En çok hangi ülkeye soruşturma açıldı?

Türkiye’de 2016’da toplam 78 farklı Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu Kodlu ürünün içinde bulunduğu 19 yeni soruşturma başlatılırken, bu soruşturmaların 13’ünü damping iddiası oluşturdu. Geçtiğimiz yıl damping soruşturmalarının büyük bir çoğunluğu ise Çin’e karşı açıldı.
Ticaret Politikası Savunma Araçları (TPSA) işi ile uğraşanlar bakımından 2016 yılı bol seyahatli geçti. Türkiye ekonomisinin zorluklar ve bu zorlukları aşma yorgunluğu ile tamamlanan 2016 yılında, Ekonomi Bakanlığı da Türk üreticilerin sesi oldu ve sık sık ticaret politikası savunma araçlarına başvurarak çeşitli ülkelere karşı yeni soruşturmalar başlattı.
Nitekim Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü bünyesinin altında yer alan Damping ve Sübvansiyon Araştırma Dairesi tarafından bu yıl başlatılan soruşturma sayısı 19 olurken, sonuçlandırılan soruşturma sayısı ise 30’u buldu. Ayrıca bu soruşturmaların büyük bir çoğunluğunu yerli üreticilerin Bakanlık nezdinde gerçekleştirdikleri dampingli ithalata ilişkin şikâyet başvuruları ve bu başvurular kapsamında açılan soruşturmalar oluşturdu. Ancak aynı zamanda nihai gözden geçirme, ara gözden geçirme ve önlemin etkisiz kılınması soruşturmaları da gündeme geldi. Sonuçlandırılan soruşturmalara bakıldığında ise 30 soruşturmanın 28’inde önlem tedbiri alınırken, yalnızca 2 soruşturmada herhangi bir önlemin uygulanmamasına karar verildi.
Bu veriler incelendiğinde; dünyada da uygulaması giderek yaygınlaşan koruma önlemlerinin 2017 yılında da en az 2016’daki kadar uygulanacağını tahmin etmek güç değil. Başta Türkiye olmak üzere dünyada son zamanlarda trend haline gelen korunma önlemleri uygulamaları 2017 yılında da hız kesmeden uygulamaya devam edecektir.
2016 Damping yılı – Bir adım ötesi mi, yoksa...?
Son yıllarda düşüş trendinde olan Türk ekonomisine karşı korumacı bir yaklaşım sergilemek, yerli üreticiyi desteklemek amacıyla Türkiye’de son yıllarda oldukça fazla sayıda korunma önlemine başvuruldu. Dünyada korunma önlemine en çok başvuran 5 ülkeden biri olan Türkiye’de 2016 yılında toplamda 78 farklı Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu Kodlu ürünün içinde bulunduğu kimya, tekstil, çelik, lastik gibi çeşitli sektörlere ilişkin 19 yeni soruşturma başlatılırken açılan bu soruşturmaların 13’ünü damping iddiası oluşturdu.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da yine Uzakdoğu ülkeleri revaçta olurken, bunun yanı sıra Brezilya, Amerika, Yunanistan, Arap Emirlikleri’nin de bulunduğu toplamda 15 ülkeden ithal edilen ürünlere karşı da soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmaların yüzde 42’si Çin’e karşı açılırken, Çin’i 4 soruşturma ile Güney Kore izledi.
Başlatılan soruşturmalar arasında birden fazla ülkeye karşı toplamda 5 adet soruşturma açılırken, Brezilya, Finlandiya, Polonya ve Rusya’ya karşı açılan “Beyazlatılmamış Kraftlayner Kâğıt” soruşturması ve İspanya, İtalya, Yunanistan ve Tayland’a karşı önlemin etkisiz kılındığı iddiasıyla açılan “Menteşeler; Diğerleri, mobilyalar için olanlar; sabit askılıklar, şapka askıları, dirsekler, benzeri eşya” soruşturması tek soruşturmada en fazla ülkeyi konu alan soruşturmalar oldu.
Damping ve Sübvansiyon Dairesi tarafından 2016 yılının açılışı 6 Şubat 2016 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti ve Kore Cumhuriyeti’nden ithal edilen beton pompası ve beton pompalama taşıtına karşı açılan soruşturmayla yapılırken; kapanış ise 21 Aralık tarihinde yine Çin’den ithal edilen sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik ürünlerine karşı açılan soruşturmayla yapıldı.
Geçtiğimiz yıl damping soruşturmalarının büyük bir çoğunluğu Çin’e karşı açılırken bunun ana sebeplerinden birini Çin’in piyasa ekonomisi olmayan ülke pozisyonunda değerlendirilmesi oluşturdu. Dünya Ticaret Örgütü ile Çin arasında imzalanan protokolün de 2016 yılında yürürlüğe girmesiyle birlikte başta Türkiye ve Avrupa Birliği’nin Çin’i piyasa ekonomisi olan ülke kapsamında değerlendirip değerlendirmeyeceği de büyük bir merak konusu oldu. Bu kapsamda, Türkiye tarafından herhangi bir resmi karar henüz alınmazken anti damping uygulamaları kapsamında uzun senelerdir Avrupa Birliği uygulamalarını takip eden Türkiye’nin Çin’in durumu için de Avrupa Birliği uygulamasını bekleyeceğini tahmin etmek hiç de güç değil.
Peki, 2016’da sonuçlandırılan soruşturmalarda durum nedir?
2016 yılında yoğun bir şekilde soruşturmalar başlatılırken Bakanlık tarafından yürütülmekte olan 30 soruşturma da karara bağlandı ve şaşırtıcı bir biçimde bu kararların yüzde 50’sinden fazlasını nihai gözden geçirme kararları oluşturdu.
Sonuçlandırılan soruşturmaların yüzde 90’ın üzerinde önlem kararı alınırken yalnızca 2 soruşturmanın sonucunda herhangi bir önlem uygulanmamasına karar verildi. Bu soruşturmaların ilki Çin, Fransa, Japonya, Romanya, Rusya, Slovakya ve Ukrayna’dan ithal edilen “Sıcak Haddelenmiş Çelik” olurken yerli üreticiler tarafından yapılan şikâyetin geri çekilmesi üzerine önlem uygulanmadı.
Bunun yanında Çin, Hindistan, Mısır ve Suudi Arabistan’dan ithal edilen “BOPP Filmler”e ilişkin soruşturmada verilen karar sonraki soruşturmalar bakımından emsal teşkil edecek şekilde sonuçlandırıldı. Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uygun olarak, zarar inceleme döneminde herhangi bir zararın söz konusu olmaması sebebiyle soruşturma önlemsiz olarak kapatılarak sonraki soruşturmalar için de bir delil niteliğinde oldu.
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde sonuçlandırılan soruşturmaların 2/3’si Çin hakkında olurken, bu alanda Çin’e en yakın ülke 6 soruşturma ile Vietnam oldu. Bu ülkelerin yanında 17 ülke hakkında daha bu sene içerisinde soruşturmalar sonuçlandırılmış oldu.
Çin özelinde değerlendirme yapıldığında hakkında sonuçlandırılan soruşturmaların yüzde 90’ında ihlal kararı verilmiş olması aslında 2017 yılında da Çin’in adını oldukça fazla sayıda soruşturmanın içinde duyacağımızın en büyük işareti. Keza Vietnam hakkında da açılan 6 soruşturmanın tamamında ihlal kararının verilmiş olması ilerleyen süreçte adının gündeme geleceğini gösterir nitelikte.
Başlangıç kısmında da belirttiğimiz gibi düşüş eğiliminde olan Türk ekonomisine korumacı bir şekilde yaklaşılarak oldukça fazla sayıda soruşturmanın başlatıldığı bir yıl olan 2016, bu şekilde yoğun ve hareketli geçerken 2017 yılına da aslında bir işaret fişeği yakmış oldu. Ekonomi Bakanlığı’nın 2017 yılında da Türk üreticilerinin sesi olacağı ve Türk üreticilerin de daha fazla şikâyette bulunacağını tahmin etmek bu nedenle hiç de güç değil. Bakalım 2017 yılı sonunda hazırlayacağımız raporda bizleri neler bekliyor olacak?
Dr. M. Fevzi Toksoy