AR-GE 250


Samanın çöpünden enerji ve gübre yaratan şirket

Barış Soydan

 

Altaca Grubu, enerjide Ar-Ge denince ilk akla gelen şirketlerden biri. Gönen’de tarımsal atıklardan enerji üretiyorlardı. Altaca Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Alper Önoğlu, teknolojiyi şimdi organik gübreye taşıyacaklarını anlatıyor.

Altaca Grubu, Balıkesir Gönen'deki Çevre ve Teknoloji Kompleksi'nde bölgeden topladığı hayvansal ve bitkisel atıktan sıvı ve katı organik gübreye dönüştürüyor. Tesisler sayesinde Gönen ve Bandırma bölgesinde üretilen tarımsal atıkların çevreyi kirletmesi önlenirken, bir yandan da yerli teknolojiyle üretilen organik gübreler tüm Türkiye'de çiftçinin hizmetine sunuluyor.

Altaca Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Alper Önoğlu, organik gübrede ürün çeşidini artıracaklarını da söyledi. Halen katı ve sıvı gübrede baz ürünler ürettiklerini anlatan Önoğlu, her bitkinin ihtiyaç duyduğu gübre içeriğinin farklı olduğunu belirterek “Gelecek yıl içinde katı ve sıvı gübrede türev ürünlerin üretimine de geçeceğiz. Şu anda bunun Ar-Ge aşamasındayız” dedi. Ürettikleri gübreyi çiftçilere dağıtıp deneme ekimleri yaptırdıklarını kaydeden Önoğlu, “Tarlanın bir kısmına hiç gübre vermiyoruz, bir kısmına bizim gübreyi veriyoruz, bir kısmına da çiftçinin normalde verdiği gübreyi veriyoruz. Böylece bizim gübremizin etkisini raporlayabiliyoruz. Bunu üniversitelerden hocalardan aldığımız destekle yapıyoruz” diye konuştu.
Gübre işine neden ve nasıl girdiniz?
Biz önce hayvansal ve bitkisel atıklarla çalışacak bir biyogaz tesisi yapmaya karar verdik. Yani enerji üretelim, diye yola çıktık. Ama işin içine girdikçe, Ar-Ge çalışmalarında yol aldıkça, biyogaz üretildikten sonra arta kalan posanın da çok kıymetli olduğunun farkına vardık. Bunun üzerine fabrikayı enerji ve gübre tesisi diye tasarladık. Tesisimizin fiziki olarak en büyük bölümünü de gübre üretimine ayırmak durumunda kaldık.

En başa dönelim, niye biyogaz üretmek istediniz?
Biz Rusya'da inşaat işleri yaparken 2008 krizi çıktı. İnşaat işleri bir anda yavaşlayınca ne yapalım diye araştırdık, enerjide karar kıldık. Baktık ki, en büyük potansiyele sahip yenilenebilir kaynaklar arasında biyokütle, yani çeşitli atıklardan enerji üretme teknolojileri öne çıkıyor. Bu teknolojilerin Türkiye'de yeterince gelişmediğini fark ettik. İthal teknolojiyle yapmak da çok zor. Kendi teknolojimizi geliştirmeye karar verdik. Önceliği biyogaz teknolojisine verdik.

Aslında yaygın bir teknoloji bu...
Evet, dünyada uygulanan, detayları bilinen bir teknoloji tabii. Ama her ülkenin kendi atıklarına uygun sistemlerin geliştirilmesi lazım. Türkiye'nin kendi kaynaklarına göre geliştirilmiş bir teknolojisi yoktu. Ancak dünyada olmayan bir şeyi yaptık. Biyogaz ile entegre bir gübre tesisi. Yani hem sıvı hem katı gübre üretebilen bir biyogaz tesisi... Biz biyogaz tesisimize daha çok gübre tesisi diyoruz. Enerji bizim yan ürünümüz. Atıkları ortadan kaldıran, çevreyi koruyan, bunun yanında istihdam sağlayan, gübre üreten, yan ürün olarak da biyogaz ve oradan elektrik çıkaran bir tesis olarak görüyoruz.

Enerji kısmında durum ne?
3.7 MW kurulu gücümüz var. Tamamını kullanıyoruz. Günde 400 ton hayvansal ve bitkisel atığı işliyoruz. Gece-gündüz 24 saat çalışıyoruz. Kapasite kullanım faktörü yüzde 90'ın üzerinde. Bu oran rüzgarda yüzde 35, güneşte yüzde 15-20 mertebesinde. Yani tesisimizin kapasite kullanım faktörü çok çok yüksek.

Elektrikten elde edilen gelir tatmin edici mi?
Burada üretilen elektriği Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında 13.3 sent'ten enterkonnekte sisteme yani devlete satıyoruz. Şu an itibariyle, sadece elektrikten elde ettiğimiz gelir, bütün entegre tesisin masraflarını karşılamaya yetiyor.

O zaman gübreye dönelim...
Şu anda Türkiye'nin en kaliteli organik gübrelerinden birini üretiyoruz. Belki en kalitelisi ama o kadar büyük bir iddiayı biz dile getirmeyelim. Bunu piyasa söylesin.

Piyasayı beklemesek, biraz anlatsanız?
Dünyada kullanılan DEWAR diye bir skala var. Gübrenin ne kadar fermente olduğunu, ne kadar stabil, yani zararlı olabilecek etkenlerden ayrıştırılmış olduğunu gösteren bir skala. Bu skalaya göre en iyi seviye beş. Ve bizim gübremiz de beşinci sırada, yani DEWAR beşinci. Şu anda piyasada organik diye satılan gübrelerin çok azı bu standartları karşılayabiliyor. Gübremizin kokusu neredeyse tamamen giderilmiş durumda. Çok az bir koku olmakla beraber, yok sayabilirsiniz. Aynı zamanda steril bir gübre. Bütün patojenlerden, bakterilerden, hastalık yapıcı her türlü mikroorganizmalardan arındırılmış durumda. Bunlar için sterilize edilmiş bir gübre.

Ne kadarlık gübre üretiminiz var?
Katı gübrede yıllık 20 bin tonluk üretim kapasitemiz var. 25 kg'lik ambalajlar halinde satılıyor. İlkbahardan itibaren de hobi ve peyzaj kullanımı için küçük ambalajlarda 1 ve 5 kg'lik paketler halinde yapı marketlerde ve peyzaj marketlerde satılmaya başlayacak. Sıvı gübrede yıllık üretim kapasitesi 15 bin ton.

Tüm bunların arkasında nasıl bir altyapı var?
Gönen'deki fabrikamızda büyük bir laboratuvarımız var. Her gün üretimden numune alınıyor. Standart dışı ürünler paketlenmiyor, imha ediliyor, kesinlikle yeniden prosese de sokulmuyor. Bu sayede kullanıcıya güvenilir bir standardı garanti etmiş oluyoruz.

rmemizi sağladı.