Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği İlişkisi

Turkishtime Dergi

Sürdürülebilirliğin kavramsal olarak gündem olmasının en önemli nedeni, insanlığın kurguladığı yaşam modelinde meydana gelen küresel krizler ve sonuçlarıdır. İnsanlık tarihinin yakın geçmişinde yaşanan büyük endüstriyel kazalar, sel, kuraklık ve yangın gibi iklim değişikliğiyle ilgili felaketler, biyoçeşitlilikte yaşanan kayıplar, yaban hayatıyla olan ilişkilerimiz sonrasında ortaya çıkan virüsler, ardından gelişen sosyal problemler, kaynaklara erişimde yaşanan sıkıntılar, enerjiye olan bağımlılığımız ve olayların ekonomik boyutu, sistemdeki sıkıntıların bütüncül çözümlere olan ihtiyacını da beraberinde getirdi.

Sürdürülebilirlik dünyasında son elli yılda yaşanan gelişmelerin ardından konu ülkelerin gündemlerine girdi ve çeşitli politikaların oluşturulmasıyla yaygınlaştırılmaya başlandı. Birleşmiş Milletler (BM) de “Binyıl Kalkınma Hedefleri”nin ardından, sosyoekonomik başlıkları genişletmiş, iklim değişikliği, ekonomik eşitsizlik, yenilikçilik, sürdürülebilir tüketim, barış ve adalet gibi yeni alanları ekleyerek 2016 yılında “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nıduyurdu. Küresel amaçlar,2030 yılına dek yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için evrensel eylem çağrısıdır. 17 ana madde ve alt başlıklarını kapsar.

Sürdürülebilir Kalkınma 2023 Raporu’na(1) göre, Türkiye 166 ülke arasında 70.8 endeks puanı ile 72. sırada yer alıyor. Türkiye’nin 17 amacın gerçekleştirilmesi yönünde hızlı adımlar atması gerektiğine işaret eden raporda; bir önceki rapora göre yoksulluğa son, sağlık ve kaliteli yaşam ve nitelikli eğitim amaçlarında iyileşmeler gözlemleniyor.

Erişilebilir ve Temiz Enerji (Amaç 7) başlığında değerlendirilen indikatörlere göre Türkiye’nin; popülasyonun enerjiye erişim oranında ve popülasyonun temel ihtiyaçları doğrultusunda temiz enerji ve teknolojilerine erişimi oranında pozitif ivmede olduğu, fosil yakıttan kaynaklı karbon yoğunluğu verilerine ulaşılamadığı, son olarak temiz enerjinin enerji dağılımındaki oranında durağan pozisyonda olduğu açıklandı.

Sürdürülebilirliğin önemli parametrelerinden birisi olan enerji konusu, anahtar niteliği taşımaktadır. Enerji, endüstriyel devrimin ve ardından meydana gelen dijital devrimin vazgeçilmez bir unsurudur. Bununla birlikte enerji verimliliği, enerji kaynaklarının daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayarak çevresel, ekonomik ve sosyal faydalar üretebilecek pozisyondadır.

Peki enerji verimliliğinin sürdürülebilirliğe olan faydaları nelerdir?

Çevresel faydalar

Enerji verimliliği, sera gazı emisyonlarını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadeleye önemli katkılarda bulunur. Daha az enerji tüketimi, fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan karbon emisyonlarını azaltır ve çevreye verilen zararı en aza indirir. Ayrıca, enerji verimliliği doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur, çünkü daha az enerji kullanımı, doğal kaynakların tükenmesini ve çevresel etkilerini azaltır.

Ekonomik faydalar

Enerji verimliliği, işletmeler ve bireyler için önemli ekonomik faydalar sağlar. Daha verimli enerji kullanımı, enerji maliyetlerini azaltır ve işletmelerin rekabet gücünü artırır. Ayrıca, enerji verimliliği teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanması yeni iş olanakları yaratır ve ekonomik büyümeyi destekler.

Sosyal faydalar

Enerji verimliliği, enerji yoksulluğuyla mücadelede önemli bir rol oynar. Daha verimli enerji kullanımı, enerji faturalarını düşürerek düşük gelirli ailelerin yaşam kalitesini artırır. Ayrıca, enerji verimliliği sağlayan projeler, yerel topluluklara istihdam ve eğitim fırsatları sunar ve toplumsal refahı artırır.

Çevresel, ekonomik ve sosyal faydaları göz önünde bulundurulduğunda, enerji verimliliği politikalarının ve uygulamalarının teşvik edilmesi ve desteklenmesi hayati öneme sahiptir. Toplumların ve endüstrilerin daha verimli bir enerji kullanımı için çaba göstermesi, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek için atılmış önemli bir adımdır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı

BM’nin sürdürülebilirlik alanındaki politikalarının ardından yakın dönemin diğer önemli gelişmesi de Avrupa Birliği’nde (AB) yaşandı. AB, vatandaşları için; iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin azalması, ormanların yok edilmesi ve okyanusların kirlenmesi gibi çevresel problemleri odağına aldığı bir yeşil ekonomi modeli olan “Avrupa Yeşil Mutabakatı”nı yürürlüğe koydu. AB, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarının net sıfır olduğu ve kaynak kullanımı açısından verimli ve rekabetçi bir ekonomiye sahip adil ve müreffeh bir topluma dönüştürmeyi amaçlayan yeni bir büyüme stratejisi olduğunu duyurdu.

İşte bu kapsamda Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın önemli bir parçası olarak 2023 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Direktifi(2) çok önem arz ediyor. Bu direktif ile 2030 yılına kadar 2020 referans yılına göre nihai enerji tüketiminde %11,7'lik bir azaltım hedefi belirlenmiş durumda. Ve bu hedefin gerçekleştirilebilmesi için hem binaların hem de endüstrinin inşa ve işletiminde çeşitli mekanizmalar devreye alınacak.

“Enerji verimliliği öncelikli” ilkesine hukuki bir dayanak verilmiş olması da direktifin en vurucu noktalarından birisidir. Artık AB ülkeleri, “enerji verimliliğini” politika yapma, planlama ve önemli yatırımlarda öncelikli olarak ele almakla yasal olarak yükümlüdür. Direktife göre, AB ülkeleri, 2024'ten 2030'a kadar ortalama yıllık enerji tasarrufu oranını mevcut %0,8'den %1,49'a çıkarmak durumundadır. Bu çerçevede, binalar, endüstri ve ulaşım gibi kritik sektörlerde enerji tasarrufunu artırmak hedeflenmektedir.

Ayrıca; sürdürülebilirliğin sosyal tarafını destekleyecek “enerji yoksulluğu” tanımının da yer almasıyla, AB ülkeleri kırılgan müşteriler, düşük gelirli haneler ve sosyal konutlarda yaşayan bireyler için enerji verimliliği iyileştirmelerine öncelik vermekle yükümlüdür ve bahse konu husus enerji tasarrufu yükümlülüğü kapsamına dâhil edilmiştir.

Türkiye ise hem kendi politikaları hem de AB ile ilişkilerinden ötürü enerji verimliliği gündemini yakından takip etmektedir. Bu kapsamda Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve II. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı(3) yayımlanmıştır. Plan; 10 stratejik amaç ve 23 hedef belirlenmiş, sanayi ve teknoloji, bina ve hizmetler, enerji, ulaştırma, tarım, ortak konular, start-up ve dijitalleşme gibi yedi kategoride 61 eylem ve 265 faaliyet içermektedir. Enerji Verimliliği Planı ile 2030’a kadar enerji tüketiminde %16 azalma ve 100 milyon ton emisyon azaltımı hedeflenmiştir. Ayrıca 2030’a kadar kamu ve özel sektörün 202 milyar dolarlık enerji verimliliği yatırımı yapması öngörülmüştür.

BM’nin belirttiği gibi; gezegeni içinde yaşayan tüm canlıları ile korumak, yoksulluğu ortadan kaldırmak ve barış içinde yaşamak için bilimsel araştırmaları rehber edinmeye, ülkelerin eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı amaçladığı sosyal politikalar üretmesine ve en çok da iklim krizine karşı birlikte hareket etmesine ihtiyaç hissediliyor. Son olarak, enerji verimliliğinin sıcak gündemde yer almasının, politikaların uygulanmasıyla birlikte iklim kriziyle mücadelede çok önemli bir rol üstleneceğine inanıyoruz.

Aytül Yüksel
Sürdürülebilirlik Kıdemli Danışmanı
aytulcaliskan@yahoo.com

Kaynaklar

(1) https://dashboards.sdgindex.org/map

(2) https://www.ab.gov.tr/enerji2_53569.html#:~:text=Yeniden%20d%C3%BCzenlenen%20Direktife%20g%C3%B6re%2C%20AB,sekt%C3%B6rlerde%20enerji%20tasarrufunu%20art%C4%B1rmay%C4%B1%20hedeflemektedir (3) https://enerji.gov.tr/Media/Dizin/BHIM/tr/Duyurular/T%C3%BCrkiyeninEnerjiVerimlili%C4%9Fi2030StratejisiveIIUlusalEnerjiVerimlili%C4%9FiEylemPlan%C4%B1_202401161407.pdf