Makine ihracatı 23 milyar dolara ulaştı
MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Rusya-Ukrayna Savaşı, dünyadaki yüksek enflasyon ortamında ulaşılan ihracat başarısını olumlu bulduklarını söyledi.
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) konsolide sektör verilerine göre, Ocak-Kasım döneminde makine ihracatının bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 9,1 artarak 22.9 milyar dolara ulaştığını açıkladı. MAİB’den yapılan yazılı açıklamada, Kasım ayı itibariyle, aylık bazda en fazla ihracat artışının yüzde 135,7 ile Rusya’ya gerçekleştiğini, bunu 57,9 artış ile ABD’nin izlediği belirtildi. En fazla ihracat artışı sağlanan ABD ve Rusya ile ana pazar Almanya’ya ihracatın toplamı bir ayda 600 milyon dolara ulaştı. İtalya ve Birleşik Krallığa ihracat da aylık bazda 100 milyon doların üzerine çıktı.
Rusya-Ukrayna Savaşı, dünyadaki yüksek enflasyon ortamında ulaşılan ihracat başarısını olumlu bulduklarını vurgulayan MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu yaptığı değerlendirmede 2023 için zorluklara işaret ederek, “Gelişmiş ülkelerin para politikalarında sıkılaşma eğilimlerinin etkisi ile yeni yılı, küresel ekonomide bir yavaşlama beklentisiyle karşılıyoruz. En büyük ihracat pazarlarımızı oluşturan ülkelerin merkez bankaları faiz artırımlarını sürdürürken, bu ülkeler küçülme mi yaşayacak yoksa büyümeleri mi yavaşlayacak diye anlamaya çalışıyoruz. Kesin olan tek şey bu politikaların 2023 sonuna kadar gevşetilmeyeceği, bunun da sabit sermaye yatırımlarını olumsuz etkileyeceği” yorumunu yaptı.
2022 ihracat artışı yüzde 10 tahmin edildi
Kutlu Karavelioğlu yazılı açıklamasında, 2022 sonu ihracat artış tahminlerinin Euro’nun değer kaybı etkisi nedeniyle dolar bazında yüzde 10 dolayında bir artış olduğunu vurgulayarak, “Rakiplerimizin ihracatının eksiye döndüğü yılın son çeyreğinde aylık artışlarımız yüzde 15’in altına hiç düşmedi. Bizim en büyük avantajımız, rakiplerimizin kriz yönetmedeki deneyimsizliği ile böyle dönemlerde edindiğimiz çeviklik ve dayanıklılık olacaktır. Rekabet gücümüz sayesinde her tür olumsuzluğu tersine çevirerek, 2023’ü de olumlu sonuçlarla kapatacağız” dedi.
Kutlu Karavelioğlu, resesyon beklentileri ve küresel enflasyonun emtia ve mal fiyatlarını sınırladığına işaret ederek, “2023 için iyimser senaryomuz son 2 yılda değer olarak yüzde 30’dan fazla artan küresel ihracatın yüzde 5 kadar azalacağı, aynı dönemde yüzde 14 kadar artan mal miktarının ise seviyesini koruyacağı yönünde. Bu durumun küresel makine fiyatlarına da yansıyacağı ve rekabetin kızışacağı aşikâr.” değerlendirmesinde bulundu.
TL’nin aşırı değerlenmesi önlenmeli, ihracat bazlı büyümeye destek devam etmeli
TÜİK verilerine göre imalat sanayiinde maliyet artışının yüzde 136 olduğunu, makine sektörünün yüksek katma değerli yapısı nedeniyle, maliyet artışlarının daha düşük seviyede yüzde 82 olarak gerçekleştiğini belirten Kutlu Karavelioğlu, henüz yansımayan ücret ve kıdem tazminatının maliyet artışlarının yüksek olacağını vurguladı. Euro’nun değer artışının yıllık yüzde 40’larda kaldığını hatırlatan Karavelioğlu, “Eğer bu olmasaydı bu yükü daha rahat omuzlayabilirdik. Kur ve enflasyon arasındaki makasın kapanması sadece rekabet gücümüze değil, Türkiye’nin toplam ihracat ve ithalat rakamlarına olumlu etki eder. İki yıllık pandemi döneminde yüzde 49, bu yıl da yüzde 13 civarında artan makine ve teçhizat yatırımlarımızın sağladığı üretim gücünün semeresini çokça görebileceğimiz bir dönemdeyiz. TL’nin aşırı değerlenmesinden kaçınılması ve son yıllarda başarıyla uygulanan ihracat bazlı büyüme politikalarımızda ısrarlı olunması gerektiğine inanıyoruz. Burada yaşanacak iyileşmeyi, yurt içinde tutabilmek için büyük gayret sarf ettiğimiz nitelikli çalışanlarımızın koşullarına da yansıtabilmeyi istiyoruz” dedi.
AB’nin enflasyonla mücadelesinin belirleyicisinin enerji ve gaz fiyatları olacağını, Almanya’nın enerji maliyetlerini baskılama ve finansal destek politikasının diğer Avrupa ülkeleri tarafından da uygulanacağı tahminini vurgulayan Karavelioğlu, böyle bir senaryo altında AB ülkelerinde talebin korunmasının makine talebini de sabit tutacağı, Rusya örneğinde olduğu gibi yeni pazarlar bulma yeteneğini de sürdürdüklerini kaydetti.
Karavelioğlu, olumlu beklentilerinin yanında, sürdürülebilirliğe yönelik AB mevzuatına uyumun önemine işaret ederek şunları kaydetti:
“AB ülkelerinin alacakları önlemlerin talebe olumlu yansımadığı bir senaryoda dahi, ekonomik yavaşlamanın tüm sektörlere etkisi aynı şiddette olmaz ve üretimde kritik malların siparişi durmaz. Tedarik zincirlerinde artan payımız ve ürün gruplarındaki çeşitliliğimiz, talepteki olası iniş çıkışlara karşı genel performansımızı mutlaka bir dengeye oturtacaktır. Öte yandan, bu dönemde makine imalatçılarının AB’deki mevzuatlara uyum konusunda çevik davranabilmeleri de çok önemli. Örneğin Alman Tedarikçi Yasası’nın büyük işletmeler için devreye girmesi, yeni zorunluluklar getiriyor ve ihracatçılarımızdan ‘S-Rating’ yani Sürdürülebilirlik Notu’na sahip olmaları bekleniyor. 2023’ten itibaren bu yönde talepler artacaktır. Biz de işletmelerimizi bu dönüşüme hazırlayacak çok önemli adımlar atıyoruz.”