ihracat yapmakta zorlanacakların yönündeki açıklamasına da sert tepki gösterdi. Kavlak, “Biz işçi ve işverenleri elmanın iki yarısı olarak görüyoruz. Türkiye, bugün ihracatta bu rakamlara ulaştıysa bunda emekçinin, çalışanın büyük payı var. Asgari ücretle ilgili konuşmayan herhalde bir tek biziz. İhracatçılar Meclisi ayrı konuşuyor, TOBB’u başka konuşuyor, diğeri başka türlü konuşuyor. Herkes kendini, yerini bilecek. Onlar, bugün ihracat şampiyonu oldularsa bu, işletmelerde çalışan emekçiler sayesinde olmuştur. Eğer ‘Asgari ücret, 400-500 dolar olursa biz ihracat yapamayız.’ diye tehdit savuruyorsa o kendine işçi değil köle arıyor demektir” diye konuştu.
Pevrul Kavlak, asgari ücretin Türkiye’de bu denli öne çıkmasının bir soruna işaret ettiğinin de altını çizdi. Bu sorunun çözümünde, vergi düzenlemesinin şart olduğunu ve örgütlenmenin kolaylaştırılmasının sağlanması gerektiğini kaydeden Kavlak, vergi etkisinin ve enflasyonun ücretleri yıl içinde aşındırdığını vurguladı. Kavlak, “ ”Her geçen yıl işçinin ücretinden eksilmektedir. Ücretliler genellikle ‘sabit gelirli’ olarak tanımlanır. Oysa mevcut vergi yapısıyla ‘azalan gelirli’ olarak tanımlanması gerekmektedir” diye konuştu.
Türkiye’de sendikal örgütlenme olan ve toplu iş sözleşmesi imzalanan işyerlerinde asgari ücretli olmadığını, böyle bir işyerinde asgari ücretle işe giren bir kişinin dahi, 4 ikramiye ve sosyal yardımlarla birlikte ele geçen ücretin asgari ücretin üzerinde olduğunu vurguladı. Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasının sorun çözümü için şartlardan biri olduğunu anlatan Kavlak, ““EYT’liler iyi bir örnektir. Sosyal medyadan örgütlendiler ve istediklerini alacaklar. Sendikasız yerde işten çıkma korkusu olanların, asgari ücrete zam geldiğinde ‘beni işten atarlar’ korkusu yaşayanların ilacı örgütlenmedir. Örgütlenme olmadığı sürece, Türkiye’de biz asgari ücreti de çok konuşuruz, asgari ücrete zam geldikten sonra işverenin tehditlerini de çok konuşuruz. Örgütlenme olmadığı sürece hepimiz yoksullukta buluşuruz.” dedi.