Türkiye Cumhuriyeti vs Çin Halk Cumhuriyeti

Selçuk Şağban, bu hafta Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkileri, pandemi süreci ve gelecek projeksiyonunu kaleme aldı…
Bugün yapacağım değerlendirme, iki ülke arasında üç farklı zaman dilimine yönelik olacak; ilk bölümde Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) arasındaki ticaretin son yıllardaki seyri; ikinci bölümde pandemi sürecini kapsayan 2020 yılının ilk 6 aylık bölümü; son bölümde ise pandemi süreci sonrasındaki projeksiyona yönelik olacaktır.
İki ülke arasındaki dış ticaret ilişkileri
Öncelikle Türkiye – ÇHC arasında son 6 yıldaki karşılıklı ticarete bakalım; 2013 yılında Türkiye’nin ÇHC’ye ihracatı 3,6 milyar dolar iken; ithalatı 24,68 milyar dolar olup hacim 28,29 milyar dolardır; denge ÇHC lehine 21.08 milyar dolar olmuştur. 2014 yılından itibaren 2017 yılına kadar ÇHC’ye olan ihracatımız azalmış, 2017 yılında ihracatımızda hafif bir toparlanma olsa da 2019 yılı sonu itibari ile ihracatımız 2,58 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Özetle son 7 yıldır anılan ülkeye ihracatımız azalmaya devam etmektedir. ÇHC’den ithalatımız 23- 25 milyar dolar civarında seyrederken son iki yıldır azalmaktadır; 2018 yılında yavaşlayan ülkemiz ekonomisinin ve üretim daralmasının etkisi bir yanda; ithal ürünlere yönelik vergisel düzenlemelerin, gözetim ve referans fiyat uygulamalarının büyük bir rolü bulunmaktadır. Halen ÇHC ile olan ticaretimizde yıllık yaklaşık 16 milyar dolar açık verilmektedir. Bu dönemde özellikle tarım ürünleri ve hayvansal mamuller ürün gruplarında ülkeye giriş denemelerimiz olmuştur. Greyfurt, kiraz, kuru meyve, süt ve süt ürünleri denemelerinden kuru meyve ve kiraz konusunda pandemi öncesinde; süt ve süt ürünleri sektöründe pandemi sürecinde başarı sağlanmıştır.

Pandemi sürecinde ilişkiler
Pandemi sürecinin başında, tüm dünya; hastalığın sadece bu ülkede kalacağı ve ÇHC’nin ihracatının durma noktasına geleceği, ÇHC ihraç pazarlarına rakip ülkelerin gireceğini düşünürken; Türkiye olarak bu süreçte özellikle ÇHC’nin AB pazarı başta olmak üzere ihraç pazarlarından büyük bir pay alabileceğimiz fikrine sahipti. Bu oluşması muhtemel boşluk tüm dünya ülkelerinin iştahını kabartırken, aniden hastalık önce Avrupa’ya ardından ülkemize, sonra ABD, Latin Amerika derken tüm dünyaya yayılmıştır. Sonuçta dünya ticareti ani bir yavaşlama trendine girmiştir. Ancak bu süreçte ÇHC’nin beklenenin aksine ihracatı bu süreçten fazla etkilenmemiş. Türkiye ise potansiyel pazarlar bir kenara mevcut pazarlarından gelen iptaller üzerine Mart ve Nisan aylarında ihracat olarak yüzde 40’ın üzerinde daralma yaşamıştır. Bu dönemin bence en önemli olayı ise Nisan ayı sonunda ÇHC’den ithalatımızın 2019 Nisan ayına göre artış göstermesi olmuştur.
İki ülke arasındaki gelecek projeksiyonu beklentim
Öncelikle bu süreçte ÇHC; 56 Türk firmaya süt ve süt ürünleri ihracatı yapmaları için izin vermiş olup; Türk firmalar tarafından büyük bir beklenti oluşsa da bu üründeki ihracatımızın; ÇHC’deki maliyetler, ülkenin serbest ticaret anlaşmaları, ÇHC’nin öncelikli ülkeleri, ülkemize uygulanan vergi ve ürün özelliklerimiz, ÇHC’deki tüketim tercihleri gereği pek fazla artmayacağını öngörebiliriz. Kuru meyve konusunda güzel bir pazar olması hasebi ile önümüzdeki dönem olumlu gelişmeler olabilir; gıda güvenliği anlaşması kapsamı genişletilirse; tavuk ve tavuk ürünleri konusunda öncelikli bir konuma gelebiliriz. Meyve sebze mamulleri sektörümüzün önümüzdeki dönem başarılı işler yapacağını düşünüyorum. Ancak sonuç olarak ihracatımızın 3 milyar dolar mertebelerini geçemeyeceği bir süreç olacaktır.
Pandemi sürecinde artan ithalatımızın, yeni dönemde artmaya devam edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz; Türkiye – Çin arasında yapılan SWAP anlaşması, İzmit’e geçen ay ulaşan ve ÇHC’den gelen ve gelecek navlun süresini yarıya indiren İpekyolu treni, hammadde ve yarı mamul konusunda ülkeye olan bağımlılığımız bunun bir göstergesidir. Ancak yeni dönemde başta Hindistan, G.Kore, Vietnam, Avustralya, Endonezya ve Malezya gibi ülkeler ÇHC ihraç pazarından pay alabilecek bir konuma gelebilirler.
Güzel bir hafta olsun.
Selçuk Şağban
Gers Danışmanlık A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı