AR-GE 250


Yeni Steve Jobs

Barış Soydan

 

 

Turkishtime portre

Dünya artık Apple'ı değil Tesla'yı konuşuyor. Ve onun kurucusu Elon Musk'ı.

Başarının sırları ve başarılı bir girişimci olmak üzerine her gün bir şeyler yazılıp çiziliyor. Görünen o ki, herkesin farklı bir sırrı var. Ve bu sır oldukça basit görünebilir ama görünüş çoğu zaman aldatıcı da olabilir. Son yılların en tanınmış girişimcilerinden ve dünyanın en zengin insanlarından Elon Musk örneğin, kendi başarı sırrını bir cümleyle özetliyor ve diyor ki, “Çok çalış, bilgece çalış, doğru insanları seç ve risk almaktan korkma”.

Ancak başarıya giden yol Musk'ın bu ifadesindeki kadar düz ve sorunsuz değil. Elon Musk'ın hayatı inişler ve çıkışlarla dolu. Şu an milyarlarca dolar değerindeki SpaceX ve Tesla bir zamanlar neredeyse batıyordu. 2010 yılında bu iki şirkete yatırdığı her şeyi kaybetme noktasına kadar geldi. Birçok ekonomist Musk'ın fazla hayalperest olduğunu ve Tesla'nın tam bir fiyaskodan ibaret olacağını düşünüyordu. Musk ise söylenenleri dinlemedi. PayPal'ın satışlarından elde ettiği ne varsa şirketlerine yatırmaya devam etti. İhtiyacı olanın uçağın kalkması için daha uzun bir pist olduğuna emindi ve haklıydı. Bugün elektronik araç üreticisi Tesla son yılların en başarılı girişimi olarak kabul ediliyor. Başarılı girişimci, Güney Afrikalı orta sınıf bir ailede başladığı yolculuğuna bugün 11.9 milyar dolarlık servetiyle devam ediyor. Forbes'a göre dünyanın en zengin 34. insanı ve durmaya da pek niyeti yok. Peki başarılı girişimciyi diğer hayalperestlerden ayıran ne?

 

12 yaşındayken oyun geliştirip sattı

Bu sorunun cevabını vermek için önce kısaca Musk'ın hayatına bakmak gerekiyor. Musk ilk girişimine henüz 12 yaşında bir çocukken imza attı. 1983 yılında, o döneme göre gayet iyi bir fiyatla geliştirdiği Blastar isimli oyunu sattı. Ve eline geçen ilk fırsatta ise Güney Afrika'nın elverişsiz ekonomik şartlarından kurtulup ABD'ye yerleşti. Üniversiteye de burada gitti. elon-musk-autopilot-is-a-good-thing-in-planes-and-we-should-have-it-in-carsEkonomi ve fizik üzerine eğitim aldı. Ardından 1995 yılında Netscape adlı teknoloji şirketinde çok kısa bir süre çalıştı fakat başarılı olamadı. Ardından kardeşiyle beraber Zip2 isimli şirketi kurdular. Bu firma dört yıl içinde 307 milyon dolar değerine ulaştı ve Musk şirketin satışından 22 milyon dolar gelir elde etti. Fakat bu sadece bir başlangıçtı.

Musk hiç zaman kaybetmeden yeni bir girişimin peşine takıldı ve elindeki paranın dörtte üçünü X.com adlı online bir bankaya yatırdı. Ardından şirket başka bir firmayla birleşti ve bugün bildiğimiz Paypal oldu. Musk, Paypal'in 2002 yılında Ebay'e satılmasından şirketin en büyük hissedarı olarak 180 milyon dolar kazandı. Ve bu parayı SpaceX ve Tesla'yı kurmak için harcadı. Her iki girişim de birçokları tarafından uçuk hayallerinden (!) ötürü eleştirildi. Neticede SpaceX uzaya çıkma maliyetlerini azaltarak Mars'a hayat götürmeyi hedefliyordu. Bu ideal Musk'ın deli mi yoksa gerçek bir dahi mi olduğu yönünde soruları beraberinde getirdi. 2010 yılına gelindiğinde iki şirkette de işler yolunda gitmiyordu ve Musk'ın hiç parası kalmamıştı. Fakat sonra her şey değişmeye başladı. SpaceX son şansında uzaya roket yollamayı başardı ve Nasa'dan yatırım aldı.

Tesla batmak üzereyken zirveyi gördü

Tesla ise iflas etmesine ramak kalmışken yatırımcıların ilgisini çekmeyi başardı ve kurtuldu. Şimdi ise iki şirketin toplam değeri 36 milyar dolar ediyor. Musk'ın bunların yanı sıra SolarCity isimli bir şirketi daha bulunuyor. Firma konutlara güneş panelleri yerleştirerek bir an önce sürdürülebilir enerjiye geçilmesi konusunda öncü bir rol üstleniyor.

Musk'ın dünya vizyonu, düşünme biçimi ve problemlere yaklaşımı birçok insandan farklı. Ve başarı sırrının altında yatan özel bir tarif var. Örneğin kendisi insanları zayıf birer bilgisayara benzetiyor. İnsandan daha akıllı olan şeyin güçlü bir bilgisayardan başka bir şey olamayacağına inanıyor. Vücut ve beynin insanın donanımına; düşünme sistemi, değer yargıları ve kişiliğini ise yazılıma benzetiyor.

Musk'ın bir diğer ilginç düşüncesi ise sürece inanmıyor olması. Musk, “Her şeyin süreçle ilgili olduğunu söyleyen potansiyel bir çalışanla karşılaşırsam bunu kötüye işaret olarak kabul ederim. Bence birçok şirketin en büyük problemi bu. Süreç düşünmenin önüne geçiyor. Çalışanlar büyük bir makinenin küçük bir dişlisi gibi davranmaları için teşvik ediliyor. Açıkça bunun zeki ve yaratıcı olmayan çalışanları şirkette gereksiz yere tutmaktan başka bir işe yaradığını düşünmüyorum” diyor.

 

Başarı için ise 5 önemli taktiği var

Bunlardan ilki önceliği ürüne vermekten geçiyor. İlk aşamada ürünün kalitesine odaklandığını belirten Musk, “İnsanlar nasıl yönetmesi gerektiğine çok fazla takılıyor. Bence insanların ürünün kendisine daha fazla odaklanması gerek. Tüketiciyi ürüne mecbur etmek için onu nasıl geliştirmesi gerektiği üzerinde durulmalı” diyor. Birçok şirketin parasını ürünü geliştirmektense başka şeyler için çarçur ettiğini söyleyen Musk, “Tesla'da reklam bile yapmadık. Bütçeyi sadece ürünün daha kaliteli hale getirilmesi için harcadım” dedi.

İkinci olarak ise işe alım süreçlerinde yavaş davranmak geliyor. Çok hızlı büyümemek gerektiğini söyleyen Musk, “İşe aldığınız herkesin doğru insan olduğuna emin olun” dedi. Ardından işten atarken hızlı davranılması gerektiğini ekledi. Musk, “Paypal'den öğrendiğim bir şey varsa o da birinin doğru insan olmadığını anladığım anda onu kovmam gerektiğidir. Bu kulağa çok kötü geliyor olabilir. Fakat bir kişi artık işime yaramıyorsa yapılması gereken ertelenmemeli. Bence yürümeyen bir şeyi zorlamak yapılabilecek en büyük hata” şeklinde konuştu.

Dördüncü olarak trendleri takip etmekten kaçınılması gerektiğini söyleyen Musk, “Fizikteki ilk prensibe göre düşünmekte fayda olduğuna inanıyorum. Özellikle yeni bir şey yapmaya karar verdiyseniz karşılaştırma yaparak akıl yürütmektense olayın özüne inerek temel gerçeklere ulaşmayı hedeflemelisiniz. Yola bu noktadan başlamak bence olabilecek en güçlü metot” diyor.

Beşinci ve sonuncu olarak ise Musk, şu anın risk almak için en iyi zaman olduğunu söylüyor. Gençken çocuklarınızın olmadığını ve bu yüzden daha az sorumluluk sahibi olduğumuzu hatırlatan Musk, “Yaşlandıkça insanın omuzlarındaki sorumluluklar artıyor. Bir kere aile kurduktan sonra sadece kendiniz adına risk almıyorsunuz. Onları da riske atmış oluyorsunuz. Bu yüzden elinizi çabuk tutup bir an önce harekete geçin. Pişman olmazsınız” şeklinde konuştu.

 

 

STEVE JOBS KADAR ZOR BİR YÖNETİCİ

Musk tüketicinin farkında bile olmadığı ihtiyaçlarını tespit etmekte eşsiz bir kabiliyete ve vizyona sahip. Belki de bu yüzden en çok Steve Jobs ile karşılaştırılıyor. Ancak Apple'ın eski CEO'su ile tek ortak noktası insanları kendine hayran bırakan dehası değil. Söylenenlere göre Musk ile çalışmak, en az Jobs ile çalışmak kadar yorucu ve yıpratıcı. Şirketlerinde çalışanlarından haftada 80 saat mesai yapmasını bekliyor. Ancak Musk haftada en az 100 saat çalıştığı için elemanlar, bu uzun mesai saatlerine dair herhangi bir şikayette bulunamıyor.

Çalışanların gözünde Musk hayranlık ve saygıyla beraber öfkeye de neden oluyor. Onu tatmin etmenin neredeyse imkansız olduğunu söyleyen bir SpaceX çalışanı, “ Onunla çalışmak kesinlikle huzur veren bir tecrübe değil. Kendisinden hiçbir zaman memnun olmuyor, dolayısıyla etrafındaki hiç kimse de onu tatmin edemiyor. Sıkıntı şu; o bir makine, biz ise değiliz” diyor. Başka bir çalışan ise, “Elon her zaman bilmek ister: ‘Neden daha hızlı ilerlemiyoruz?’. Her zaman daha iyisini, daha büyüğünü, daha hızlısını talep eder” şeklinde konuşuyor.

Ayrıca Musk'ın doğruluk takıntısı bulunuyor. Başarılı girişimci eleştirilerin doğru olduğuna inanıyorsa bunu kesinlikle saygıyla karşılıyor ve öfkelenmiyor. Ancak basından gelen yalan yanlış haberler karşısında öfkeye kapılıyor ve açıklama yapmak için bir saniye bile kaybetmiyor. Bunların yanı sıra Tesla'nın reklamını yapmayı da inatla reddediyor, çünkü reklamların manipülatif ve aldatıcı olduğuna inanıyor.