Son dönemin en hızlı büyüyen şirketlerinden birinin sırları

Barış Soydan

İSO BİRİNCİ 500'DE KENDİNE YER BULAN DÖRT KUYUM MARKASI ARASINDA YER ALAN KARAKAŞ ATLANTİS, BİR YILDA 184'ÜNCÜ SIRADAN 92'NCİ SIRAYA SIÇRADI. PEKİ, BU BAŞARININ SIRRI NE?

Haber: Fatma Akman

fatmaakman@turkishtimedergi.com

İzmir Kemeraltı Çarşısı'nda babasının verdiği 300 gr altınla kuyum tamiri yaparak mesleğe başlayan Yaşar Karakaş daha sonra 1983'te Karakaş Kuyumculuk'u kurar ve altın üretimine başlar. Yaşar Karakaş'ın vefatının ardından oğlu Kamil Karakaş 2005'te tüm hisselerini amcasına devrederek Karakaş Atlantis'i kurar. Bugün İSO Birinci 500 listesinde 92'nci sırada olan Karakaş Atlantis Kıymetli Madenler'in Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş'la 2012'den 2013'e 92 basamak birden sıçrayarak İSO Birinci 500 Listesi'nde 92'nci sıraya oturmasını konuştuk. Her ne kadar Kemal Karakaş,  Karakaş Atlantis'in altın sektörünün yanında petrol ve enerji alanında yaptığı yatırımları ve İstanbul Florya'da yaptıkları toplu konut yatırımını "halka açık bir şirket" oldukları ve projeler henüz aktif durumda olmadığı gerekçeleriyle anlatmaktan imtina etse de Karakaş Atlantis Kıymetli Madenler'le ilgili tüm sorularımıza açıklık getirdi.

Karakaş Atlantis Kıymetli Madenler olarak İSO 2012 Birinci 500 Listesi'nde 184'üncü sıradasınız. 2013 listesinde ise 92 basamak birden yükselerek 92'nci sıraya yerleşiyorsunuz. Bu süreçte yaptığınız açıklamalarda da hedefinizin ilk 100'e girmek olduğunu belirtiyorsunuz. Öncelikle buradan başlayalım, bir yılda 92 basamak sıçrama nasıl mümkün olabilir? Ne söylemek istersiniz bu konuya ilişkin?

Yaklaşık dört ile beş yıllık geçmişimize baktığınızda her yıl yüzde 50'nin üzerinde büyüme gerçekleştirdiğimizi görebilirsiniz. Hedeflerimiz, ulaşmak istediğimiz alanlar, yeni müşteriler derken ciromuz 2013 yılı sonu itibarıyla 853 milyon TL'ye ulaştı ve Türkiye’nin en büyük 100 firması arasına girdik. Yani bu sıçrama aslında bir yıllık sürede kat edilmiş bir yol değil, beş yıllık altyapı çalışmalarımızın sonucu. Bu sıçrama bir yıllık süreçte fazla gibi görünmesine rağmen, geçen beş yılda da şirketimizin her yıl benzer sıçramalar yaparak buralara ulaştığını görebilirsiniz.

Üstelik ilk 500'de dört, ilk 100'de ise sadece iki tane altın ve kuyum firması var ve biri sizsiniz. Peki, Karakaş Atlantis ne ölçekte bir imalathaneye sahip? Üretim kapasitesi nedir?

Şirketimizin İzmir ve Konya'da olmak üzere iki üretim tesisi var. Tesislerimizin toplam yıllık kapasitesi 13.9 ton... Toplam personel sayımız 200 civarında olmakla birlikte, toptan bölge müdürlüğü olarak 10 ayrı bölge müdürlüğümüz ve tüm Türkiye çapında 2 bin 350 kuyumcu müşterimiz bulunuyor.

Bu anlamda önümüzdeki dönemde yatırım, kapasite, istihdam, şube artışı planları var mı? Onlardan söz edebilir misiniz?

 Aslına bakarsanız amacımız Türkiye’nin tamamına hizmet verebilmek tabii ki. Ama bu amacımıza yavaş ve risklerimizi en aza indirgemiş şekilde ilerliyoruz. 2013 yılında Gaziantep Bölge Müdürlüğümüzü açarken, Ordu ofisimizi de geçtiğimiz yıl içinde bölge müdürlüğüne çevirdik. 2015 yılı içinde de bu yeni bölgelerimizi biraz daha geliştirmek, iş potansiyellerini daha da büyütmek hedeflerimiz arasında.

İSO Birinci 500 Listesinde 500'de dört, ilk 100'de ise biri Karakaş Atlantis olmak üzere iki tane altın ve kuyum firması var. Karakaş Atlantis'i sektörde muadillerinden farklı kılan ne?

Bizi rakiplerimizden farklı kılan en büyük yanımız, satış stratejimiz ve ürün gruplarımız. Biz şirket olarak portföyünde tüm kuyum ürün çeşitlerini alyans, bilezik, 14 takı, pırlanta, elmas, hatta gümüş bulunduran hemen hemen tek firmayız. Bir kuyumcu bizden ihtiyacı olan tüm ürün gruplarını temin edebiliyor. Ayrıca satış stratejimiz de bizi rakiplerimizden farklı kılan en büyük özelliklerimizden diğeri... Biz bayi ya da franchise sistemiyle değil, Türkiye’deki 34 bin kuyumcunun 2 bin 350'sine direk olarak hizmet veriyoruz. Bu da bizi rakiplerimizden farklı kılıyor çünkü rakiplerimiz olan şirketlerin bu büyüklükte, böyle bir altyapıları yok. Biz Anadolu’ya iyi yayılmış bir şirketiz ve coğrafi olarak Türkiye’nin yüzde 85'ine hizmetimizle ulaşıyoruz.

2013 yılında 853 milyon lira olan cironuzu bu yılın sonunda 1 milyara çıkarma hedefinizden söz etmişsiniz. Bu hedefinize ulaşabildiniz mi? 2014 yılını ne kadar ciroyla kapatıyorsunuz?

2014 yılında altının paralel seyrini, seçimleri, politik gelişmeleri, küresel etkileşimi göz önünde bulundurarak büyüme hedefimizi biraz sınırlayıp 1 milyon TL olarak belirlemiştik. Bunun yanında hiç hesapta olmayan kredi kartlarına taksit yasağı 1 Şubat 2014 tarihi itibarıyla uygulamaya geçti. Sene boyunca sektörümüzün hem siyasi/politik gelişmelerden ve seçimlerden tahminimizin üstünde etkilenmesi hem kredi kartı taksit yasağı sektörümüzü tek başına yüzde 40 daralttı. Bu nedenle 2014 yılını 600 milyon TL'ye yakın bir ciro ile kapatıyoruz.

Peki bu durumda 2015 yılı için hedefinizi revize ettiniz sanırım. 

Tabii küçük bir revize ile 2015 hedefimizi dış etkenlerin yoğun etkisinden dolayı ulaşamadığımız 2014 yılındaki hedefimize ulaşmak olarak belirledik.

Karakaş Atlantis'in sekiz ülkeye ihracat yaptığını okudum yaptığım araştırmalar sırasında. Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?

Evet, doğrudur. 2013 yılında sekiz ülkeye ürün ihraç ediyorduk. Fakat 2014 yılında Ortadoğu'daki karışıklıklar, Rusya’daki olumsuz ekonomik durum, Avrupa'daki gelişmeler, bazı ihracat bağlantılarımızı ister istemez yavaşlattı. 2014 yılında genel olarak Dubai, Fransa, İsviçre ve İtalya'ya ihracatlarımız yoğunluktaydı.

Peki, ivme kaybeden pazarları amorti etmek adına önümüzdeki süreçte yeni pazar arayışınız var mı?

Elbette var. O konuda ilk hedefimiz diğer Arap ülkelerine yayılmak. Diğer yandan Rusya'da büyümek, Ortadoğu'da elimizi güçlendirmek de planlarımız arasında.

2013'te 47 milyon dolar ihracat yapmışsınız ve 2014 ihracat hedefinizin 50 milyon dolar olduğunu kaydetmişsiniz. Bu hedefi yakalayabiliyor musunuz? 2015 için ihracat hedefiniz nedir?

2014'te ihracat hedefimizi fiziki  anlamda yakalayacağız, fakat bu sene ihracatımızı değerlemede değişikliğe gittik. Biz altın ihraç ediyoruz ve âltın değerli bir metal olmasının yanında ihracatı ve ithalatı belli başlı bazı zorlu süreçlere tâbi bir ürün. Kuyumculuk sektöründe yurt içi ve yurt dışında  ödemelerin büyük bir kısmı yine altına dayalı. Böyle olunca gümrüklerde yaşadığımız sıkıntıyı azaltmak adına kanunlarımızın izin verdiği şekilde, ihracat bedelimizi sadece ürünün işçiliği üzerine taşıdık. Bu yüzden 2014 yılında ihracat rakamlarımız bir önceki yıla göre rakamsal bazda daha düşük görünecek. Fakat fiziki anlamdaki ürün bedellerini de dahil ettiğimizde ihracatımız yine hedefimiz doğrultusunda 50 milyon doları bulacak. Bu, dediğim gibi artık ihracat rakamlarımızın işçilik üzerinden belirleniyor oluşundan kaynaklanıyor. 2015’te de ihracatımızı yine işçilik bazında 50 milyon dolar seviyelerine taşımayı istiyoruz.

Toptan satışta iç pazarda oldukça güçlü konumdasınız ancak perakendede Karakaş Atlantis markasının ağırlığı hissedilmiyor. Markalaşma yolunda en önemli adımlardan birinin marka bilinirliği ve mağazalaşma olduğu düşünülürse bu anlamda bir yol haritanız, strateji değişikliğiniz var mı?

Daha önce de bahsettiğim gibi üretici-toptancı olmamız, satış stratejimizin diğer rakiplerimizden -bayi, franchise dışında- farklı olmasından dolayı, marka bilinirliği açısından istediğimiz seviyede olmadığımızın farkındayız. Tabii ki amacımız markamızı daha iyi konuma getirmek... Bunu sağlamak için mağazalaşmaya da sıcak bakıyoruz. İlerleyen süreçte mağazalaşma konusunu daha ciddi bir şekilde gündemimize alacağız. 2014 yılı içerisinde yüzde 100 sistemsel mağaza-bayi ağı olmasa da İzmir’de beş tane yeni kuyumcu bayiye ürün desteğiyle birlikte tabela ismimizi de deneme amaçlı verdik. Bunlar tabii ki başlangıç! İlerleyen aşamalarda markalaşma, marka bilinirliği, marka konumlandırma konularında daha profesyonel adımlar atmayı planlıyoruz.

Kuyum sektöründe, altın ve kıymetli taşlarda tüketim ve üretim eğilimleri ne yönde değişiyor? Türkiye'de ve dünyada bu eğilimler farklılık gösteriyor mu?

Evet. Artık hem Türkiye’de hem dünyada elmaslı pırlantalı ürünlerle birlikte, model ve tasarım bakımından farklılık gösteren ürünler ön plana çıkmaya başladı. Kuyumcluk ve takı sektöründe tasarımın sonu yok. Üstelik artık gündelik hayatta da kullanılabilir modeller ve tasarımlar daha çok tercih ediliyor. Altın, taş, pırlanta, elmas gibi kıymetli ürünler biraz daha yoğun şekilde aksesuvar olarak günlük hayatımıza girmeye başladı. Tabii ki tercihlerde en önemli konulardan biri güven çünkü aldığınız ürünün sadece tasarım ve modeline baktığınızda kalite, işçilik ve kıymet değerini gözden kaçırabilirsiniz. Bu yüzden belirttiğimiz özelliklerin hepsini barındıran, güvenilir markalardan alışveriş yapmak tüketiciler açısından her zaman dikkat edilmesi gereken bir husus olarak göz önünde bulundurulmalı.

Peki, bir yatırım aracı olarak altını değerlendirmenizi rica etsem neler söylersiniz? Yatırım aracı olarak altının popülaritesini yitirdiğini söylemek mümkün mü? ,

Evet, son zamanlarda altının yatırım aracı olarak  popülaritesinin yitirdiği algısı mevcut fakat aslına bakarsanız Türkiye için konuşursak bu durum hiç de öyle değil. Biliyorsunuz bankalarda iki yıldır altın toplama faaliyetleri devam ediyor. Sürecin geride kalan resmine baktığımızda istenilen seviyelere ulaşılmadığını görüyoruz. Türk halkı, fiziki olarak altını seviyor, elinde bulunmasından haz duyuyor, hatta altın bozduranların birçoğu sonraki süreçte tekrar altın alıp bir kenara koyuyor. O nedenle altının genel anlamda popularitesini yitirdiğini düşünmüyorum. Hatta aksine 2015 yılının ikinci yarısından itibaren  altının yukarı doğru ivme kazanmasını, bu süreçte altına yine ciddi talep olmasını bekliyor, öngörüyorum.

Karakaş Atlantis Kuyumculuk olarak Türkiye'de kuyum sektörünün büyüklüğünü ve bu pastadan aldığınız payı söyleyebilir misiniz?

Kuyumculuk sektörünü daha açık tanımak adına şöyle veriler paylaşabilirim sizinle. Mesela Türkiye’de faaliyet gösteren her 100 firmadan 1.3'ü kuyumculuk sektöründe faaliyet gösteriyor ve 35 bin kuyumcu var. Kuyumculuk sektörü 2013 yılında 3.4 milyar dolar ihracat ve 1.1 milyar dolar ithalat yaptı. Sektörün Türkiye’nin toplam ihracatındaki payı yüzde 2.3 ve yine sektörün toplam ithalattaki payı da yüzde 0.5 seviyelerinde. Mesela yine ilginç bir veri, Türkiye’de her bin TL’lik gelir vergisinin 10 TL’sının kuyumculuk sektörünce ödendiğini gösteriyor. Tabii bu rakamların istihdama katkısı da yadsınamaz ölçülerde, her bin kişiden 4'ü kuyumculuk sektöründe çalışıyor ve

istihdam edilen her 100 kişiden biri de mühendis üstelik. Bu tabloya bakıldığında kuyumculuk sektörü ülkemiz için önemli ve hızlı gelişmekte olan sektörlerden biri. Karakaş Atlantis olarak bizler de kuyumculuk sektörü içinde faaliyet gösteren beş büyük firmadan biriyiz. Bilezik üretiminde Türkiye lideri olduğumuzu söyleyebilirim. 2013 yılında 6.9 ton altın ürettik. Bu rakamlar kuyumculuk sektörü için çok önemli. Kuyumculuk sektörünün Borsa İstanbul’da işlem gören tek halka açık firması olmamız da sorumluluklarımızı bir kat daha artırıyor ve sektörde rol model olmamızı zorunlu kılıyor. Bu doğrultuda tüm adımlarımızı, bu misyonun bilinciyle ince ince planlayarak atıyoruz.

Altın sektörünün ve dahası kuyum sektörünün 2015 yılını nasıl öngörüyorsunuz Türkiye'de ve dünyada?

2015 yılının altın için bir dönüş yılı olmasını öngörüyorum, uluslararası özellikle Amerika kaynaklı haberlerle 2015 yılının ikinci yarısından itibaren yukarı doğru, yeni bir yükseliş dalgasının başlamasını öngörüyorum. Ons bazlı olacak bu gelişmeler, tabii ki altının TL olarak da değer kazanması anlamına gelecek, altının iki-üç yıllık yatay dalgalı hareketinin bu yıl içinde tekrar yükseliş trendine dönmesini bekliyorum.