AR-GE 250


Enerjiden sonra liman

Elif Akın

 

Uzunca bir dönem enerji sektörüne giren holdingleri yazdık. Enerji sektörünün sunduğu fırsatları ve bunu değerlendirmek isteyen şirketleri sıraladık. Şimdi bu durumun benzeri liman sektöründe yaşanıyor. Son yıllarda Türkiye'nin dış ticaretinde meydana gelen gelişmelere paralel olarak ulusal sınırlar içinde yük taşımacılığında deniz yolunun çok daha yoğun kullanılması, liman işletmeciliği sektörünü hem ön plana çıkardı, hem de rekabetin hızla arttığı bir sektör durumuna getirdi. Bununla birlikte verilen hizmetlere yönelik konumlandırmanın önemi de gittikçe arttı. Küreselleşme ile birlikte limanlar sadece bölgesel yüke hizmet veren merkezler olmaktan çıktı ve bir bölgenin limanı olarak faaliyet göstermekten ziyade bölgedeki yük trafiğinin limanı olma yönünde gelişme gösterdi. Türkiye'de devletin özelleştirme yolu ile liman işletmeciliğinden çıkması ile sektördeki boşluğu doldurmak için büyük holdingler yatırımlar yapmaya başladı. Limak, Fiba, Borusan, Global Holding sektördeki oyunculardan sadece birkaçı...Yaklaşık 18 trilyon dolarlık dünya ticareti içerisinde deniz yolu taşımacılığının payı yüzde 60 iken, üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye için bu oranı yüzde 87 civarında. Deniz yolu taşımacılığının kara yolu taşımacılığına göre 6,5, demir yolu taşımacılığına göre ise 3,5 kat daha ekonomik olmasının yanında, çok büyük miktardaki yüklerin tek seferde ve güvenli olarak taşınması da deniz yolu sektörünün cazibesini artırıyor. Türkiye genelinde 9,5 milyon teu olan konteyner elleçleme kapasitesinin önümüzdeki 10 yılda yapılacak yeni projeler ve mevcut limanların kapasite artışlarıyla birlikte 20 milyon teu'ya (twenty-foot equivalent unit) ulaşması bekleniyor.

 
Özelleştirmeler etkili oldu
Türkiye, özellikle son 10 yıl içinde yürütülen ulaştırma politikaları çerçevesinde deniz yolu taşımacılığına önem verdi, bu alandaki faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Bu kapsamda hem mevcut limanların özelleştirilmesine öncelik verildi hem de özel sektörün yeni liman yatırımlarına başlamasına teşvikler sağlandı. 2023 hedefleri doğrultusunda uluslararası denizcilik arenasında ilk sıralarda ve bölgesinde lider konumda olma hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi bağlamında sektör önemli fırsatlar sunuyor. Türkiye’de özel limanların oyuna girmesi ve limanlarda sağlanan iskele ve saha kapasite artışları ile birlikte lider konteyner operatörlerinin Türkiye limanlarına olan ilgisi arttı hatta liman işleticisi olarak pazara geldiler. Kapasite artışları ile birlikte Türkiye limanlarına uğrak yapan gemilerin boyları da büyüyor ve iş hacimleri tetikleniyor. Türkiye limanları konum itibari ile ithalat/ihracat yükleri, hem komşu ülkelere transit trafik hem de Karadeniz bağlantılı transit yükler için ideal konumda bulunuyor.

 
10 yılda iki kat artış
Hızlı bir büyüme sürecine giren limanlarda, son 10 yılda elleçlenen yük miktarı 2’ye katladı. 2003-2013 yılları arasında Türkiye’de faaliyet gösteren limanlarda yük trafiği ortalama yüzde 7,4 oranında büyüdü, 2013 yılında 385 milyon ton olarak gerçekleşti. Türkiye Liman İşletmecileri Derneği’ne (TÜRKLİM) göre kurulu kapasite 2023 yılında iki katına çıkacak. Bakanlığın gündeminde olan İzmir Çandarlı, Mersin Konteyner ve Filyos Limanı gibi dev projelerin yanı sıra mevcut özel limanlar da kapasite artıracaklar. Mevcut altyapı ve kapasite ile en fazla 366 metre uzunluğundaki 14 bin teu’luk gemileri ağırlayan Türkiye limanları artık en son jenerasyon, yaklaşık 400 metre boyundaki 18 bin teu’luk gemileri ağırlayabilecek.

 

Mersin ve İzmir'den sonra İskenderun
Türkiye’de liman işletmeciliğini üç bölge özelinde inceleyebiliriz: Marmara, Ege ve Akdeniz. Marmara Bölgesi sanayinin yoğun olduğu bölgelerde kümelenmiş komşu limanlara ev sahipliği yaparken bu durum limanlar arasında yoğun fiyat rekabetine neden oluyor. Ege Bölgesi’nde rekabet daha düşük olup TCDD’nin işlettiği İzmir Limanı öne çıkıyor. Akdeniz Bölgesi’nde ise 2013 yılına kadar Mersin Limanı bölgesel anlamda lider bir yapı ile faaliyet gösterirken, İskenderun Limanı’nın faaliyete geçmesi ile bölgede hareketlilik yaşanıyor. Dünya ticareti ve Türkiye’nin büyümesine paralel olarak Türkiye limanlarının elleçlediği iş hacmi gelişiyor. Açık yük olarak taşınan malların konteynerize olma süreci, geçtiğimiz yıllarda konteyner terminallerinde GDP büyümesinin 2 katı civarlarında bir büyüme olmasını sağladı. Bu konteynerizasyon süreci bazı bölgelerde olgunlaşmaya başlarken, özellikle Türkiye’nin iç ve doğu bölgelerinde hala sürüyor. Dolayısıyla bu bölgelere hizmet veren Mersin, İskenderun ve İzmir limanları Türkiye ortalamasının üzerinde büyüyorlar.

 

Limanlarda kapasite artıyor
Yeni liman projelerinin yanı sıra birçok liman kapasite artışına gidiyor. 2013 yılı itibariyle yıllık konteyner elleçleme kapasitesi 1,9 milyon teu olan Ambarlı’da kurulu Marport, bünyesine bu yıl dahil olan Limaş terminali ile birlikte konteyner elleçleme kapasitesini 500 bin teu artıracak. Mersin Uluslararası Limanı (MIP) 1,5 yıl gibi kısa bir sürede 1,8 milyon teu olan konteyner elleçleme kapasitesini 2,6 milyon teu’ya taşımayı hedefliyor. 160 milyon dolarlık Mersin Limanı Genişleme Projesi’ni hayata geçiren şirket, proje tamamlandığında dünyanın en büyük konteyner gemileri olan 400 metre uzunluğunda, 16 metre drafta sahip gemilerin limana uğraması için gerekli altyapıyı sağlamış olacak. Elleçlediği yük miktarında 1 milyon teu’ya ulaşan İzmir Nemport Limanı, yeni yatırımlarla yıl sonunda yüzde 20 büyüme hedefliyor. Asyaport, Mardaş, Petkim, Gemport, Ege Port, Samsunport gibi limanlar da kapasite artırmaya yönelik yatırımlarını tüm hızıyla sürdürüyor.

 

Yurtdışına yatırım yapılıyor
Yurtdışı liman yatırımlarıyla dikkat çeken Global Liman İşletmeleri “dünyanın en büyük cruise liman işletmecisi” olmayı hedefliyor. Karadağ, İspanya ve Portekiz’de büyük liman yatırımlarına imza atan şirket, özelleştirilen Yunan limanlarını da takibe aldı, görüşmelere başladı. Yolcu taşımacılığının yanı sıra yük taşımacılığı alanında da liman yatırımlarına devam eden Global Holding, Türkiye’nin ticari ilişkilerinin güçlü olduğu komşu ülkelerde pazar araştırması yapıyor. Yıldırım Holding'in iştiraki olan Yılport ise 2014'ün ikinci çeyreğinde, İsveç’in en verimli konteyner terminallerinden biri olan Gävle Konteyner Terminali ile Stockholm Nord Combi Terminali’nin ve Norveç’te yer alan Port of Oslo içindeki Sjursoya Konteyner Terminali’nin işletmesini 30’ar yıllığına devraldı.

 
Yıldırım dünyada ilk 10'da olmak istiyor
Yılport Holding portföyünde Türkiye’deki dört limanın (Yılport Gebze, Yılport Gemlik, Gemport Gemlik, RotaPort Yarımca) yanı sıra Akdeniz’de Malta Freeport Terminali’nin yüzde 50 hissesini, Norveç ve İsveç’te ise konteyner terminalleri işletmelerini bulunduruyor. Yılport Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, “2,5 milyar dolar üzerinde bir değere sahip olmakla birlikte çok güçlü bir finansal yapıya, kârlılığa ve portföye de sahibiz. Özellikle Türkiye’deki limanlar arazileri ile birlikte bize ait. 2023 yılında dünyanın en büyük 10 liman işletmecisi arasına girme hedefimiz var. Birçok örnekte liman işletmecileri konteyner ya da genel kargo gibi tek bir faaliyet alanına odaklanmışken biz, multi-purpose adı verilen çok amaçlı limanları tercih ediyoruz. Yani genel kargo, dökme, likit, araç terminalleri de en az konteyner terminalleri kadar ilgimizi çekiyor” diyor.

 

Fiba, Kumport ile sektörde
Kumport, Fiba Holding'in satın alması sonrasında yeni bir vizyonla yola çıktı. Kumport bugün 16.5 draft, 400 metre boy ve 22 sıra genişlikte 18 bin teu’ya kadar gemilere hizmet verebiliyor. Kumport CEO'su Özgür Soy, “2002 yılında konteyner operasyonlarına başlayan Kumport, 2007-2013 yılları arasında konteyner iş hacminde yıllık ortalama yüzde 23 büyüme oranı ve 2013 yılında gerçekleştirdiği 1,3 milyon teu iş hacmiyle Türkiye’nin en fazla konteyner elleçleyen üçüncü büyük limanı oldu” diyor. 2007 yılında 700 bin teu olan yıllık kapasite, yapılan yatırımlar ile birlikte 2013 yılında 1,7 milyon teu’ya ulaştı. Bu yıl başlayan yatırımlarla 2015’te 2 bin 200 teu’yu elleçleyecek hale gelecekler. Grup yurtiçi ve yurtdışı liman yatırım fırsatlarını değerlendiriyor. Şu sıralar yeni yatırım atılımları için İskenderun ve Derince özelleştirme ihalesi sonuçlarını bekliyorlar.

 
Limak fırsatları takip ediyor
Limak Holding'in iştiraki olan LimakPort yeni olmasına rağmen ciddi işler yapıyor. LimakPort Genel Müdürü Cem Aysel, “Coğrafi konumumuz ve yaşanan ekonomik büyümenin yanı sıra dünyadaki gelişmeler, hızlı yük ve hizmet akışı, globalleşen dünya ekonomisi, lojistik sektörünün ve dolayısıyla limancılığın önemini artırdı. Biz de bu büyümeden faydalanmak istedik” diyor. LimakPort İskenderun yatırımı tüm aşamalar tamamlandığında 3 milyon teu kapasite sunacak ve büyük ölçekli gemilerin uğrak yapabileceği bir liman haline gelecek. Liman mevcut yatırım planı ve altyapılar tamamlandığında, Orta Doğu’nun en önemli ve güvenli limanlarından biri olmaya aday. Liman, iç piyasaya hizmet vereceği gibi aynı zamanda transit ticarete de önemli katkılar sağlayacak.

 
Akfen, Mersin'den yola çıktı
Akfen Holding, liman işletmeciliği sektörüne 2005 yılında girdi. Mevcut durumda, Akfen Holding Mersin Limanı’nın işletmesine devam etmekte olup, liman yıllık 2 milyon teu konteyner elleçleme kapasitesine sahip bulunuyor. Akfen Holding CEO'su Süha Güçsav, “Akfen Holding stratejisini yüksek büyüme potansiyeli bulunan, monopol karakterli, uzun vadeli ve maksimum gelir garantisi bulunan sektörlere yatırım yapma üzerine kurguladı. Liman işletmeciliği de bunlardan biri. Mersin Limanı’na yaptığımız yatırım ile liman işletmeciliği sektöründeki potansiyeli değerlendirdik” diyor. Çok hızlı büyüyen geniş bir hinterlanda sahip olan Mersin Limanı 2013 yılında Türkiye’deki tüm konteyner limanları arasında yüzde 17,1’lik bir pazar payına sahip bulunuyor. 2009 yılından itibaren Mersin Limanı yıllık yüzde 12,8 oranında büyüyerek Türkiye büyümesinin 2 katından daha yüksek bir büyüme gerçekleştirdi. 2013 yılsonu itibariyle, limanın toplam gelirleri 275 milyar dolar oldu.