Zincir markete veri şartı, tartışılıyor

Turkishtime Dergi

Şube sayısı 200’ü aşan zincir marketler, ürün ve stok bilgilerini bakanlığa iletecek. Uygulamanın işlevselliğine yönelik tereddütler dile getiriliyor.

Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle 200’den fazla şubesi olan zincir marketlere fiyat takibi ve şube bilgilerine yönelik verileri Bakanlıkla paylaşma zorunluluğu getirildi. Sektör temsilcileri, ulusal zincirlerin fiyat konusunda rekabetçi olduğunu belirterek bunun küçük esnafı zor durumda bırakabileceğini, tüketicilerde ise kafa karışıklığına yol açabileceğini söyledi.

Ticaret Bakanlığı’nın, Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmelik değişikliği Resmi Gazetede yayımlandı. Maddede, amaç bölümünde fiyat takibi unsuru yer alırken, maddenin zorunluluk getiren ifadelerinde ürün fiyatları sayılmaması dikkat çekti. Değişiklikle yönetmeliğe bir madde daha eklendi. Eklenen “Veri paylaşımı” başlıklı yeni maddeye göre, gıda perakende sektöründe hızlı tüketim mallarını satışıyla iştigal eden ve 200’den fazla şubesi olan zincir mağazalar, satışa sundukları ürünler ile şubelerine ilişkin verileri Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenen bir sisteme aktaracaklar.

10’a yakın market veri girecek

Kararı EKONOMİ gazetesine değerlendiren sektör temsilcileri uzun süredir konuşulan ve hazırlığı yapılan kararın sistem ile ilgili soru işaretleri barındırdığını aktardı. Genel hatları ile sistemin hazır olması ile ilgili hem bakanlık hem de markalar için geçiş sürecine ihtiyaç duyulacağını dile getiren iş insanları, sistemin sürdürülebilirliği ve faydaları ile ilgili de tereddütlerini iletti. Öte yandan ulusal zincirlerin zaten fiyat konusunda güçleri dolayısıyla rekabetçi olduğunu belirten iş insanları fiyatların izlenebilir olmasının yerel zincirler ve bakkalları zor durumda bırakabileceğini, tüketicilerde ise kafa karışıklığına yol açacağını vurguladı.

Son açıklanan rakamlara göre hali hazırda Türkiye genelinde 42 bin civarında market, 128 bin bakkal, 5 bin 600 akaryakıt istasyonu marketi ve 27 bin büfe bulunuyor. Bugün gıda perakendesinde 33 bin şube sayısı ile discount marketlerin payı yaklaşık yüzde 78 seviyesinde seyrediyor. 200 şube sayısı üzerinde olan marka sayısı ise 10’a yakın. Bunlar arasında başı A101, BİM, ŞOK, Migros, Ekomini, Carrefour ve Seç marketleri geliyor. Çok şubeli markalar, dağıtım ve alım güçleri nedeniyle fiyatta oldukça rekabetçi. Sıkıntının da bu noktada başlayacağını belirten sektör temsilcileri, fiyatların izlenebilir olmasının küçük esnaf alışverişinde düşüşe yol açacağını dile getirdi.

Çok pozitif sonuçlar getirmeyecek

Konu ile ilgili değerlendirmelerini sorduğumuz 200 ve üzeri şubesi bulunan discount ve ulusal zincirler konu ile ilgili görüş vermekten kaçınırken sektörün önemli bir ismi şu ifadeleri kullandı: “Karar ciddi bir operasyonel yük getirecek. Dataları ne olacak, nasıl saklanacak? Halka açılacak mı? Bunun maliyeti var ve bu devlete de yük. Normalde internet taraması yaptığınız zaman herkesin fiyatları zaten açıkça görülüyor. Takip edebiliyorsunuz, böyle imkanlar da var. Şirketlerden veri almayı zorlayacak bir durum yok. İkincisi bu aslında yerel bakkalları, küçükleri zorlayıcı bir şey olacak halka açıldığı noktada. Marketlerin fiyatları çoğu zaman Tarım Kredi’nin bile altında oluyor. Bakkal zaten bu fiyatı tutturamaz. Bakkalın satışını vuracak bir şey.. O nedenle burada kafa karıştırıcı da bir süreç var. Yola çıkalım ‘mesaj olsun’ anlamı da çıkabilir. Nereye faydası olacağını çok kestiremiyoruz. Zamanlaması da manidar” dedi.

Başka bir isim ise son 1 yıldır tüm zincirlerden fiyat talep edildiğini, birçoğunun da gönderdiğini ancak göndermeyenlerin de olduğunu belirterek genelge ile bunun zorunlu hale getirildiğini kaydetti.

Türkiye Gıda Perakendecileri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Biçen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Kararı biliyor ve çalışmasını da takip ediyorduk. Zaten bilginin şeffaf olduğu bir çağdayız. Müşteri işin iç detaylarını bilmediği için perakendeciyi suçlayıp zorluyor. Çünkü siz bir strateji ile iş üretiyorsunuz. Discoutların varlığı bize müşteriye uygun görünme zorunluluğu getiriyor. Biz onlar kadar düşük fiyat uygulayamayız. Çünkü onların maliyeti yüzde 13 bizim yüzde 23. Biz onlardan daha maliyetli bir işletmeyiz. Ne yapsak da onu aşağı çekemiyoruz. Bu yüzden kampanya yapıyoruz birini düşürürken diğerinden kazanmaya çalışıyoruz. Böyle de yapınca bizim için çok zor bir süreç başlamış olacak.

Zaten 1,5-2’lerin kazanıldığı bir sektör. Kayıplar çok. Ekonomik sıkıntılar ile hırsızlık çok. Her gün herkese açık, self servis ürünler satıyoruz. Kararın bir diğer önemli özelliği her ürünü müşteri sorgularsa bundan da rahatsızlık duyacak. Her yere bakayım derken psikolojisine de biraz olumsuz etkilenecek. Açık ve şeff af olmak toplum açısından iyi ama bizim açımızdan zorlayıcı. Yarın buna da bir çözüm bulmak zorunda kalacağız. Çünkü bizim sektörde çok da fazla oyuncu kalmadı. Discount ve gros marketlerin yoğun olması şartlar o kadar zorluyor ki. Tamamen sürümle ve çok az karlılıkla bıçak sırtında giden iş modelleri ile bizim süper marketçilik işi zora girdi” dedi.