İhracatçıların taşıdığı riskler ve çözümleri

Turkishtime Dergi

Ülkemiz özellikle 2018 yılındaki ihracat artışı ve bu alanda kırdığı yeni rekorlar ile dikkat çekiyor. Türkiye’nin ekonomik büyüme stratejisinde de ihracata önemli roller yüklendi. Ancak ihracatın daha güvenli yapılabilmesi için ise ihracatçıların taşıdıkları risklerin farkında olması ve bunların önlemini alması gerekiyor.

 Pazar Araştırması

Yeni bir pazara girmek isteyen firma öncelikle pazarın nabzını iyi yoklamalıdır. Bu pazarda çalışmaya başlamadan önce sektör bazında pazarın ithalat/ihracat potansiyelini, gelişen pazarlarla ilgili ülke ve ürün bazında ithalat/ihracat istatistiklerini, ihraç edilecek olan ürünle ilgilenen ithalatçıların şirketlerini ve ülkenin dahil olduğu ticaret anlaşmalarını iyi araştırmalıdır. Aynı zamanda ihracat gerçekleştirilmek istenen ülkenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısıyla ilgili de bilgi sahibi olunmalıdır. Pazar araştırması yaparken DEİK, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatçı Birlikleri, Ticaret Bakanlığı gibi güvenilir kaynaklara başvurulmalıdır. Eğer bir ihracatçı bir pazarda başarılı olmak istiyorsa bu pazarda ürününün rekabet edip edemeyeceğini belirlemesi çok önemlidir. Bu tür istatistikler ise Türkiye İstatistik Kurumu’ndan, Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan, İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği veya İGEME’den temin edilebilir.

Uygun İhraç Fiyatını Belirlemek

İhraç edilecek ürünün fiyatını belirlemek ihracat planı içerisindeki mali projeksiyonları etkileyecek olan en önemli faktörlerden biridir. İhraç edilecek ürünün fiyatı belirlenirken satış komisyonları, nakliyeyi sağlayacak şirketin ödemeleri, gerekli olacak belgelerin masrafları, finansman maliyetleri, akreditif masrafları, ambalaj masrafları, etiketleme ve işaretleme masrafları, ihracın gerçekleştirildiği ülkenin sınırlarındaki taşıma masrafları, ürünün boşaltılması için gerekli masraflar, ürüne ait belgelerin çeviri masrafları gibi hususlara kesinlikle dikkat edilmelidir. Bu masrafların her birinin, mali projeksiyonlarda ve 12 aylık bütçede net olarak dile getirilmiş olduğundan emin olunmalıdır. Pazar araştırması yapılırken ithalatı gerçekleştirmek isteyen firmanın, bu masraflar göz önünde bulundurulduğunda ortaya çıkacak bütçeyi karşılayabilecek güçte olup olmadığı hususuna dikkat edilmelidir.

İthalatçının Güvenirliliğinden Emin Olmak

İhracatçının bir iş anlaşması yapmadan önce, potansiyel alıcının, dağıtımcının veya ortağın güvenilirliğini kontrol etmesi gereklidir. Bu konuyla ilgili başvurulabilecek en güvenilir kaynaklar Türkiye’deki yabancı kredi servisleri ve alıcının ülkesinde bağlı bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odaları ve DTM dış temsilcilikleridir. Uyuşmazlık durumunu bertaraf etmek ve olası riskleri azaltmak için alternatif finansman teknikleri (Forward, Forfait, Leasing, Faktoring) ve bunlardan yararlanma şartları, kur riskinin azaltılmasına yönelik teknikler (swap, hedge ve future piyasalar (VOB)), ihracat kredi sigorta programlarından yararlanma imkanları bulunmaktadır.

 Mala İlişkin Riskler

Satış sözleşmesi hükümlerine göre malın ihracatçının sorumluluğunda olan teslim noktasına kadar getirilmesi sırasında ortaya çıkabilecek her türlü riskler ihracatçıya, teslim noktasından sonraki zararlar ise ithalatçı şirkete aittir. Mala ilişkin riskler, dış ticaret işlemlerinin yürütülmesinde aracı olan bankanın tamamen kontrolü dışında olduğundan, bu konuda ihracatçı veya ithalatçının gerekli tedbirleri alması zorunlu olmaktadır. Bu çeşit risklerin yönetiminde sigorta kuruluşları, taraflara yardımcı olabilmektedir.

Ödemeye İlişkin Riskler

Uluslararası ticarette karşı tarafın ödemeyi yapamaması gibi durumlar meydana gelebilir. Bunlar ithalatçının ödeme yapmaktan kaçınması, ithalatçının ödeme yapmak istemesine rağmen ithalatçının ülkesinin konvertibl döviz yetersizliği nedeniyle transferin mümkün olamaması, ödemelerin üstüne bir takım fonlar getirilmesi, ihracatçının sevk belgelerini doğru hazırlamaması sonucu mal bedelinin ödenmesinin gecikmesi veya tamamen ortadan kalkması gibi nedenlerden dolayı olabilir. Ayrıca aracı bankanın yurt dışından gelen dövizleri zamanında haber vermemesi, ihracat belgelerini dikkatli incelememesi ya da kaybetmesi, karşı bankanın ihracat dokümanlarını mal bedelini tahsil etmeden teslim etmesi de ödemeye ilişkin banka riskleri olarak sayılabilir. Bu riskler arasında ihracatçıların en sık karşılaştıkları kur riski ve faiz riskidir. Bu riskler yalnızca ihracatçı ve ithalatçıyı değil, aracı finansman kuruluşlarını da yakından ilgilendirir. Zira bu risklerin ortaya çıkması halinde aracı finansman kuruluşları da verdikleri kredileri geri alamama durumuyla karşılaşır.

  1. Kur Riski

Rekabetin daha da artmakta olduğu uluslararası ticarette, malların kredili ve özellikle kabul kredili (poliçeli) satılma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. İhracatçı mal bedelini uzun dönemlerde tahsil edebilmektedir. Bu arada çapraz kurların sürekli değişime uğraması söz konusu olabilir. Uluslararası ticaret yapan firmalar veya işlem yapan finansal kuruluşlar kur değişimlerindeki olumsuz etkilerden kaçınmak için uluslararası finansal teknikleri uygulayabilmektedir. Bunlardan en çok kullanılanlar; döviz opsiyonu, döviz future (gelecek) kontratları, döviz swap’ı ve döviz forward'ıdır. Vadeli alacaklarda kur riski bankalar ile yapılacak vadeli döviz alım satım sözleşmesi ile giderilebilir. Bankalar ile yapılacak bir sözleşme ile ileri tarihteki kur sabitlenebilir. Ayrıca Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasından (VOB) yararlanılabilir.

  1. Faiz Riski

Faiz riski, faiz oranlarında ortaya çıkan değişimlerden dolayı karşılaşılan risk olup, bu risk herhangi bir yatırımdan beklenen getiriyi olumlu veya olumsuz etkiler veya şirketlerin yaptığı borçlanmalar üzerinde etkili olur. Zira faiz oranı vade sonunda elde edilecek veya dışarıya aktarılacak nakit akımları üzerinde doğrudan etki eder.

Türk Eximbank da opsiyon satış işlemi ile ihracatçıları döviz kurundaki dalgalanmalardan kaynaklanan kur riskinden ve faiz riskinden koruyan bir “opsiyon” uyguluyor. Buna göre; ihracatçıyı belirli bir vadede önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikteki dövizi alma veya satma hakkı verilmektedir. Bankayı ise bu konularda yükümlü kılan, “alım opsiyonu” ve “satım opsiyonu” şeklinde yapılabilen, vade sonunda ise nakdi uzlaşma ya da kaydi teslimatlı olarak gerçekleştirilen ticari işlemleri oluşturmaktadır.

Döviz Satım (Put) Opsiyonu: İhracatçıya belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikteki dövizi satma hakkı veren ancak herhangi bir satış yapma yükümlülüğü getirmeyen “opsiyon hakkı” anlamına gelir. Bankaya ise belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikteki dövizi alma yükümlülüğü veren ticari işlem anlamına gelir.

Döviz Alım (Call) Opsiyonu: İhracatçıya belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikteki dövizi satın alma hakkı veren ancak herhangi bir alım yapma yükümlülüğü getirmeyen “opsiyon hakkı” anlamına gelir. Bankaya ise belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikteki dövizi satma yükümlülüğü veren ticari işlem anlamına gelir.