SUKUK
BÜLENT GÖRER
Yeminli Mali Müşavir
Arapça sakk kelimesinin çoğulu olan Sukuk, ilk olarak orta çağlarda Müslümanlar tarafından alışveriş ve ticaretteki finansal yükümlülükleri gösteren bir kağıt olarak kullanılmıştır. Sukuk, bir varlığın değerinin oluşturulan sertifikalar aracılığıyla, mülkiyetin geniş yatırımcı kitlesine transfer edildiği bir finansal enstrümandır.
Günümüzde küresel Sukuk piyasasına baktığımızda ise, geniş olarak yine Müslüman ülkelerde, özellikle Malezya ve Körfez ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Batı dünyasında işlem gören tahvil/bonoya benzeyen, ancak İslami prensiplere uygun (faizsiz) bir ihraç belgesi olan Sukuk, geleneksel tahvil/bonoda faiz taşıyan menkul kıymetten farklı olarak, varlık ve haklar üzerinde sahiplik/mülkiyet hakkını da içeren bir yatırım aracıdır. Bu varlık ve haklar üzerinden elde edilen getiriye istinaden ihraç edilen kağıtlar üzerinden yatırımcı kazanç elde etmektedir.
Uluslararası İslami Finans Piyasası’nın Mart 2016’da yayınlanan raporuna göre, 2015 yılı sonunda toplam 321 Milyar Usd Sukuk ihraç edilmiştir. Sukuk piyasasında Malezya % 67,3’lük pay ile lider olmakla birlikte, Birleşik Arap Emirlikleri % 8,1 ve Suudi Arabistan % 7,7’lik paya sahiptir. Türkiye % 1,5’luk payı ile dünyanın 8. Büyük Sukuk piyasasını oluşturmaktadır. Bu konuda henüz kat edilecek çok yolumuz olduğu açıktır.
Adetsel olarak baktığımızda ise, Thomson Reuters State of the Global Islamic Economy raporuna göre, 2014 yılı sonu itibariyle, tüm dünyada 2092 adet Sukuk ihracı gerçekleşmiştir.
İhraçta bulunanların profiline baktığımızda ise, daha çok devletlerin veya kamu tüzel kişilerinin ihraçları dikkat çekmektedir. Türkiye, ilki 2012 yılında olmakla üzere Hazine, şu ana kadar 4 adet sukuk ihracı gerçekleştirmiştir. Toplam ihraç edilen Sukuk tutarı 4,75 Milyar Usd dolayındadır. Türk Hazine’sinin her sukuk ihracına yaklaşık 5 kat talep gelmiştir. Bu konuda piyasanın iştahlı olduğu buradan da anlaşılacaktır. Ülkemizin yanı sıra, batılı ülkelerden de sukuk ürününe ilgi vardır. Sadece 2014 yılında Lüxemburg 220 Milyon Euro, İngiltere ise 240 Milyon Usd sukuk ihraç etmiştir.
Yukarıda bahsedilen raporlara göre, Türkiye’de şimdiye kadar 56 adet sukuk ihracı gerçekleşmiştir. Toplamda yaklaşık 5,5 Milyar Usd’lik sukuk ihracının tutarsal olarak büyük kısmı Türk Hazine’sinin yaptığı ihraçtan oluşmaktadır.
Türkiye’de Sukuk, 2010 yılında SPK mevzuatına Tebliğ olarak girmiştir (Seri III-43). 2012 yılında yatırımcı tazmin merkezi(YTM) düzenlemeleriyle, kanuni güvence temin edilerek yeni 6362 sayılı SPK kanununun 61.maddesinde yapılan değişiklik ile “Kira Sertifikaları” adıyla, Türkiye finans piyasalarında yerini almıştır. Kanunun alt düzenlemesi olarak, SPK tarafından III-61.1 sayılı tebliğ ile kira sertifikalarının türleri;
a) Sahipliğe, (ijara)
b) Yönetim sözleşmesine, (Wakala)
c) Alım-satıma, (Murabaha)
ç) Ortaklığa, (Muşaraka)
d) Eser sözleşmesine,(istisna)
dayalı olarak 5 kategoride ele alınmıştır. Dünya da ise Sukuk’un öne çıkan çeşitleri;. Mudaraba, Muşaraka, İcara, Murabaha, Wakala, Salam, İstisna ve bu sayılanların kombinasyonları ile oluşturulan Hibrid sukukları sıralayabiliriz. Türkiye’de daha çok taşınmaz varlığa dayalı model olan İcara(Ijara) yöntemi kullanılmaktadır. Ancak önümüzdeki dönemde diğer yöntemlerde kullanılmaya başlayacağı aşikardır.
Ülkemizde Sukuk için gerekli vergisel düzenlemeler ise, 2011 yılında 6111 sayılı kanun ile birlikte o tarihte, sadece “Sahipliğe dayalı –ijara – kira sertifikası olduğundan, vergi düzenlemeleri de bu ürün türü ile sınırlı kalmıştı. Ancak, 9 Ağustos 2016 tarihli 6728 sayılı Yatırım Ortamının iyileştirilmesi hakkındaki kanun ile birlikte tüm kira sertifikası türlerinin ve bunların gerektirdiği, devir teslim, satış ve sözleşmeler için Kurumlar Vergisi ile KDV, Damga Vergisi ve Harçlar ile ilgili vergisel izolasyonun temini sağlanmıştır.
Sukukun finansal olarak faydaları ise;
- Yurtdışında 30 yıla varan vadeler olmasına karşın, Türkiye’de piyasa koşulları nedeniyle en fazla 5 yıla varan orta –uzun vadeli finansman imkanı sunar.
- Faizsiz getiri temin eden bir finansal üründür.
- Yatırım süresince düzenli kira geliri sağlar.
- Likit bir enstrümandır ve ikincil piyasada işlem görmektedir.
- Sukuk ihracı neticesinde oluşacak satış kazancından herhangi bir Kurumlar Vergisi ödenmemektedir,
- Satışa tabi kıymetlere ilişkin KDV ödenmemektedir
- Yapılan sözleşmelere ait damga vergisi ödenmemektedir
- Devir teslim süreçlerinde harç ödenmemektedir.
Ayrıca, şirketlerin mali tabloları açısından, piyasa değerinin çok altında olan kayıtlı gayrimenkullerin, yeniden mali tabloya gerçek değeriyle intikali açısından önem arz etmektedir. Sukuk ihracında güncel değeri ile kayıtlı değer arasındaki fark ise şirket bilançolarına öz kaynak olarak girmesi de, şirketlerin mali tablo analizlerinde rasyolarına büyük katkı yaratacaktır.
Türkiye’de mali piyasaların, alternatif finansman yöntemlerine ihtiyacı var. Bu açıdan İslami finans yöntemlerinden Sukuk bu derinliği artıracak bir enstrümandır. Mevzuat açısından, Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB), sat-geri kirala işlemleri mümkün olmasına rağmen, Kanunda açıkça sayılmadığı için henüz sukuk uygulaması yapılamamaktadır. Bu konuda Bakanlıkların çalışmaları mevcut olmakla birlikte, bu engelin aşılmasıyla, Türk mali piyasalarında önümüzdeki dönemde daha çok Sukuk ihracı göreceğiz.