İzmir: Uyuyan dev uyanıyor
YAZI RAHİME BAŞ UÇAR
“Türkiye’nin üçüncü büyük şehri hangisi?” desek ilk üç saniyede çoğu insan ‘İzmir’ yanıtını verebilir. Evet, İstanbul, Ankara ve İzmir… Anadolu’nun Batı’ya açılan kapısı olan İzmir, İstanbul ve Ankara’nın ardından 4 milyon 168 bin 415 nüfusuyla 2015’te üçüncü sıradaki yerini korudu. Türkiye’nin en çok göç alan üçüncü ili olan İzmir’in nüfusuna geçen yıl yaklaşık 126 bin kişi göç yoluyla eklendi. Adeta uyuyan bir dev olarak 1980’lerin ortalarından itibaren potansiyelini kullanamayan İzmir ekonomisi son yıllarda yeniden harekete geçti. İzmir’in kazandığı ivme, Brooking Enstitüsü ve JP Morgan Chase tarafından hazırlanan “Global Metro Monitor 2014” raporunda net olarak tespit edilmiş durumda. Dünyadaki 300 şehir arasında İzmir 2014 yılı itibariyle ikinci yükselen ekonomi olarak gösterilen İzmir bugünlerde geleceğe yönelik daha da umutlu… Ne de olsa artık Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koltuğunda bir İzmir milletvekili oturuyor. Celal Bayar, Şükrü Saraçoğlu ve Erdal İnönü’nün ardından İzmir milletvekili Binali Yıldırım’ın ‘Başbakan’ olması şehirde heyecan yaratmış durumda.
YILDIRIM’IN PROJELERİ
2014 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olan ancak seçilemeyen Binali Yıldırım o günlerden beri İzmir hayallerinden vazgeçmiş değil. Daha adaylığı sırasında İzmir için 35 proje açıklayan Yıldırım, geçen iki yıl boyunca bu projelerin bazılarının gerçekleşmesinin yakın takipçisi oldu. Yıldırım’ın Başbakan olmasıyla projelerin bazılarının artık ‘devlet projesi haline’ geldiğini düşünen İzmirliler gelecekten daha da umutlu...
İzmir’in özel sektör yatırımları için yeniden çekim merkezi olmasında halen İzmir’de yerel ve kamu idaresinin gerçekleştirdiği projelerin payı büyük. İzmir’de heyecan yaratan projelerin başında İstanbul- İzmir arasını 3.5 saate indirecek olan İzmir-İstanbul Otoyolu Projesi, İzmir-Ankara Hızlı Tren Hattı, İzmir Körfezi Geçişi’nin yapılması, dünyanın 6. Büyük limanı olan Çandarlı Limanı’nın devreye girmesi, İzmir Alsancak Limanı’nın modernizasyonu ve İzmir Kruvaziyer Limanı inşası bulunuyor. Son 13 yılda İzmir’e hükümetin yaptığı yatırımlar 16 milyar doları bulduğu belirtiliyor. Diğer bir deyişle İzmir’den alınanlar artık İzmir’e daha cömertçe verilmeye başladı da diyebiliriz. 2015 yılında ödediği 45. 4 milyar TL ile ülkemizin toplam vergi gelirlerinin yüzde 11’ini karşılayan İzmir, vergi tahsilatında da ikinci sırada yer alıyor. Buna karşılık geçen yıl toplam kamu yatırımlarından yüzde 2.6 pay yani 1.6 milyar TL alan İzmir hızla hayata geçirilecek kamu yatırımlarıyla daha da fazla ivme yapabilecek potansiyeli sahip.
GSMH’YA KATKISI YÜZDE 6.6.
İzmir’in Türkiye ekonomisine katkısı elbette vergilerle sınırlı değil. TÜİK’in 2011 yılı verileriyle İzmir’in Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’ndan (GSYH) 75.9 milyar TL ile yüzde 6.6 pay aldığı biliniyor. 2015’te İzmirli firmaların 8 milyar 303 milyon dolar ihracat, 8 milyar 856 milyon dolar da ithalat yaptıklarını belirtelim.
İzmir ilinin ekonomisi çok yönlü… Sanayi, tarım, ticaret ve turizmle kalkınan ekonomide imalat sanayinin ayrı bir ağırlığı var. İzmir’de faal nüfusun yarısına yakını tarımla uğraşsa da gayri safi hasılanın yüzde 35’i sanayiden, yüzde 15’i tarımdan, yüzde 15’i ise ticaretten geliyor. Şehirde 10 kişiden fazla işçi çalıştıran işyeri sayısı 2 bin 500 civarındayken, 10 kişiden az işçi çalışan işyeri 10 bini aşkın. İmalat sanayinde İstanbul ve Kocaeli’nin ardından üçüncü sırada yer alan İzmir’in Türkiye’nin en büyük 500 büyük sanayi şirketi arasında 39 şirketi var.
EGE’NİN EN BÜYÜK ŞİRKETLERİ
İzmir’in en büyük sanayi şirketi, 500 büyük listesinin 16’ıncı sırasında yer alan Petkim Petrokimya Holding’e de ev sahipliği yapıyor. Ege Bölgesi’nin de üretim merkezi olan İzmir’in imalat sanayindeki gücünü Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) her yıl yaptığı araştırmayla ölçüyor. EBSO’nun en son 2015’te gerçekleştirdiği 100 büyük sanayi kuruluşu listesindeki 73 şirketin üretim merkezi İzmir’deyken, EBSO listesindeki 100 şirketin 25’i gıda sanayi, 20’si kimya ve kimyasal ürünler, 13’ü demirçelik-metal ve döküm sanayinde, 10’u ise tekstil ve deri sanayinde faaliyet gösteriyor. ESBO’nun araştırmasına göre üçte ikisinden fazlası İzmir merkezli olan 100 büyük şirketin 2015’te bir önceki yıla göre ciroları yüzde 7 artarken, istihdamları 11.7 oranında arttı. Bu da bölgedeki en büyük şirketlerin yatırımlarını sürdürdüklerini gösteriyor.
PETKİM: YATIRIMA DEVAM
2008 yılında özelleştirilen Petkim, iyileştirme ve kapasite artışı kapsamında bugüne kadar yaklaşık 600 milyon dolar yatırım yaptı. 54 milyon euro yatırımla gerçekleştirilen rüzgar enerji santrali Petkim RES 2016 sonu itibariyle elektrik üretmeye başlayacak. Petkim Petrokimya Holding Genel Müdürü Saadettin Korkut, yapılan yatırımların Petkim’in değerini artıracağını belirterek şöyle konuşuyor: “Petkim, Socar Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde Petkim Yarımadası’nda devam eden Star Rafineri, tamamlanan Petlim Konteyner Limanı, yılsonunda üretime başlaması beklenen Rüzgar Enerji Santrali (RES) gibi yatırımlarla devasa bir endüstri parkının tam ortasında yer alıyor. Petkim şirketi olan liman ve RES faaliyete geçtiğinde Petkim’in değerine değer katacak ve piyasa değerini yukarı taşıyacak. Rafineri üretime başladığında Petkim hammaddesi olan naftayı doğrudan buradan alabilecek ve böylece hammadde güvenliği başta olmak üzere rekabette öne çıkmayı sağlayacak birçok avantajlar elde edecek.
2023 yılı Türkiye vizyonunda şartlar uygun olduğunda pazar payını yukarı taşımak için gerekli yatırımları da değerlendiriyoruz. Üzerinde çalıştığımız önemli bir proje demetimiz var. Bu yıl içerisinde faaliyete geçecek olan Petkim Specialities şirketimiz katma değerli üretim konusunda attığımız önemli bir adım. Ülkemize ithal edilen birçok özel hammaddeyi bu yatırımımızla ülkemizde üreteceğiz.”
MERKEZ İZMİR AMA…
Yıldızı yükselen İzmir’deki şirketler bir kısmı var olan yerlerinde büyümeyi tercih ederken bir kısmı da teşvik sisteminde üçüncü bölge olarak daha çok devlet desteğinden yararlanan Manisa gibi illere üretim güçlerini kaydırıyorlar. Teşvik sistemi nedeniyle özellikle tekstil hazır giyim gibi emek yoğun sektörler yeni yatırımlarını Manisa’ya yapsalar da halen lojistik ve ticaret merkezi olarak İzmir’den vazgeçemiyorlar. Özellikle lojistik konumu yatırımcılar için doğal bir teşvik. Binlerce yıldır bir liman kenti, doğu ile batıyı bağlayan noktada olan İzmir’den 2-3 saatlik uçak yolculuğu ile hem Avrupa’ya hem Asya’ya ulaşmak ve İzmir limanı üzerinden dünyaya mal satmak da mümkün.
İzmir’in bu avantajlarını bilen yatırımcılar son yıllarda gözünü İzmir’e çevirmişken, yabancı raporlarda şehrin üretim gücündün daha da söz ediliyor. A.B.D menşeli Conway Inc'in yaptığı Dünyanın En Rekabetçi Şehirleri Raporu'na (The World’s Most Competitive Cities) göre İzmir, 2015 yılında uzay-havacılık, kimya-plastik ve enerji sektörlerinde Doğu Avrupa ve Orta Asya'nın en rekabetçi ilk 5 şehri arasına girdi.
OPERASYON MERKEZİ İZMİR
Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler, hazır giyim ihracatının yüzde 92’sini Avrupa’ya yapıldığını belirterek sözlerine başlıyor. “Avrupa İzmir ile çalışmayı seviyor” diyen Kızılgüneşler, sektördeki firmaların 2010 yılından beri yatırımları 3. Bölgede olan Manisa gibi komşu illere ya da daha yüksek teşvik verilen 6. bölgedeki illere yaptığını belirtiyor. Kızılgüneşler, “Yatırımlar başka illere yapılsa da pazarlama ve satış İzmir’den yapılıyor. Operasyon ilimizden yönetiliyor. Bu nedenle direkt bağlantımız olan Avrupa ülkelerine THY’nin direkt uçuş seferleri koymasını talep ediyoruz” diye ekliyor.
EBSO’nun araştırmasına göre 2015’te Ege Bölgesi’nin 19’uncu büyük sanayi şirketi olan Norm Civata da yatırımlarını sürdürüyor. Geçen yıl cirosu 477 milyon 302 bin TL ciro yapan şirket, 2013-2016 yılları arasında kapasitesini yüzde 50 artırarak 25 milyon doların üzerinde yatırım yaptı. Yatırımlarının bir kısmını Manisa’nın Salihli ilçesinde gerçekleştiren firmanın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Uysal, Avrupa’nın dört büyük cıvata şirketinden birisi olduklarını belirtiyor. “Bizim 40 yıllık geçmişimiz var. İzmir’de son yıllarda sanayinin değeri yeniden anlaşıldı. İstanbul’da yatırım için artık arsa kalmadı. Bu nedenle firmalar İzmir yönünü çevirmiş durumda. Bizim İzmir’de de tesislerimiz var ama son yıllarda teşviklerden dolayı yatırımlarımızı Manisa Salihli’deki tesislerimizi yapıyoruz. Halen Salihli’de vida, somun cıvata yatırımlarımız sürüyor. Merkezimizin İzmir’de olmasından memnunuz çünkü İzmir artık daha hızlı gelişiyor” diyor.
İzmir’in yalnızca büyük değil orta ölçekli şirketleri de yatırımlarını sürdürüyor. Merkezi İzmir’de, üretim tesisleri İzmir’e 70 kilometre mesafedeki Manisa Akhisar’da bulunan Graniser Seramik, yeni yatırımını ihracata yönelik yapıyor. Graniser Seramik Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, “2016 yılının ikinci yarısında devreye almayı planladığımız 2.8 milyon metrekarelik sırlı porselen yatırımı ile yüzde 65-70’i ihracata yönelik ürünler üreterek ihracatımızı 63-65 milyon dolar seviyelerine çıkartmayı planlıyoruz. Şu anda ihracatımızın toplam satışlar içindeki ciro payı yüzde 52 seviyesinde. Bu oran Türkiye’deki fabrikalar arasında en yüksek orandır. Bu oranı yeni yatırımla birlikte yüzde 58-60 seviyelerine çıkartmak hedeflerimiz arasında. Bu yatırımın ardından gelecek 5 yıllık iş planı kapsamında granit yatırımı gerçekleştireceğiz” diye bilgi veriyor.
İzmir’in stratejik bir limanı olmasına rağmen sanayi açısından gelişmemiş bir kent görünümü sergilediğini düşünen Hacıoğlu, yapılan yeni kamu yatırımlarıyla İzmir’in ivme kazanacağına inanıyor. İzmir’in birçok avantajı olduğunu belirten Hacıoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye'nin 3'üncü büyük şehri olan İzmir, son derece stratejik bir limana sahip olmasına rağmen hala yeterli düzeyde sanayisi olmayan gelişmemiş bir kent görünümü sergiliyor. Kente nasıl yön verileceği, nasıl bir gelişim göstereceğine hala net olarak karar verilmemiş. Turizm, sanayi veya üniversite kenti mi olacak. Bu durum hala belirsizliğini korumakta. Diğer yandan, Serbest Bölgeler ve Organize Sanayiler de hala tam kapasite ile çalışır durumda değil. Ancak yapılması planlanan otoyollar, dünyanın 10. büyük limanı olacak Çandarlı Limanı, havalimanının genişletilmesi projesi, kruvaziyer turizminin gelişmesi ve planlanan diğer projelerin gerçekleştirilmesiyle İzmir sanayisinin de ivme kazanacağını düşünüyorum.
Nitekim ciddi hareketlenmeler görüyoruz. Lojistik sektöründeki çalışmaların ardından sanayicilerin yeni yatırımlar için artık İstanbul’dan İzmir’e yöneleceklerini düşünüyorum. Bugün İstanbul’un ve Marmara Bölgesi’nin sanayi arsaları ve işgücü bakımından kapasitesini zorlamaya başladığını görüyoruz. İstanbul’da artık neredeyse yatırım yapılacak alan kalmadı. Bu nedenle özellikle İzmir-İstanbul Otoyolu tamamlandıktan sonra İzmir'in her bakımdan Türkiye’nin yatırım kaynaklı yeni merkezi olacağını söylemek doğru olacaktır.”
“YABANCILARI ÇEKMELİYİZ”
Japon Tobacco Intenational’dan (JTI) Hugo Boss’a Enercon’dan Tetrapak’a birçok yabancı sermayeli kuruluşun yatırım yaptığı İzmir’de 2014 sonu itibariyle uluslararası sermayeli şirket sayısı 2 bin 96’ya ulaşmış durumda. İzmir’in daha fazla yabancı yatırımcı çekmesi isteniyor. Bu konuyu en son 27 Mayıs 2016’da İzmir Milletvekili Ali Yiğit, TBMM kürsüsünden Başbakan Binali Yıldırım tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesi vesilesiyle dile getirdi, İzmir'e yapılan kamu yatırımlarına ilişkin soru önergesi hazırlayan Yiğit, Başbakanlık Yatırım Tanıtım ve Destek Ajansı’nın bir şubesinin de İzmir’de açılmasını istedi. Yiğit önergesinde "İzmir, 7’si aktif, 9’u inşa halinde ve bir kısmı proje aşamasında olan organize sanayi bölgeleri, 2 serbest bölgesi, teknoloji geliştirme bölgeleri ve 4 ana ticaret limanı ile bölgenin yatırım için cazibe merkezidir. İzmir, birçok sektörde yabancılara yatırım olanağı sağlamaktadır. Bu bağlamda şehirdeki çeşitli kurum ve kuruluşlar kentin zengin doğal kaynaklara, yüksek sermaye birikimine, yetişmiş insan gücüne, gelişmiş kurumsal yapıya, bilim ve teknoloji altyapısına ve güçlü ulaşım ağlarına sahip olduğunu yabancı firmalara her fırsatta aktarmakta ve yabancı yatırımcıların gerçekleştirmeyi planladıkları yatırımlarını şehre çekmek için gayret göstermektedirler. Bu çerçevede son yıllarda ihracatta yaklaşık yüzde 40, uluslararası firma sayısında da yüzde 108 oranında artış sağlanmıştır" ifadelerine yer verdi.
Evet iktidarından muhalefetine sivil toplum kuruluşlarından iş insanlarına kadar tüm paydaşların İzmir için istek ve dilekleri aynı: Uyuyan devin uyanması ve İzmir’in potansiyelini açığa çıkaracak kamu ve özel yatırımların bir an önce hayata geçirilmesi…
Sadettin KORKUT/ Petkim Petrokimya Holding Genel Müdürü
“Yatırımlar yapılırken doğal yapı korunmalı”
İzmir bulunduğu coğrafya itibariyle kültür ve deniz turizmi, tarım, sanayi gibi farklı sektörlerde eşit oranda büyüyebilen bir şehir. Ege’nin batıya açılan limanı aynı zamanda. İzmir ve bölge ekonomisi hızla büyüyor. Bu büyümenin sağlıklı olması verilecek kararlarla doğrudan orantılı. Sanayi bölgelerinin doğru konumlandırılması, tarımda yapılabilecek katma değerli üretime ağırlık verilmesi, turizmde planlı yatırımlar İzmir’in ekonomik gelişimine ciddi katkılar sağlayacaktır. İstanbul -İzmir otoyolunun tamamlanması ile birlikte büyümenin daha hızlı ve net bir şekilde artacağını düşünüyorum. En önemli temennim tüm bu yatırımlar yapılırken İzmir’in doğal yapısının coğrafyasının dikkate alınması ve korunması olacak.
Emre KIZILGÜNEŞLER/ Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı
“Avrupa’ya direkt uçuş istiyoruz”
Son yıllarda İzmir ekonomisinde bir hareketlenme var. Gelişme, Türkiye’nin üstünde seyrediyor. İstanbul artık çok sıkıştı. İstanbul bu saatten sonra büyümesini limitli bir şekilde gerçekleştirecek. Avrupa’ya yakınlığı, limanları ve tarımdaki zenginliği gibi faktörler İzmir’i öne çıkarıyor. İzmir; Manisa, Aydın, Denizli gibi şehirlerle sanayide sinerji oluşturuyor. Bu illerin lojistik merkezi konumunda. İlimize yeni yatırımlar yapılıyor. İzmir-İstanbul otobanının bitirilecek olması gelişimi tetikledi. Halen İzmir’den yapılan konfeksiyon ihracatının yüzde 92’si Avrupa’ya yapılıyor. Avrupa ile bu kadar yakın temasta olmamıza rağmen Avrupa’ya direkt uçuş yok. Biz işadamları Avrupa’ya direkt uçmak istiyoruz. İzmir’in önü açık.
İzmir’in yatırımcılar için avantajları
- Kara, deniz, demiryolu ve hava ulaşımında Ege bölgesinin merkezi olması
- Türkiye’nin en büyük ihracat limanı olan İzmir Limanı’na sahip olması
- Ege Bölgesi’nin lojistik ve ticaret merkezi konumunda bulunması
- İstanbul-İzmir Otoyolu Projesi ile iki il arasının 3.5 saate inmesi
- İstanbul’a kıyasla ücretlerin düşük, hayatın daha ucuz olması
- İç ve dış pazarlarla olan yoğun bağlantısının bulunması
- İyi eğitim görmüş vasıflı iş gücünün bulunması
- Tarımsal hammadde kaynaklarına sahip olması
- Güneş, rüzgar ve jeotermal gibi alternatif enerji kaynaklarının bulunması
- Modern, çağdaş bir yaşam kültürüne sahip olması
- Türkiye’nin en yüksek ticaret hacmine sahip ikinci serbest bölgesi Ege Serbest Bölgesi’nin İzmir’de bulunması
- Bilişim ve yüksek teknoloji (hi-tech) yatırımları için İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin uygun olması
İZMİR’İN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK PROJELER
- İSTANBUL-İZMİR OTOYOLU PROJESİ: İstanbul ve İzmir arasındaki ulaşımın süresini 3.5 saate düşürecek dev proje hız kesmeden devam ediyor. 384 kilometre otoyol ve 49 kilometre bağlantı yolu olmak üzere toplam 433 kilometre uzunluğundaki otoyol projesinin Bursa’ya kadar olan bölümü yıl başında hizmete açıldı. Projeye bugüne kadar kamulaştırma dahil 12 milyar Türk lirasının harcandı. Başbakan Binali Yıldırım, “Proje fiilen başlayalı 3 yıl oldu ama 2 yılımız daha var, tamamen bitmesi için. Aslında sözleşmede öngörülen bitirme zamanı 7 yıl. Dolayısıyla 2 yıl erken, yani 5 yılda projeyi tamamlamış olacağız. Bu da bir başka rekor olacak” diyerek projeye verdiği önemi dile getirdi.
- İZMİR-ANKARA HIZLI TREN HATTI: Yaklaşık 8-9 saatte katedilen Ankara- İzmir karayoluna kolaylık sağlayacak alternatif proje, bizatihi Başbakan Binali Yıldırım’ın imzasını taşıyor. Yıldırım’ın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yaptığında geliştirdiği projeye göre Ankara-İzmir arası hızlı trenle 3 saat 50 dakikaya düşecek. 879 milyon lira bedelli hızlı tren projesini yıl başında Tekfen İnşaat ve Tesisat A.Ş. ile Doğuş İnşaat ve Ticaret A.Ş. İş Ortaklığı kazandı. Projenin tamamlanma süresi ise 36 ay olarak belirlendi.
- İZMİR KÖRFEZ GEÇİŞİ: İzmir’in Marmaray’ı olarak da adlandırılan proje, 3.5 milyar liraya mal olacak. İzmir'de Üçkuyular ve Karşıyaka arasında körfezin iki yakasını bağlayacak karayolu tüp geçit projesinin inşasına 2017’de başlanacak. Proje dahilinde 2693 metrelik denizaltı tünelinin (tüp geçit) yanı sıra, körfez içine ve körfez kıyısında iki adet yapay ada kurulacak. Çiğli'yi Balçova'ya bağlayacak projeye göre, körfezin iki yakası arasında ulaşım bütünlüğü sağlanması hedeflenirken, körfez özel bir köprü ile geçilecek ve köprü bitiminde oluşturulacak yapay bir ada ve batırma tünel ile buradan gemilerin geçişine olanak sağlanacak. İzmir Çevre Yolu'nu kısaltacak proje dahilinde güzergahta bir de Mavişehir-Üçkuyular tramvay hattına yer verilmesi planlanıyor. Projeye göre, toplam 4,2 kilometre uzunluğunda körfez köprüsü, 880 metrelik yapay ada, bin 800 metrelik batırma tüp tünel ve 16 bin 400 metre de raylı sistem inşa edilecek. Ayrıca mega proje kapsamında toplam 6 şeritli otoyol ve 2 şeritli raylı sistem güzergahı bulunacak. Proje tamamlandığında mevcut güzergahtaki 70 dakikalık yolculuk süresi 10 dakikaya inecek.
- ÇANDARLI LİMANI: Tamamlandığında dünyanın 10., Türkiye'nin ise en büyük limanı olacağı belirtilen Çandarlı Limanı, 12 milyon TEU'luk kapasitesi ile 15 bin kişiye istihdam sağlayacak. Türkiye'yi enerjinin ardından taşımacılıkta da Doğu-Batı hattının en önemli üslerinden biri yapmayı hedefleyen Çandarlı Limanı’nın temeli 2011'de atıldı. Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları Limanlar Hava Meydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdürlüğü tarafından üstlenilen limanın dalgakıran bölümünün inşaatını Kolin-Limak 230 milyon lira bedelle üstlendi. Bakanlık, projenin yatırımına paralel limanın demir ve kara yolu bağlantılarının yapımına da başlayacak. İhaleyi kazanan firma, Çandarlı Limanı'nın rıhtım, lojistik alan ve konteyner depolama sahalarını oluşturacak ve limanı 4 yılı yapım için olmak üzere 41 yıllığına kiralayacak. Çandarlı Limanı 3 etap halinde yapılacak ve Limanın ilk etaptaki kapasitesi 4 milyon TEU olacak. Ancak yüzde 100 proje tamamlandığında, 12 milyon TEU ile Türkiye'nin şu anda 6 milyon TEU olan yükleme kapasitesinin 2 katına sahip olacak. Öte yandan,
- İZMİR ALSANCAK LİMANI MODERNİZASYONU: İki yıl önce bizzat Binali Yıldırım’ın talimatıyla İzmir Alsancak Limanı’nın modernizasyonuna başlanmıştı. 450 milyon liralık yatırımın tamamlanmasıyla limanın kapasitesinin 3 katına çıkarılarak 830 bin TEU'dan 2.5 milyon TEU'ya çıkarılması öngörülüyor. Bunun için 380 bin metrekare alanın dolgu yapılması planlanıyor. İzmir Körfezi'nde yanaşma kanalının ve suyolunun derinleştirilmesi de planlanıyor. 250 metre genişliğinde, 14 metre derinliğinde yaklaşık 7.5 kilometrelik bir su yolunu içeren proje için 152 milyon liralık yatırım yapılacak. Suyolunun derinleştirilmesi sayesinde yeni nesil gemiler düzenli ve emniyetli şekilde körfeze girip limana yanaşabilecek. Bugüne kadar oldukça yavaş yürüyen projesinin Binali Yıldırım’ın başbakan olmasından sonra hızlanması bekleniyor.
- İZMİR KRUVAZİYER LİMANI İNŞASI: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 2012’de İzmir Alsancak Limanı, ‘Kruvaziyer Limanı’ ve ‘Yük Limanı’ olarak ikiye ayrıldı. Limanın yeni imar planları Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından 14 Kasım 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Yakında ihaleye çıkması Kruvaziyer Limanı projesinde inşaat alanı yaklaşık 130 bin metrekare olacak. Plana göre limana iki yeni parmak iskele eklenecek ve limanda turistlerin ihtiyacını karşılayacak küçük çaplı alışveriş mağazaları ve oteller yer alacak. Proje tamamlandığında İzmir’in kruvaziyer turizminde yeniden yükselişe geçmesi bekleniyor.