Merkez Bankası faizi artırmayarak 'bekle-gör'e geçti...

Turkishtime Dergi

Merkez Bankası piyasa beklentilerinin aksine faiz oranlarını değiştirmedi. Haftalık politika faizi %8.00, gecelik faiz oranları ise %8.50’da bırakıldı ve dar faiz politikasının sürdürülmüş oldu.

Kapital FX uzmanı Enver Erkan, kararı şöyle yorumladı: "Kasım ayındaki teorik anlamda görülen sıkılaşmadan sonra; Merkez Bankası’nın proaktiviteden ziyade biraz daha bekle gör duruşuna geçtiğini söylemek yanlış olmaz. Genel eğilim faizlerde bir artışa işaret ediyordu, bu yüzden piyasaların ilk reaksiyonu olumsuz oldu. Kur oynaklığının göreceli olarak azalması, Merkez Bankası’na da bir hareket alanı oluşturdu düşüncesi vermiş olabilir. Ancak; kur geçişkenliğinin tüketici fiyatlarında yarattığı yükseliş beklentisi çerçevesinde önümüzdeki 3 ayda Merkez Bankası açısından faiz artışı kaçınılmaz olabilir. Özellikle Ekim – Kasım kur oynaklığından sonra; Ocak – Şubat – Mart aylarında %8-10 bandında bir enflasyon dalgalanması olması beklenebilir. Merkez Bankası bu etkiyi tam olarak görmek istemiş olacak ki; aksiyon almadı.

Yılsonu enflasyon gerçekleşmesi %8’in bir miktar altında olacak gibi, ancak yılın ilk aylarında özellikle %9 üzerine enflasyonu hareket ettirici bir kur geçişkenliği, Merkez Bankası’nı aksiyon almaya iter. Emsal piyasalarımızı referans aldığımızda; %2,6’lık bir medyan reel faiz ortaya çıkmaktadır ki; hali hazırdaki %0,9 reel faizimiz enflasyon yukarı gittikçe azalacak, hatta negatife evrilecek. Enflasyondaki yukarı riskleri sadece kur geçişkenliği oluşturmuyor tabii; vergi artışları, yeni yıl fiyat ayarlamaları ve Merkez Bankası politika metnine de bu ay giren petrol fiyatlarındaki yükseliş ilave faktörler olarak enflasyondaki yukarı yönlü harekete katkıda bulunacaklar.

Açıkçası 3. çeyrekte görülen %1,8’lik ekonomik daralmanın da Merkez Bankası’nı faiz artışından alıkoyduğunu söylemek mümkündür. Hızlı faiz artışları büyümeden götürecektir. Her ne kadar 4. çeyrekte, 3. çeyreğe göre toparlanma öngörülse de, bu toparlanmanın yeterli seviyede olduğunu düşünmüyoruz. 3. çeyrekte daralma olmasaydı, Merkez Bankası 25 baz puanlık bir faiz artışı konusunda biraz daha kesin bir duruş sergileyebilirdi. Merkez Bankası, ekonomik daralmanın oluşturduğu talepsizliğin enflasyondaki yükselişi bir miktar nötrleyeceğini düşünüyor, biz bu kadar iyimser değiliz.

Biz Merkez Bankası’nın bir teknik ayarlama yaparak, hem koridor üst bandını, hem de 1 haftalık repo faizini 25’er baz puan artırmasını, böylece de piyasa efektif fonlama oranını %8,3’lerden %8,5 üzerine taşımasını beklemekteydik.

Fed faiz artırdı ve 2017’de 3 faiz artırımı öngörüsü ortaya koydu. Donald Trump’ın ABD Başkanlığı’nı devralmasıyla beraber, muhtemelen yılın ilk aylarında ivmeli bir USD hareketi göreceğiz, bu süreçte gelişmekte olan piyasalar bu durumdan olumsuz etkilenecekler. Şu anda fon akışı sağlayabilecek etkenler faiz ve lokal hikayedir; ikisinde de gerekli şartı sağlamıyoruz. Daha geniş bir faiz koridoruna ihtiyaç duyacağımız bir dönem içerisine giriyoruz. Merkez Bankası’nın ise enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri çerçevesinde koridor üst bandını ve politika faizini optimal bir seviyede eşitleyerek tek faize geçme olasılığı daha yüksektir. Bizim de ilerleyen dönemde Merkez Bankası’ndan beklentimiz bu yöndedir."