AR-GE 250


Kasım Ayında Uluslararası Ticarete İlişkin Ekonomi Bakanlığı’nın Aldığı Önlemler

Turkishtime Dergi

Fevzi Toksoy

Dolar kurundaki dalgalanmalar, makroekonomik göstergeler ve uluslararası ticarete ilişkin yürütülen soruşturmalar, Ekonomi Bakanlığı’nın Kasım ayı gündemini oluşturdu. Bu dönemde Ekonomi Bakanlığınca başta tohum, iplik ve çelik sektörleri olmak üzere birçok sektöre yönelik yürütülen soruşturmalar tamamlandı ve ayrıca yerli üreticilerin talebiyle yeni soruşturmalar da başlatıldı.

Tohumların Gümrük Vergilerinde Değişiklik

Kasım ayında ilk olarak Ekonomi Bakanlığı’nca tohum ürünlerine yeni ithalat düzenlemeleri getirildi. Hatırlayacağınız üzere, Ekonomi Bakanlığı Ağustos ayında çıkarmış olduğu tebliğ ile, 2009/8 sayılı İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ’i değiştirmişti. Anılan tebliğin konusunu yağlı tohum ve meyveler ile hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlara ilişkin ithalatta uygulanacak birim kıymetler oluşturmaktaydı. Kasım ayındaki değişiklik ile birlikte, söz konusu tebliğ 2009 yılından günümüze dek tam 16 kez değişmiş oldu. Son değişikliğe göre, ayçiçeği tohumunun unu ve kaba unları, ayçiçeği tohumu yağı ve aspir tohumu gibi eşyaların gümrük kıymetleri değişti.

Tohumlara ilişkin getirilen başka bir yeni düzenleme ise, 2007/13 sayılı Tebliğ değişikliydi. İlgili değişikliğe göre, 1207.40.90.00.11 GTİP altında tanımlanan ham susam tohumu ile 1207.40.90.00.12 GTİP altında tanımlanan soyulmuş susam tohumunun birim gümrük kıymetinde yeniden düzenlemeye gidildi. Buna göre, artık ham susam tohumlarının gümrük kıymeti 1200 ABD Doları/ton (brüt ağırlık) olurken; soyulmuş susam tohumlarının ise 1600 ABD Doları/ton (brüt ağırlık) oldu.

Tohum gibi Türkiye’nin tarım politikası açısından stratejik öneme sahip bir sektörde yapılan bunca değişiklik ise, konuya ayrı bir önem atfedildiğine işaret etmektedir.

İplik Ürünlerinin İthalatına Nihai Gözden Geçirme Soruşturması

Kasım ayında Ekonomi Bakanlığınca uluslararası ticarete ilişkin alınan bir diğer önlem ise, Tayland’dan ithal edilen vulkanize edilmiş kauçuktan iplik ve ipler (lateks iplik) ürününe yönelik olurken halihazırda 2012 yılından beri bu ürüne yönelik de önlem uygulanmaktaydı.

1 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/2 sayılı Tebliğ ile halihazırda uygulanmakta olan önlemlerin yürürlükten kalkacağı belirtilmişti. Ayrıca yerli üreticilerin Ekonomi Bakanlığına ilgili ürünlere yönelik olarak mevzuatta öngörülen sürelere uygun şekilde ve yeterli delillerle desteklenen bir başvuru yapabilecekleri ve bu başvuru sonucunda nihai gözden geçirme soruşturmasının açılabileceği de bu Tebliğ’de ifade edilmişti. Nihai gözden geçirme soruşturmaları ise, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Yönetmelik’e göre, yürürlükte bulunan ithalat önlemlerinin sürelerinin sona ermesi ile damping veya sübvansiyonun ve zararın devam edeceğine veya yeniden meydana geleceğine ilişkin incelemenin yapıldığı soruşturmalardır. Bu kapsamda yerli üretim dalını temsil eden şirketler yürürlükteki önlemlerin bitmesiyle birlikte yerli üretim dalında zararın devam edeceğini kanıtlar nitelikteki delilleri Ekonomi Bakanlığı’na sunmalıdır.

Kasım ayında iplik sektörüne ilişkin olarak alınan başka bir ithalat önlemi ise poliesterden tekstüre ipliğe yönelik oldu. Yine yerli üreticilerin başvurusuna istinaden Hindistan ve Tayvan’dan ithal edilen söz konusu ürüne ilişkin tıpkı lateks iplikte olduğu gibi nihai gözden geçirme soruşturması başlatılmıştı. Söz konusu ürünün Güney Kore, Hindistan ve Tayvan’dan ithalatına ilişkin olarak 2000 yılında %6,8 ile %28,6 arasında değişen oranlarda halihazırda dampinge karşı önlem uygulanmıştı. Bu önlemler, 2006 yılında bir kere daha nihai gözden geçirmeye konu olmuş ve 2011 yılına kadar uzatılmıştı. Ancak 2006 yılında yapılan başvuru, Güney Kore menşeli ithalatı kapsamadığı için bu ülkeye yönelik olarak önlemler 2011 yılında yürürlükten kalktı. 2012 yılında ise, Hindistan ve Tayvan menşeli ithalata yönelik önlemler 2017 yılına kadar uzatılmıştı. Aynı şekilde, lateks iplikte olduğu gibi, poliesterden tekstüre ipliğe yönelik olan önlemler de bu yıl içinde yürürlükten kalkacağı için, yerli üreticiler tarafından yapılan başvuru ile nihai gözden geçirme soruşturmasının açılması talep edildi. Bütün bu gelişmelerin tekstil endüstrisine etkileri ise büyük merak konusu.

Polikarboksilata Soruşturma

Ekonomi Bakanlığı, 28 Kasım tarihinde yürürlüğe konulan 2017/30 sayılı Tebliğ ile Güney Kore’den ithal edilen ve esasen beton üretiminde kullanılan polikarboksilat ürününe damping soruşturması başlattı. Yerli üreticilerin söz konusu ürünün ithalatından zarar görmeleri sebebiyle Ekonomi Bakanlığı’na yapmış oldukları başvuru kabul edildi. Tebliğ’de belirtildiği üzere, soruşturma konusu ürünün Güney Kore’de geçerli iç piyasa fiyatlarına ulaşılamadı. Bu sebeple Ekonomi Bakanlığı’nca oluşturulmuş normal değer kullanıldı. Oluşturulmuş değer ise, yerli üreticiler tarafından söz konusu ürüne yönelik sunulan ticari maliyete makul bir kâr oranı ilave edilerek oluşturulmuş normal değerden hesaplandı. Bakanlık ayrıca, ihraç değerinin tespiti için TÜİK verilerini kullanarak, başvuru konusu ürünün Güney Kore’den ithalatında oluşan ortalama ihraç fiyatını dikkate aldı. Ancak bu ihraç fiyatında, harici navlun ve sigorta bedelleri düşüldü ve ürünün fabrika çıkış aşaması fiyatı saptandı.

Tebliğ’de ayrıca, Güney Kore’den ithal edilen polikarboksilat ürününün, Türkiye’nin toplam ithalatı içindeki payının, incelenen 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı Ocak-Haziran döneminde dalgalı bir seyir izlemesi tespit edildi. İlaveten, soruşturma konusu ürünün ithalatının, genel ithalatın ağırlıklı kısmını oluşturduğu, ithal birim fiyatlarının anılan dönem boyunca azalan bir trend içerisinde olduğu ve genel ithal birim fiyatlarının altında kaldığı tespit edildi. Aynı şekilde, başvuru konusu ürünün incelenen dönemde yerli üreticilerin fiyatlarını kırmadığı fakat yerli üreticilerin fiyatlarını baskı altında tuttuğu belirlendi. Devamında ise incelenen dönemde soruşturma konusu ürünün yerli endüstri tarafından üretiminin ve yurt içi satışlarında düşüş yaşandığı Bakanlıkça saptandı ve 2015 yılı hariç, polikarboksilatın birim satış fiyatının, birim ticari maliyetin altında kaldığını belirtti. Sonuç olarak, çimento, harç veya betonların üretiminde kullanılan söz konusu kimyasala dair açılan bu soruşturmanın, inşaat sektörü için nasıl bir etki doğuracağı merak konusu.

Çelikte Damping

2016 yılında, yerli üretim dalının şikayeti üzerine Ekonomi Bakanlığı’nca Çin’den ithalatı yapılan sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik (kalın levha) ürününe yönelik olarak damping soruşturması açılmıştı. Söz konusu soruşturma 29 Kasım tarihinde yayımlanan 2017/32 sayılı Tebliğ ile sonlandı ve soruşturma konusu ürüne %16,89 ile %22,55 arasında değişen oranlarda önlem konuldu.

Başta inşaat olmak üzere, otomotiv ve ev eşyaları gibi geniş bir endüstri yelpazesinde girdi olarak kullanılan çeliğe dair alınan bu önlemler ülke çapında ses getirirken önümüzdeki dönemlerde iç piyasalara önemli derecede etki edecek gibi gözüküyor.

Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Menşeli Borulara İlişkin Soruşturma Önlemsiz Kapandı

Polikarboksilat soruşturmasının başlatıldığı tarihte, Ekonomi Bakanlığı, aynı zamanda Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden ithal edilen dökme demirden ince ve kalın borulara ilişkin soruşturmasına ilişkin kararını açıkladı. Hatırlanacağı üzere, 31 Temmuz 2016 tarihinde yayımlanan Resmî Gazete ile Ekonomi Bakanlığı, yerli üretim dalının şikayeti sonucunda söz konusu ürüne yönelik olarak damping soruşturması başlatmıştı. İddialar ise, ürünün Birleşik Arap Emirlikleri ve Hindistan menşeili ürünün ithalatının hem mutlak olarak hem de toplam ithalat içerisindeki payının önemli oranda yükselmesine; aynı zamanda her iki menşeili ithalatın anılan dönem itibarıyla Türkiye iç piyasasında pazar paylarının artmasına yönelikti.

Aynı şekilde, 2016 yılındaki başvuruda, yerli üretim fiyatlarının 2016 yılında kırıldığı ve baskılandığı tespit edilmişti ve yerli üretimin üretim, satış, kârlılık, nakit akışı ve verimlilik gibi ticari göstergelerinde bozulma meydana geldiği saptanmıştı. Tüm bunların sonucunda Bakanlık, 2016 yılında soruşturma başlatmıştı. Aradan geçen 1.5 yılın ardından, yerli üretimin şikayetini geri çekmesi sonucu Bakanlık da söz konusu soruşturmayı hiçbir önlem yürürlüğe koymadan kapattı.