“Ekonomi yönetimi ile Merkez Bankası’nın ilişkisi önemli”
ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan, tek parti hükümetinde şimdi gözlerin ekonomi yönetimi ile Merkez Bankası arasındaki ilişkilerde olacağını söyledi. Erkan, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’in ekonominin başında olacağı bir hükümetin ekol değişikliğine gidilmeyeceğinin göstergesi olduğunu belirterek “Ekonomi yönetiminin Merkez Bankası ile beraber ne şekilde bir paslaşma içinde olacağı önemli. Piyasalara verilecek olan güvenin dozajı belirleyici olacaktır. İç talep canlanabilir, muhtemelen üçüncü çeyrekte de büyüme biraz yüksek gelebilir. Ancak hiçbir fiyatlama küresel konjonktürden bağımsız gerçekleşmeyecektir. Ilımlı dış politika, ilerici mali ve iktisadi politikalar ve Merkez Bankası’yla konsensus halinde olan bir duruş iyimserliğin devamını biraz daha uzun vadeye yayabilir” dedi.
Şimdiki yeni bir senaryo
Enver Erkan, seçim sonrası Türkiye’de yaşanacak bazı ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Erkan, yurtiçi ve yurtdışında ekonomi alanında zora girilen dönemde 1 Kasım genel seçimlerinin sonuçlarının büyük önem taşıdığına dikkat çekerek “Bugünden itibaren senaryolar tek parti iktidarı ve HDP’nin yüzde 10 barajını aşması üzerine kurulacak. AK Parti’nin referanduma gidebilmesi için diğer partilerden destek alması gerekecek. AK Parti’nin yeterli desteği alamaması durumunda başkanlık sistemine giden yol kapanacak. Bu sonuçta ekonomideki olağan durumun devamını bekleyebiliriz” diye konuştu.
FED’e karşı Merkez Bankası serbest olacak mı?
Ekonomi yönetiminin Türkiye ekonomisinin dinamiklerinin uzun vadede güçlenmesi adına adımlar atması gerektiğini belirten Enver Erkan şu değerlendirmeyi yaptı: “Kısa vadede ise daha proaktif para politikalarına gereksinim duyulabilir. Özellikle FED’in Aralık ayında normalleşme adımı atmasının son derece olası olduğu bu konjonktürde, Merkez Bankası da gerekli yerlerde gerekli adımları atabilmelidir. Bu serbesti olmazsa, bütün bu bahsedilenlerin bir anlamı olmayacaktır.”
Ilımlı mesajlar gerekli
ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan, iktisadi sorunlarla birlikte, birkaç aydan beridir tedirginlik yaratan jeopolitik sorunların olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti: “Tek parti yönetimi haliyle piyasa algısı iyi olabilir. Ancak reelde durum bugünden yarına hızlı bir düzelme göstermeyecektir. Sosyal tansiyonu indirecek ılımlı mesajlar verilmesi, jeopolitik sorunların çözümünde kilit rol oynayacaktır. Tabii yabancı yatırımcının konuya yaklaşımı da bundan sonra olacak gelişmelerle belirlenecektir. Ilımlı dış politika, ilerici mali ve iktisadi politikalar ve Merkez Bankası’yla konsensus halinde olan bir duruş iyimserliğin devamını biraz daha uzun vadeye yayabilir. Bu kapsamda eğer FED sıkılaşırsa, içeride büyümeye odaklanan daha gevşek para politikaları risk oluşturacaktır. Bu da kurda yukarı yönlü hareket, enflasyonda yukarı yönlü hareket ve sektörel bazda endekslerde düşüş hareketi olarak karşımıza çıkabilir. Sıkı para politikası duruşunun yeni ekonomi yönetimince de kabul görmesi halinde ise daha pozitif bir senaryodan bahsedebiliriz.”