AR-GE 250


Tıp Bilimine Yön Veren 100 Türk

Kurtuluş Öztürk


30. TURGAY DALKARA
Nörolog ve farmakolog olarak araştırmalar yapmaktadır.


Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye Bilimler Akademisi Asli Üye’sidir. Harvard Üniversitesi’nde uzun seneler araştırmalar yapmıştır. Beynin çalışma şekli üzerine çalışmaları mevcuttur.
Farmakoloji, anatomi, embriyoloji, genetik ve biyokimya gibi birçok bilim dalının birleşmesiyle oluşan nörobiyoloji alanındaki çalışmaları bilim insanlarına yol göstermektedir. European Academy of Sciences and Arts’a üye seçilmiştir. TÜBA asli üyesidir.

Araştırma alanları arasında, iskemik beyin hasarı ve migrenin temel mekanizmaları bulunmaktadır. Aynı zamanda Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne misafir öğretim üyesi olarak görev yapmanın yanı sıra yapmanın yanı sıra farmakolog olarak da Harvard Üniversitesi Massachusetts General Hospital’da da araştırma projelerine katkıda bulunuyor.

Dalkara, 2002 yılında TÜBİTAK Ödülünü almıştır. 2010 yılında ise beyin hastalıkları ve migren konusundaki uluslararası araştırmaları neticesinde tıp bilimine yaptığı katkılardan dolayı Vehbi Koç Ödülü’ne layık görülmüştür.



29. FAHRETTİN KELEŞTEMUR
Endokrinoloji alanında uzmandır ve çalışmalarını nöroendokrin alanında yoğunlaştırmıştır.


Prof. Dr. H. Fahrettin Keleştemur, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiştir. Endokrinoloji eğitimini İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Diyabet ve Endokrinoloji kliniklerinde ve Londra Üniversitesi Tıp Fakültesi St. Bartholomew’s Hastanesi endokrinoloji bölümünde yapmıştır. Temel ilgi alanları nöroendokrinoloji ve üreme endokrinolojisi olan Keleştemur, çalışmalarını son yıllarda strese endokrin cevap ve özelikle de kafa travmasına bağlı olarak gelişen nöroendokrin değişiklikler üzerine yoğunlaştırmıştır. Keleştemur ve ekibi ilk defa kavga sporu yapan sporcularda hipofiz yetmezliği gelişebileceğini göstermişlerdir. Bu alandaki çalışmalar başta BBC olmak üzere birçok uluslararası TV kanalında haber konusu olmuştur.

2002 ve 2005 yıllarında iki defa Trier Üniversitesi Psikobiyoloji Bölümü’ne, 2006’da Oxford Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bölümü’ne ve 2007’de Cleveland Clinic Endokrinoloji Bölümü’ne misafir öğretim üyesi olarak davet edilmiştir. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği başkanlığı, Avrupa Endokrinoloji Derneği (European Society of Endocrinology) ve Avrupa Nöroendokrin Derneği (European Neuroendocrine Association) yönetim kurulu üyeliklerinde bulunan Keleştemur, Avrupa Nöroendokrin Tümör Derneği (European Neuroendocrine Tumor Society) danışma kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. 2015’te merkezi Amerika’da bulunan ‘Pituitary Society’ yönetim kurulu üyeliğine seçilmiştir. 2012’de Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) asli üyeliğine getirilmiştir, iki dönem TÜBA konsey üyeliği yapmıştır.

Çok sayıda ödül alan Keleştemur, 2011’de Cambridge’de düzenlenen British Society of Neuroendocrinology (BSN) kongresinde ‘Award lecture’ konuşmacısı seçilmiştir. 2013 yılı Bayındır Tıp Ödülü, 2014 yılı TÜBİTAK bilim ödülü sahibi olan Keleştemur, 2008-2015 yılları arasında Erciyes Üniversitesi rektörü olarak görev yapmış ve Haziran-2015 tarihinden itibaren Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) başkanlığı görevini yürütmektedir.



28. HÜLYA KAYSERİLİ KARABEY
Çalışmalarını genetik alanında sürdürmektedir.


Prof. Dr. Hülya Kayserili Karabey, 1984’de İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Aile Hekimliği uzmanlığını, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma hastanesi ile Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Genetik Doktorasını 1991-1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Enstitüsü - Sağlık Bilimleri Enstitüsünde tamamladı. 1992-2004 yıllarında İstanbul Üniversitesi Prenatal Tanı ve Araştırma Merkezinde uzman doktor, 2004- 2015 yıllarında Tıbbi Genetik AD & Pediatrik Genetik BD, İstanbul Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yaptı. Kasım 2000’de Tıbbi Genetik Doçenti ve 2009’da profesör unvanını aldı.

Şubat 2015’ten itibaren Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik bölümünde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Özellikle akraba evliliklerinden doğan çocuklardaki genetik bozukluklarla ilgili çalışmaları bulunmaktadır.



27. SERAP AKSOY
Epidemiyoloji, biyomedikal ve tropik hastalıklar üzerine çalışmaktadır.


Uyku hastalığına neden olan ve ölümlerle de sonuçlanabilen tripanosoma paraziti üzerine çalışmalar yapmaktadır. Afrika kıtasında birçok yerde epidemiyoloji üzerine çalışmalar yapmıştır. Hastalıkla ilgili gerçekleştirdiği araştırmalar birçok ölümü engelleyebilecek niteliktedir.

Serap Aksoy 2002-2010 yılları arasında Yale Üniversitesi’nde Mikrobiyal Hastalıklar Epidemiyolojisi Bölümüne başkanlık yapmıştır. Yale Üniversitesi’nde ekip arkadaşlarıyla birlikte çalıştığı laboratuvarda özellikle Afrika tripanosomlarını ileten ve çoklu simbiyotik mikropları barındıran çeçe sineklerinin biyolojisini anlamayı amaçlamaktadır. Prof. Dr. Serap Aksoy başkanlığındaki 140 kişilik uluslararası ekip, 10 yıl süren araştırmalar sonucu, özellikle Afrika kıtasında ölümcül uyku hastalığının taşıyıcısı olan Çeçe sineğinin gen haritasını çıkarttı. Bu sayede Afrika’da insanlarda uyku, hayvanlarda ise nagana hastalığına sebep olan çeçe sineğinin mücadelesinde önemli bir ilerleme sağlanmış oldu. Aksoy’un laboratuvarı, çeçe popülasyonlarını azaltmak veya hastalık iletme yeteneklerini azaltmak için yeni yöntemlerin geliştirilmesine odaklanmaktadır. Aksoy, sık sık bu alanda yapılan uluslararası eğitim programlarına katılmaktadır. 2015’te, Entomological Society of America’nın Onur Üyesi seçilmiştir.



26. MUSTAFA ŞAHİN
Çocukluk dönemi nörolojik hastalıklarına yeni tedaviler geliştirmektedir.


Kariyerini sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurdukları temel mekanizmaları araştırmaya ve bu süreçlerin ters gittiği nörolojik rahatsızlıkları olan hastalara bakmaya adayan Prof. Mustafa Şahin, çocuk nöroloğu olarak eğitim aldıktan sonra laboratuvar çalışmaları yapmaya başladı ve araştırmalarını epilepsi ve otizmle ilişkili bir nörogenetik bozukluk olan Tüberoz Skleroz Kompleksi’ne (TSC) yönlendirdi. Şahin, halen Boston Çocuk Hastanesinde (BCH) çok disiplinli TSC kliniğinin müdürü olarak, TSC ve ilgili nörolojik hastalıklarla ilişkili sorunların erken tespiti, tedavisi ve önlenmesi yoluyla beyin gelişiminden elde edilen kazanımları hasta bakımındaki gelişmelere çevirmek üzere çalışmalarını yürütmektedir.



25. MURAT GÜNEL
Beyin kanseri tedavisinde çığır açacak bir çalışmaya imza atmıştır.


Çalışmalarını ABD’de Yale Üniversitesi’nde sürdüren, İÜ İstanbul Tıp Fakültesi mezunu Türk bilim insanı Prof. Dr. Murat Günel ve ekibi, beyin kanseri tedavisinde dünyada çığır açacak bir çalışmaya imza attı. Yale Üniversitesi Nörovasküler Cerrahi Programı’nın şefliğini yürüten Prof. Dr. Günel, Türkiye ve Almanya’dan bilim insanlarıyla işbirliği içinde yaptığı çalışmada, beyin kanserlerinin iyi huylu tümörlerden genetik olarak kansere dönüşmesine neden olan mekanizmaları keşfetti. Beyin anevrizmalarını ve vasküler malformasyonları tedavi etmek için özel araştırmalar yapmaktadır, özellikle arterio-venöz malformasyonlar ve kavernöz malformasyonlar üzerinde durmaktadır. Ayrıca karotis hastalığı ve gama bıçak cerrahisi (radyocerrahi) gibi oklüziv vasküler bozukluklarda da uzmanlığa sahiptir.



24. MURAT EMRE
Parkinson ve Alzheimer hastalıkları üzerinde çalışmaktadır.


Alzheimer Derneği’nin eski dönem başkanı, günümüzde de onursal başkanıdır. Ekibiyle birlikte 2004 yılında tamamladığı bir çalışmayla yeni bir ilacın Parkinson hastalığına bağlı bunamada etkili olduğunu göstermiştir. Alzheimer Derneği ve Alzheimer Vakfı’nın kurucusudur. Profesör Murat Emre 1996 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda “Davranış Nörolojisi ve Hareket Bozuklukları Birimini” kurmuştur.

İstanbul Üniversitesi’nde yaptığı çalışmalar sırasında Alzheimer hastalığı için yeni bir yatkınlık geni saptayarak uluslararası bir başarıya imza atmıştır. Prof. Emre’nin ana araştırma alanları Parkinson Hastalığı ve Alzheimer Hastalığı’dır. Başlıca bu hastalıklar konusunda olmak üzere çok sayıda uluslararası yayını bulunmaktadır.



23. EMRAH DÜZEL
Hafıza, kişiselleşen tıp ve nörobilim üzerine çalışmalar yapmaktadır.


Epilepsi, Alzheimer, unutkanlık ve Parkinson başta olmak üzere birçok hastalığın teşhis ve tedavisi üzerine çalışmaktadır. Alzheimer hastalığının bilinenin aksine bulmaca çözerek değil fotoğraf ve resimlere bakarak gerilediğini keşfetmiştir. Aynı zamanda egzersiz yapmanın da hafızayı güçlendirdiğini belirtmektedir. Institute of Cognitive Neuroscience’ta araştırmalarını devam etmektedir. Hafıza üzerine araştırmalar yapan nöroloji uzmanı Prof. Dr. Düzel, Alzheimer hastaları için “bulmacayı bırak fotoğrafa bak” teziyle Otto-von-Guericke Üniversitesi 2011 yılı araştırma ödülünü almıştır.

Londra Üniversitesi (UCL) Tıp Fakültesi Nöroloji Enstitüsü’nde araştırmalar yapan Düzel, aynı zamanda Magdeburg Üniversitesi Kognitif Nöroloji ve Demans Araştırmalar Enstitüsü Başkanlığı yapmaktadır. Düzel’in Magdeburg DZNE (Alman Nörojenaratif Hastalıklar Merkezi)’nde bozuk ya da yaralı dokuların yeniden oluşması veya oluşturulmasına müdahale yöntemleri üzerine araştırmaları bulunmaktadır.



22. ÖMER AKYOL
Ateroskleroz, kalp ve diyabet alanlarıyla ilgili çalışmalar yürütmektedir.


Araştırmalarını kardiyolojik hastalıklar üzerine yoğunlaştırmıştır. Elektronegatif lipoproteinlerin kalp hastalıklarında etkisini incelemiştir. 150’den fazla makalesi yayımlanan Akyol, aynı zamanda antioksidanlar, radikal biyoloji ve oksidanlarla da ilgilenmektedir. Spinal kord hasarlarında dokudaki biyokimyasal değişiklikleri ve Mn-SOD polimorfizmini araştırmaktadır. TÜBA’nın üyelerinden biridir. Araştırmalarını ABD’de Texas Kalp Enstitüsü ile Hacettepe Üniversitesi’nde sürdürmektedir. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde tıp eğitimini alan Akyol, Fırat Üniversitesi’nde Tıbbi Biyoloji ve Genetik alanında doktora yapmıştır. Prof. Dr. Ömer Akyol’un bilimsel araştırma alanları arasında ADAMTS proteinleri ve L5 bulunmaktadır.



21. UĞUR ŞAHİN
Kanserli hücreler üzerinde genetik araştırmalar yapmaktadır.


Prof. Dr. Uğur Şahin, farklı yaşam bilimleri ve biyoteknoloji alanlarında 60’tan fazla bağımsız patente önemli katkılarda bulunan bir araştırmacıdır. BioNTech AG’nin kurucu ortağı olan Şahin, bilimsel fikirleri bireysel hastalara yardımcı olan yeniliklere dönüştürüyor. Alman Hemato-Onkoloji Derneği, Alman İmmünoloji Derneği, Alman Eğitim ve Araştırma Bakanlığı ve Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nden prestijli ödüller alan Şahin, BioNTech’te kanserli hücreler üzerine gerçekleştirdiği genetik araştırmalarla kişiye özel karma aşılar geliştiriyor. Uğur Şahin’e göre kişiye özel geliştirilen tedavi yöntemi, kanser terapisindeki en önemli gelişme. Şahin ve ekibinin “Truva atı aşısı” metodunun başarıya ulaştığı geçtiğimiz yıllarda açıklanmıştı.