2023-2024 Dönemi Şirketler için Nasıl Geçti?

Sanayi Kapasite Kullanım Oranları, karşılıksız çekler, bireysel kredi ve kredi kartını ödemeyen kişi sayıları ve Firmaların sorunlu kredi oranlarını gösteren grafikler yukarıda. Reel sektör şirketlerinin mali durumunun son 1 yıl içinde nasıl bir performans sergilediğini anlayabilmek için elbette birçok başka kaynaktan da faydalanabiliriz ancak burada analizi daha karmaşık hale getirmeden bu 4 temel gösterge üzerinden bir değerlendirme yapmak istiyorum.

İmalat Sanayi kapasite kullanım oranları düşüş trendinde, yani üretici firmalar kurulu kapasitelerinin daha azını kullanır hale gelmişler. Son 2 senedir yatırım harcamalarının azaldığını düşündüğümüzde (nüfus artışı, reel ekonomik büyüme teorik olarak talebi artırırken, Şirketlerin kurulu üretim kapasiteleri, makina teçhizat parkı büyümüyor) düşüşün aslında daha da kritik olduğunu anlıyoruz. Düşük kapasite kullanımı, yatırım harcamalarını ve buna bağlı işgücü giderlerini karşılamakta Şirketlere zorluklar getiriyor.
Karşılıksız çekler de uzun zaman sonra bir artış trendine girdi. Türkiye’de üretici Firmaların ortalama Alacak Tahsil sürelerinde son 2 yılda aslında bir uzama yok, kabaca 55 gün seviyesinde. Peki karşılıksız çekler neden artıyor. Bunun bir nedeninin faaliyet karlılığındaki düşüş ve finansman giderlerindeki artış olduğunu söyleyebiliriz. 2023 yılsonu verilerine göre buradan kabaca %2.5 olumsuz katkı gelmiş gibi görünüyor. Bu hesaplamaları Türkiye’de faaliyet gösteren her ölçekteki 175.000 Şirketin verilerinden yapıyorum. 2024 yılsonu sektör bilanço verileri henüz yayımlanmadığı için 2024’deki sonuçları henüz görmemekle birlikte bu etkinin artarak devam ettiğini tahmin ediyoruz. Mart/2025 itibariyle Bankalar Birliği verilerine göre reel sektörün kullandığı Türk Lirası Ticari krediler 5.8 Trilyon TL düzeyinde. Peki bu kredilerin maliyeti yani ortalama faiz oranı nasıl değişti. Türk Lirası Ticari Kredilerin ortalama faiz oranı 2022 yılında %21, 2023 yılında %28, 2024 yılında ise %58 oldu. Yani 30 puan artarak neredeyse 2 katına geldi. Kaba bir hesapla Şirketlerin 2024 yılında sadece Türk Lirası Krediler için ödediği faiz 2023 Yılına göre 1.7 Trilyon TL arttı. Tam 55 Milyar USD…
Yüksek enflasyon dönemine girdiğimizde Şirketlerin ciro büyümeleri enflasyonun üzerinde seyrederken son dönemde ciro artışlarının üfe’nin altında kaldığını da anlıyoruz. Örneğin Sanayi’de son 1 yıllık ciro büyümesi %25,6 iken girdi maliyetlerindeki artış %27,2… Hizmet Sektöründe ise durum biraz daha iyi görünüyor, yıllık ciro % 47,5 artarken maliyet artışı %40,4 seviyesinde.
Bireysel kredi kartı ve tüketici kredilerinde sorun yaşayan kişi sayısı da hızla artıyor. Sadece son 1 yılda Bankalarla sorun yaşayanlar 2 katına çıkarak 300.000 kişi seviyesine kadar geldi. Ekonomiyi bir döngü olarak düşündüğümüzde Bireylerin harcama kapasitelerindeki azalma küçük esnafı, küçük esnafın ciro düşüşü kobilerin alacak kalitesini, kobilerin tahsilat sorunları da büyük işletmeleri olumsuz olarak etkileyecek bir zincirleme etki yaratıyor.
Yukarıda saydığımız makro-ekonomik faktörlerin etkisiyle Şirket’lerin banka kredileri daha yüksek oranda yasal takibe gidiyor, özellikle Türk Lirasının değerlenmesiyle Tekstil, Konfeksiyon ve iç piyasadaki yavaşlama etkisiye Toptan ticaret sektöründeki sorunlu krediler son 1 yılda hızla arttı. Ayrıca biliyoruz ki aslında bankalar tarafından yüzdürülmek zorunda kalan çok sayıda Şirket de var.
Sonuç olarak, ekonomideki soğuma, faaliyet karlılığının düşmesi, yüksek finansman maliyetleri gibi nedenlerle Şirketlerin mali güçleri azalıyor, alacak kaliteleri düşüyor ve bunun bir zincir etkisi ile yaygınlaşması muhtemel. Bankaların sorunlu kredi rasyolarına, ödenmeyen çeklere ve Konkordato başvurusu yapan Firma sayılarına baktığımızda bu olumsuz koşulların sonuçlarını görüyoruz. 2022 ve 2023 yıllarında yıllık ortalama 1.500 seviyesinde olan konkordato başvurusu yapan firma sayısı, 2024 yılında neredeyse 2.5 katına ulaşarak 3.500 oldu.
Bundan Sonra Ne olacak
1- Makro-Ekonomik koşulların Şirket Bilançolarına olumsuz etkilerinden yukarıda bahsettik. Dolayısıyla Şirketlerin tahsilat riskinin artacağı bir döneme giriyoruz.
2- Değerli Türk Lirası İhracatçı Şirketleri zorlamaya devam edecek. Özellikle Tekstil / Konfeksiyon gibi gibi emek yoğun sektörlerde maliyetler hızla artarken yabancı para kur seviyesinin bu artışa yetişememesi çok büyük bir sorun. Diğer taraftan Türk Lirası değer kaybettiğinde ise bu sefer yabancı para cinsinden borcu yüksek olan şirketlerin en azından bir bölümü için (özellikle iç piyasaya satış yapan şirketler) alarm zilleri çalıyor olacak.
3- Talep elastikiyeti yüksek rekabetin olduğu sektörlerdeki Şirketler düşen talebin de etkisiyle alacak vadelerini kısaltamayacaklar. Alacaklarını yetersiz özkaynak nedeniyle Banka kredisi ile fonlayan Şirketlerin finansman giderleri hızla artacak ve bu karsızlığa neden olacak.
Sorunları aşmakta en büyük itici güç her zaman olduğu gibi Türk iş insanlarının eşsiz kriz tecrübeleri ve yönetişim becerilerindeki esneklik olacak gibi duruyor.

Hakan Yurtseven
Teta Finansal Teknolojiler A.Ş. (www.tetafintech.com)
Yönetim Kurulu Başkanı