Özel dosya... İhracatta yeni fırsatlar
Kasım verilerine göre Türkiye'nin toplam ihracatı, geçen yıla kıyasla yüzde 4.4 artışla 157 milyar 441 milyon dolara yükseldi. Bu artış tatmin edici olmazsa da ihracatçılar yeni pazarları kovalamaya devam ediyor. Tekstil, halı, beyaz et ve zeytinyağı ihracatta hedef yükselen sektörlerden bazıları.
YÖNETİCİ ÖZETİ
- Hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında Türkiye'nin ana pazarı Avrupa Birliği ülkeleri olsa da önümüzdeki dönem yeni pazarların yükselişe geçmesi bekleniyor.
- Miktarlar küçük olsa da Balkan ülkelerinde de Türk tekstiline talep artıyor. .Yeni dönemde potansiyel vaat eden ülkelerin başında ise İran geliyor.
- İran ile 2014 yılında tekstil ve hammadde ihracatı 302.6 milyon dolara hazırgiyim ve konfeksiyon ise 63 milyon dolara tırmandı. Beklenti ise bu anlaşma ile üç yıl içinde her segmentte en az üç kat büyüme olması.
- Ortalama 600 bin tonluk dünya zeytinyağı ticaretinin yaklaşık yüzde 5'ini gerçekleştiren Türkiye, zeytinyağı ihracatında beklentisini Uzakdoğu'ya bağladı.
- Çin'de satın alma gücü yüksek olan tüketici ithal ürünlere daha fazla itibar ediyor. Pazarda Avrupalı imajı olan Türk ürünlerinin şansı yüksek.
- Rusya'nın Ukrayna ve Kırım gibi siyasi meselelerden kaynaklanan Batı ile ilişkilerini ekonomik ambargo boyutuna taşıyarak AB ve ABD ülkelerinden gıda ithalatını durdurması Türk kanatlı üreticileri için fırsata dönüştü.
- 2013 yılında Irak'a 220 bin ton ürün ihraç ettiklerini ve bu yılı 250 bin ton ile kapatmayı hedeflediklerini ekledi. Japonya, Suudi Arabistan ve AB sektörün çıkış yapmayı hedeflediği diğer pazarların başında geliyor.
- Türkiye halı ihracatında ilk beş ülke arasında yer alan Irak ve Libya pazarlarında yaşanan iç savaş, halı ihracatının büyüme hızını yavaşlatsa da ihracatçılar uzun vadede dünya liderliği hedefinden vazgeçmiş değil. Halı ihracatında yükseliş trendine geçen ülkelerin başında ise ABD ve İngiltere geliyor.
- ABD ve İngiltere'de Türk halılarının başarılı bir grafik yakalamış olmasının en önemli gerekçesi kalite. İhracatçıların her iki pazarda da kalıcı olmak için kaliteye, satış sonrası hizmet gibi konulara dikkat etmesi gerektiği vurgulanıyor.
- Yaş meyve-sebzede Almanya, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan gibi ülkeler en çok ihracatın yapıldığı pazarlar. Bu pazarlarda nar gibi farklı ürün segmentlerini yaratmak ve kalite konusuna dikkat etmek gerekiyor.
Haber: Selma Şimşek Bektaş
selmabektas@turkishtimedergi.com
2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koyan Türkiye'nin önünde ciddi engeller var. Başta Irak ve Suriye olmak üzere Ortadoğu'da yaşanan iç savaş ve karışıklık ihracat hedeflerinin önemli derecede sapmasına neden oluyor. Ayrıca, dünya ekonomisinde yaşanan genel resesyon süreci ve Türkiye ihracatındaki yüzde 44'lük oran ile aslan payına sahip olan AB ülkelerindeki ekonomik inişler ve çıkışlar Türk ihracatçısının önündeki engellerden bir diğeri. Tüm bunlara rağmen ihracatçılar var olabilecekleri her pazarı zorlamaya devam ediyor. Mevcut tabloya Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden bakacak olursak göre Kasım ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6.4 azalışla 12 milyar 875 milyon dolar oldu. 12 aylık kümülatif ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.4 artışla 157 milyar 441 milyon dolara yükseldi. Bunların ötesinde ihracatta önemli fırsatlar da devam ediyor. Kimi segmentler, bazı pazarlarda fırsat yakalayacaklarının sinyallerini son aylarda daha güçlü hissediyor. Tekstil için İran, kanatlı sektörü için Rusya ya da halı üreticileri için ABD ve İngiltere potansiyeli yüksek pazarlar arasında ifade ediliyor. İşte yükselişe geçen bazı segmentler ve pazarlar....
Tekstilin beklentisi İran
Hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında Türkiye'nin ana pazarı Avrupa Birliği ülkeleri olsa da önümüzdeki dönem yeni pazarların yükselişe geçmesi bekleniyor. Yeni dönemde potansiyel vaat eden ülkelerin başında ise İran geliyor. Türkiye ve İran arasında 10 yıldır süren müzakereler sonucunda imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması ihracatçının beklentisini yükselten en önemli faktör. Türkiye-İran Tercihli Ticaret Anlaşması ile özetle; Türkiye bazı tarım ürünlerinde İran'a tarife indirimi imkânı taahhüt ederken, İran tekstil de dahil olmak üzere pek çok sanayi ürününde tarife indirimine gitmeyi kabul etmiş oldu. İhracatçılar bu anlaşmanın tekstil sektörüne olumlu yansıyacağı konusunda hemfikir.
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “İran ile imzalanan bu anlaşma sayesinde vergilerin yüzde 40'a çekildi. Bu nedenle İran sektörümüz için en önemli potansiyel adaylarından biri. Burada önemli bir potansiyel var. Mevcutta Türkiye, İran ile gümrüklerle ilgili birtakım sıkıntılar yaşasa da bunların aşılacağını ve önümüzdeki aylardan itibaren İran pazarının hızlı bir ivme yaratacağını bekliyoruz” açıklamasında bulundu. Beklenti ise bu anlaşma ile üç yıl içinde her segmentte en az üç kat büyüme olması.
İran'ın bugüne kadar kapalı kutu bir pazar olduğuna dikkat çeken Hikmet Tanrıverdi, bu pazarda başarılı işlere imza atmak için ihracatçıların fuarlara ilgi göstermesi gerektiğini hatırlatıyor ve “Gelişen İran pazarında yer almak isteyen Türk markalarının artık İran pazarında kendini göstermesi gerek. Bu fuarlara katılarak ya da bizzat marka olarak bu ülkede yer alarak çeşitli şekillerde olmalı” diyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-İran İş Konseyi Başkanı Rıza Eser de iki ülke arasında ticari ilişkilerin artarak devam ettiğini belirterek, “Önümüzdeki yıl, her iki ülke için çok iyi bir yıl olacak. Tüm engellere rağmen müteşebbislerimiz işlerini yürütmeye devam ediyor. Kanımca ambargo ve engellemeler yavaş da olsa etkisini yitiriyor. Türkiye sanayi ürünleri ve yatırım fırsatlarını iyi değerlendirmek zorunda”.
Zeytinyağı Uzakdoğu'ya odaklandı
Ortalama 600 bin tonluk dünya zeytinyağı ticaretinin yaklaşık yüzde 5'ini gerçekleştiren Türkiye, zeytinyağı ihracatında beklentisini Uzakdoğu'ya bağladı. 2014 yılında ürünün kısıtlı olmasından kaynaklı ihracat pazarlarına ürün çıkaramadıklarından şikâyetçi olan ihracatçılar, uzun vadede Türk zeytinyağları için fırsat olacak pazarların başında Uzakdoğu'yu işaret ediyor. Bu bölgede elbette ön plana çıkan ülkeleri arasında Japonya ve Çin başı çekiyor. Özellikle Çin pazarı dinamikleri ile Türk zeytinyağı için önemli bir fırsat olarak duruyor. Birkaç yıl içinde dünyanın en büyük gıda ithalatçısı olacak olan Çin'de Türk ürünlerinin avantajlı olmasının ana gerekçelerini şöyle sıralamak mümkün: Çin'de satın alma gücü yüksek olan tüketici ithal ürünlere daha fazla itibar ediyor. Pazarda Avrupalı imajı olan Türk ürünlerinin şansı yüksek. Dikkat edilmesi gereken nokta ise ülkede fiyat açısından farklı pazar segmentlerinin oluşmuş olması.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçılar Birliği eski başkanlarından Ali Nedim Güreli, Uzakdoğu'da Türk zeytinyağına olan talebin giderek yükseldiğini, bu pazara odaklanmanın stratejik olacağını belirtiyor. Zeytinyağını yeni keşfetmeye başlayan ve son 10 yılda tüketiminin ikiye katlandığı Uzakdoğu'da Türk zeytinyağlarının sadece kalite ve lezzet olarak değil fiyat rekabeti açısından da şansının yüksek olduğuna dikkat çeken Güreli, “Bu pazarlarda İspanyollar ve İtalyanlarla rekabet etme şansımız daha yüksek” diye konuştu.
Olumsuzluklara rağmen Rusya önemli
Son haftalarda petrol fiyatları ve Ruble'nin değer kaybetmesi ile ihracatçıları tedrgin eden Rusya hem kanatlı hem de yaş meyve sebze ihracatında önemli bir ülke. Uzun zamandır Avrupa Birliği pazarına girebilmek için çaba harcayan ve bu konudaki müzakereleri ısrarla sürdüren kanatlı sektörüne "iyi haber" AB'den önce Rusya'dan geldi. Rusya'nın Ukrayna ve Kırım gibi siyasi meselelerden kaynaklanan Batı ile ilişkilerini ekonomik ambargo boyutuna taşıyarak AB ve ABD ülkelerinden gıda ithalatını durdurması Türk kanatlı üreticileri için fırsata dönüştü. Haziran ayından bu yana Rusya pazarına giren ve ihracatı peyder pey artırmaya başlayan üreticiler, hem kalite hem de fiyat avantajıyla Rusya pazarında kalıcı olmayı hedefliyor. 2014 yılı için 6 bin ton civarında olan Rusya ihracatında 2015 hedeflerinin 150 bin ton olduğunu belirten Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) Başkanı Sait Koca, bu ay itibariyle ülkeye ihracatın hızlanacağı görüşünde. Petrol fiyatlarının gerilemesine paralel ruble'deki yüzde 40'lara varan değer kaybının sektörü dolaylı olarak etkilediğini ifade eden Koca, “Ticaretimizi dolar üzerinden sürdürüyoruz. Şu ana kadar çok ciddi bir sıkıntı yaşamadık. 2015 yılı için 150 bin hedefi koyduk. Dünyanın en kaliteli beyaz etini Türkiye üretiyor. Kalite konusunda hiçbir endişemiz yok” dedi.
Yıllık 14 milyar dolarlık gıda ihracatı ile dev bir potansiyel barındıran Rusya, Türkiye'nin yaş meyve-sebze ihracatının amiral gemisi durumunda. Rusya'nın AB ve ABD ülkelerinden gıda alımı yapmayacağını duyurması ile yaş meyve-sebze üreticilerinin hedef büyüttüğü pazarda petrol fiyatlarının düşmesi ve Ruble'nin değer kaybetmesi gibi olumsuz bir başlangıç olsa da ihracatçı piyasanın normalleşmesi ile potansiyelin yeniden açığa çıkacağı fikrinde. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, petrol fiyatları ve Ruble'nin değer kaybı ile ortaya çıkan tabloda ihracat gerçekleştirildiğini, satılan ürün miktarında bir artış olmasa da düşüş de olmadığını, piyasanın normalleşmesi ile asıl potansiyelin ortaya çıkacağını belirtiyor.
Halıda yükselen pazar ABD ve İngiltere
Türkiye halı ihracatında ilk beş ülke arasında yer alan Irak ve Libya pazarlarında yaşanan iç savaş, halı ihracatının büyüme hızını yavaşlatsa da ihracatçılar uzun vadede dünya liderliği hedefinden vazgeçmiş değil. Halı ihracatında yükseliş trendine geçen ülkelerin başında ise ABD ve İngiltere geliyor. Son 10 yılda sürekli yukarı yönlü bir büyüme grafiği sergileyen, 2003’te 384,3 milyon dolar olan Türkiye halı ihracatı 2012 sonunda beş katın üstünde bir artışla 2 milyar 12 bin dolara ulaştı. 2013 ve 2104 yılında da büyümeye devam etti.
Royal Halı Yönetim Kurulu Başkanı Taner Nakıboğlu, halıda ihracatı ivmeleyecek pazarın başında ABD ve İngiltere'nin geldiğini belirtiyor. ABD'de ekonominin toparlanmaya başlaması, işsizlik rakamlarının düşmesi ve doların değer kazanması ile ABD'li alıcıların Türk halısına olan taleplerini yükselttiğini söyleyen Nakıboğlu, “Sektör için ABD çok büyük ve önemli bir pazar. Bu pazarda grafiğimiz giderek yükseliyor. Bu eğilimin artacağını düşünüyoruz. Benzer şekilde İngiltere'de yükselen bir pazar. İngiltere ekonomisinin AB ekonomisine göre daha iyi durumda olması, satın alma eğilimini de yüksek tutuyor. Her iki pazar da halı ihracatını ileriye taşıyacak potansiyel ülkeler arasında” diyor. ABD ve İngiltere'de Türk halılarının başarılı bir grafik yakalamış olmasının en önemli gerekçesi kalite. Taner Nakıboğlu ihracatçıların her iki pazarda da kalıcı olmak için kaliteye, satış sonrası hizmet, Ar-Ge ve tasarım gibi konulara çok dikkat etmesi gerektiğini vurguluyor.
İran tekstil talebini artırdı
- 2013'te İran'a 234.8 milyon dolarlık ihracat yapıldı.
- 2014'te rakam 365 milyon dolara çıktı.
- Önümüzdeki üç yılda artışın en az üç kat olması bekleniyor.
Uzakdoğu'ya daha çok zeytinyağı gidiyor
- Son iki yılda Çin'e 7.6 milyon dolar,
- Japonya'ya 25.1 milyon dolar ihracat gerçekleşti.
- 2011-2012 döneminde Çin 6 milyon dolar,
- Japonya 15.7 milyon dolarlık zeytinyağı almıştı.
ABD ve İngiltere Türk halısı istiyor
- 2013'te ABD 199 milyon dolarlık halı aldı.
- 2014'te ihracat 245 milyon dolara çıktı.
- İngiltere ise 2013'te 50.6 milyon dolar,
- 2014'te ise 74.4 milyon dolarlık halı satın aldı.
Hedef Rusya'ya 150 bin ton beyaz et göndermek
- Rusya'ya 2014 yılında 6 bin ton beyaz et ihraç edilecek.
- 2015 yılı hedefi ise 150 bin ton olarak belirlendi.
- Sektörün en büyük pazarı Irak'a ise 220 bin ton ihracat gerçekleşti.
Yaş meyve-sebzenin Rusya beklentisi sürüyor
- Rusya'ya 2013'te 741,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti.
- 2014'te ise Rusya 787,4 milyon dolarlık yaş meyve-sebze aldı.
- Ruble krizinin çözülmesi ile talepte artışın sürmesi bekleniyor.