Türkiye’nin ilk Blockchain projesi hayata geçiyor
Lyon’dan Manisa’ya Blockchain Köprüsü
Türkiye’nin tedarik zinciri alanındaki ilk blokchain uygulaması için lojistik, ticaret, banka ve gümrük müşavirliği şirketleri güçlerini birleştirdi. IBM’in Blockchain Platformu üzerinde kurulacak olan blockchain projesiyle ilk etapta pilot uygulama olarak Lyon’dan Manisa’ya gönderilecek olan bir ürünün ticari ve finansal takibi blokchain ağı üzerinden yapılarak bir ilk gerçekleştirilecek. Hedef, hataları ortadan kaldıran, hızlı, güvenilir ve şeffaf bir platformu Türkiye’nin ticaretine uyarlamak. Konsorsiyumun başını çeken Güler Dinamik ve ulusal yazılım şirketi ATEZ ise, IBM Blockchain Platformu’nun üzerinde blockchainin ticarette kullanımına yönelik yeni ve milli bir çözüm geliştirecek.
Blockchain teknolojisi için dünyada çeşitli uygulamalar üzerinde çalışmalar devam ederken, Türkiye’nin ticaretinde dijitalleşmeyi sağlayacak olan ilk blockchain çözümü için çalışma başlatıldı. İçinde IBM, Güler Dinamik Gümrük Müşavirliği şirketi, ATEZ Yazılım, Chain&Chain Technologies, Schneider Elektrik, Schenker Arkas, Vakıfbank, Universal Eğitim ve Danışmanlık, FLS Lojistik ile ACC Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği’nin olduğu geniş konsorsiyum, gerçek bir senaryo üzerinden Fransa’nın Lyon kentinden Türkiye’nin Manisa kentine yapılacak bir ticarete blockchain teknolojisini entegre edecek. Bu, uçtan uca bu kadar çok partinin olduğu ve tedarik zinciri ile ilgili olan Türkiye’nin ilk blockchain girişimi olacak. Bu uygulama, tedarik aşamasından ürünün teslimine kadar IBM Blockchain Platformu ve IBM danışmanlığı kullanılarak gerçekleşecek.
Buna göre, tedarikçiler tarafından üretilen bir ürün öncelikle Schenker Lyon Dağıtım Merkezi’ne gelecek. Gerekli ithalat ve ihracat evrakları blockchain ağı üzerine yüklenerek şifrelenecek. Türkiye’ye varan ürün ile ilgili özet beyanının verilmesi, gümrüklü antrepoya alınması, antrepo beyannamesinin verilmesi, ithalat beyannamesinin verilmesi gibi birçok gümrük adımlarının hepsi blockchain üzerinden gerçekleşecek. Yani süreçle ilgili bütün ticari ve teknik evraklar blockchain teknolojisi ile korunacak ve izlenerek dijitalleşecek.
Blockchain, ticari akışı hızlandırıp şeffaflaştıracak
Proje fikrini ortaya koyan ve bu konsorsiyuma liderlik eden Güler Dinamik’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Gümrük Müşaviri Kenan Güler, ilk pilot çalışmanın sonucunda Türkiye’nin uluslararası ticaretine büyük katkı sağlayacak bir dijitalleşmenin önünün açılacağını söyledi. Güler, dünya ticaretinin 2017 yılı sonu itibariyle 15,7 trilyon dolardan 16,1 trilyon dolara ulaştığını belirterek, “Bu ticaret yapılırken bir de yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir maliyet var. Bu maliyetin içinde bir de sınır geçiş maliyetleri DB verilerine göre eşyaların taşıma maliyetlerinden daha fazla olduğu biliniyor. Bir uluslararası ticari yüklemede 30 kurum ve bunları kişilere indirgersek yaklaşık 100 kişi ve 200’e yakın bilgi/belge hareketi gerçekleşmektedir. Uluslararası ticaretin tedarikten sevkiyata, belgelenmesi ve onaylarının alınmasına kadar her aşamasına blockchain teknolojisinin entegre edilmesiyle, şeffaf, hızlı ve güvenilir bir ticaret ağı kurulmuş olacak” dedi.
Güler, blockchain platformu üzerinde gerçekleşmeyen bir ticarette maliyetlerin daha yüksek olduğunu söyleyerek, örneğin malın dolaşımı ile ilgili sadece bir sayfalık bir belgenin yurtdışından 80 dolar gibi rakamlara geldiğini, blockchain ağı üzerinden ise bunun dijitalleşeceğini belirtti. Bazı durumlarda ülkelerarası belge transferinin mevcut yollarla 1-1,5 günü aldığını ancak blockchain ile bunun saniyeler içerisinde gerçekleşeceğini anlattı. Güler’in anlatımına göre, Vakıfbank ise bu blockchain senaryosunun ödeme işlemleri tarafında finans aşamasından sorumlu olacak. Böylece proje kapsamında sadece ticari işlemler değil, ticaretin finansal kısmı da blockchain ağına taşınarak çok yönlü bir sonuç elde edilecek. Ödemeler taraflar arasındaki sözleşmelere bağlı olarak otomatik olarak blockchain üzerinden gerçekleşecek.
Yerli kaynaklarla ağ inşa edilecek
Dijitalleşen dünyada özellikle hizmet sektörü tarafında Endüstri 4.0 uygulamalarına örnek teşkil edecek platform, tamamen yerli kaynaklar ile hazırlanacak. IBM’in danışmanlığını üstlendiği, yerli yazılımcıların çözümler sunacağı projede, uluslararası ticarette tecrübeli konsorsiyum üyelerinin bilgi birikimi ile IBM’in blockchain konusundaki bilgi birikimi ve tecrübesi birleştirilecek. Türkiye'nin lojistik ve gümrük mevzuatı konusundaki tecrübesi de geliştirilecek milli yazılım ile blockchain tedarik zinciri ağına aktarılacak. Böylece mevzuatlara uyumlu bir blockchain ağı olarak dünyadaki benzer bütün platformlar ile entegre çalışması da mümkün olacak. Proje’nin devlet tarafından yapılacak risk esaslı denetimlerde süreçleri hızlandırması beklenirken, aynı zamanda yapılması muhtemel yanlışların da etkin bir şekilde önüne geçilmesi hedefleniyor. Blockchain teknolojisinin kullanılacağı bu proje, dijitalleşme ile Türkiye’nin uluslararası rekabet avantajı kazanması ve tedarik zinciri dışında diğer sektörlerin de önünün açılmasını sağlayacak.
Blockchain diğer teknolojiler için bir üst akıl
Güler, Türkiye’de dünyada olduğu gibi blockchain konusunda yoğun bir ilgi olduğunu belirterek, blockchainin iş dünyasında kullanılan diğer teknolojiler açısından artık bir üst akıl haline geldiğini söyledi. Güler, teknolojinin getirdiği avantajların yanı sıra konsorsiyum üyelerinin tecrübelerinin de başarıyı beraberinde getireceğini söyleyerek, “Bizim farkımız Türkiye’de tedarik zinciri alanında blockchain teknolojisine odaklanmış ve deneyimli bütün tarafları bir araya getirmiş yegâne konsorsiyum olmamız. Her bir konsorsiyum üyesi, bu sektörde derin bir tecrübeye sahip bulunuyor” dedi. Türkiye’nin ticaretinin dijitalleşmesi, maliyetlerin azalması ve şeffaflık ilkesinin güçlendirilmesine katkı sağlayacaklarını söyleyen Güler, “Bir sonraki hedefimiz elbette bu konsorsiyumu genişleterek uluslararası tedarik zincirinin de bir parçası haline gelmek. Bu hedefle çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.