Lösemi tedavisinde yeni alternatif

Turkishtime Dergi

Lösemi hastalığının türlerinden biri olan ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) için daha etkin bir tedavi yöntemi sunmak amacıyla Prof. Dr. Burhan Ateş tarafından geliştirilen “Enzim İçeren Şekil Hafızalı İlk Biyobozunur Stent İmplantı” projesi; hem maliyet, hem yan etkilere hem de hastaların hastaneye bağımlılığı sonucu oluşan manevi çöküntüyü önlemeye karşı yeni bir umut oldu. İKMİB tarafından düzenlenen “9. Ar-Ge Proje Pazarı” yarışmasının ilaç kategorisinde Prof. Dr. Burhan Ateş’e ikincilik getiren projeye dair merak edilen soruları “Geleceğe Yön Verecek Projeler” bölümümüzde yanıtladık.

Bu yıl İKMİB tarafından düzenlenen “9. Ar-Ge Proje Pazarı” yarışmasının ilaç kategorisinde size ikinciliği getiren projenin detaylarından söz eder misiniz?

Proje başlığımız; “Enzim İçeren Şekil Hafızalı İlk Biyobozunur Stent İmplantın Geliştirilmesi: Lösemi Tedavisinde Yeni Alternatif” şeklindedir. Bu proje aynı zamanda Dr. Ahmet Ulu’nun danışmanlığımda gerçekleştirdiği doktora çalışmasıdır.
Projede biyouyumluluğu yüksek şekil hafızalı biyoemilebilir stentler geliştirilmiş ve L-ASNaz enzimi in situ olarak immobilize edilmiştir. Bu sayede, L-ASNaz enjeksiyonunun yerine L-ASNaz içeren küçük bir stentin venöz damara implant edilmesi sonucu stent-enzim formülasyonunun bulunduğu bölgede sirkülasyondaki L-asparajini süpürülüyor. Lösemik hücre bu amino asidi üretemediğinden ve kandaki de enzimle süpürüldüğünden bu amino aside ulaşamıyor ve protein sentezinin durması sonucu kanser hücresi yok oluyor. Ayrıca uygulama sürecinde, bu stentin tedavi sonrası bir çıkartma işlemine gereksinim duyulmadan biyobozunarak yok olması da tedaviye kattığı diğer bir özgün yaklaşım olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak; biyoemilenilir stent-enzim ilaç formülasyonun oluşturulması ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) için daha etkin tedavi yöntemi sunmakta ve L-ASNaz enziminin ekonomik etki değeri düşünüldüğünde oldukça önemli bir gelişme olup tedavi masraflarını da önemli oranlarda azaltacağını düşünüyoruz.

“HASTALARI HASTANEYE BAĞIMLILIKTAN KURTARACAK”

Projeyle temelde hedeflenen neydi?

Projemizle temelde; Akut Lenfoblastik Lösemi hastalığının mevcut tedavisinde kullanılan L-asparajinaz (L-ASNaz) enzim ilacının farklı bir formülasyonla şekil hafızalı biyobozunur stent-enzim-ilaç implantına dönüştürerek, hastalığın tedavisinden maliyet düşüren ve kemoterapi sürecinde sürekli bir enjeksiyon uygulaması ve hastaneye bağımlılıktan hastaların kurtarılmasını hedefledik.

Akut Lenfoblastik Lösemi hastalığını tedavide etmede belki de çığır açacak bir buluşa imza attınız. Peki bu projede sizi motive eden unsurlar nelerdi?
L-ASNaz, Akut Lenfoblastik Lösemi hastalığının başlangıç aşaması olan remisyon indüksiyonu tedavisinde kullanılan birincil kemoterapötik ilaç olup hastalığın tedavisinde oldukça önemli. Halihazırda lösemi teşhisinden sonra hastalara polietilen glikol ile kaplanmış L-asparaginaz enzimi (PEG-L-ASNaz) 2-3 gün aralıklarla ve bir ay boyunca intravenöz (damar yoluyla) olarak uygulanıyor. PEG-L-ASNaz ticari enziminin ALL hastalarında kullanımı tekrarlama ve alerjik reaksiyonlara bağlı olarak 30 haftaya kadar uzayabilen kullanımı ise 57 bin 893-113 bin 558 dolar arasında değişen yüksek bir maliyeti içeriyor. Tedavi sürecinde hastaların bir ay boyunca üç gün aralıklarla hastanede yoğun bir PEG-L-ASNaz enjeksiyonuna maruz kalmaları, hastada aynı zamanda manevi bir çöküntüye ve organ hasarlarına da yol açıyor.

Bu saydığımız dezavantajların ortadan kaldırılması adına bir planlama yapılarak ilgili enzimi içeren yeni bir implant formülasyonu olarak biyobozunur stent geliştirilmiştir. Stent formülasyonu tamamen biyouyumlu biyopolimerleri içermekte ve yaptığımız uygulamada bir ay boyunda akış koşullarında kullanılabileceği ve etkin tedaviye imkân vereceği tespit edilmiştir. Bu sayede tek bir immobilizayon ve tek bir doz ile ilgili tedavi gerçekleştirilerek hem maliyet, hem yan etkilere hem de hastaların hastaneye bağımlılığı sonucu oluşan manevi çöküntüyü önlemede önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. Biz bu motivasyonlarla enzimi daha ucuz ve etkin olarak hastalara ulaştırabileceğimiz bir formülasyona dönüştürmeyi hedefledik.

Projenizin dünyada hayata geçmiş bir örneği veya benzeri mevcut mudur?
Projenin en önemli özelliği; enzim ilaçları taşımada daha önce mevcut olmayan yenilikçi bir taşıyıcı sistem geliştirmiş olması. Bu nedenle benzer yaklaşımda taşıyıcı bir sistemin olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

“PREKLİNİK DENEYLERE BAŞLAYACAĞIZ”

Proje ile ilerleyen süreçte ne gibi planlarınızın olduğu ve bu konuda beklentilerinizin neler olduğu öğrenebilir miyiz?

Projede geliştirilen taşıyıcı sistemin in vitro olarak tüm deneyleri gerçekleştirilerek etkinliği de kanıtlandı. Bundan sonraki süreçte ürüne dönüştürmede önemli bir adım olan pre-klinik deneylere başlayacağız.

Yeni projeleriniz var mı? Varsa kısaca bahsetmeniz mümkün müdür?
Dinamik bir laboratuvar grubumla hâlihazırda devam eden üç TÜBİTAK projesi ve 10’un üzerinde BAP projesi bulunuyor. Bu nedenle elimizde yine yenilikçi ilaç taşıyıcı sistemler, COVID-19 tespitinde farklı yaklaşıma sahip kit, hastalıklarda önemli olan biyomarkerların tespitine yönelik sensör ve yara örtü materyalleri geliştirmeye yönelik projelerimiz mevcut.

Prof. Dr. Burhan Ateş kimdir?

1978 yılında Malatya’da doğan Prof. Dr. Burhan Ateş, lisans eğitimini 1999 yılında İnönü Üniversitesi Kimya Öğretmenliği bölümünde tamamladı. 2001 yılında yüksek lisans, 2007 yılında ise doktora çalışmalarını İnönü Üniversitesi Kimya Bölümü/Biyokimya Anabilim dalında tamamlayan Ateş, post-doktora çalışmalarını TÜBİTAK desteği ile 2007-2008 yılları arasında ABD’de gerçekleştirdi. İnönü Üniversitesi’nde 1999-2009 yılları arasında Araştırma Görevlisi, 2009-20010 yılları arasında Yardımcı Doç., 2010-2015 yılları arasında Doçent olan Ateş, 2015 yılından bu yana ise Profesör olarak aynı bölümde akademik çalışmalarını sürdürüyor. Son yıllarda özellikle biyomalzemeler alanına yoğunlaşmış bir laboratuvarı yöneten Burhan Ateş, 10’un üzerinde TÜBİTAK projesi, 50’nin üzerinde BAP projesi gerçekleştirdi. Prof. Dr. Ateş’in aynı zamanda 2 adet patenti, 130’un üzerinde uluslararası yayını ve bu yayınlara 3 binin üzerinde atıfı mevcut.