AR-GE 250 DIGIT 250 EN-VERIM 100


Türk Akımı gerçekten mümkün mü? Rus gazeteciden Turkishtime'a özel analiz...

Turkishtime Dergi

GLOBAL CONNECTION İLE DÜNYAYA BAĞLANANLAR

 

Türk Akımı projesi teknik olarak Rusya tarafında uygulama yönünden artık tamamen hazır durumda. Türk tarafı da Gazprom’a hem Türk ekonomi alanında hem de Türkiye’nin deniz kıyılarında proje ile ilgili çalışmaların başlatılması için izin verdi ve neredeyse tüm gerekli prosedürleri tamamladı. Türk Akımı artık tam anlamıyla hayata geçiriliyor.

Victoria Abramova- Russian Business Consulting Editörü ve Global Connection gazetecisi 

 

10-12 Ekim tarihlerinde İstanbul'da gerçekleşen Uluslararası Enerji Kongresi'nde, Türk Akımı projesiyle ilgili hükümetler arası bir anlaşma imzalandı. Bu yeni altyapı projesi, Rusya ve Türkiye ekonomilerini birleştiren bir bağ olacak. Türk Akımı, doğal gazın Rusya'dan Türkiye ve Avrupa piyasalarına ulaşmasını sağlayacak.
Bu son derece önemli proje, iki ülke arasındaki geçici soğumaya rağmen Türkiye tarafından Haziran 2015'te onaylanmıştı. Ağustos ayında Petersburg’da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile birlikte katıldığı basın toplantısında, “Bu doğal gaz boru hattı vasıtasıyla Avrupa’ya Rusya’dan doğal gazın ulaştırmasını sağlamak için ilgili bakanlıklar ve kuruluşlarla birlikte gerekli adımları atacağız” şeklinde açıklama yaptı.
Taraflar geçici anlaşmazlıkları dikkate almayıp söz konusu altyapı projesi üzerine bir anlaşmaya vardıklarına göre, proje iki ülke için son derece önem taşıyor demektir. Peki ya neden?
İlk olarak şunu hatırlatalım: Aralık 2011’de Türkiye, kendi sularında Güney Akım projesinin inşa edilmesine izin vermişti. Proje, doğal gazın Güney ve Merkez Avrupa ülkelerine Karadeniz ve Bulgaristan üzerinden ulaştırılmasını sağlayacaktı. Uluslararası Yatırım Fonu Finam'ın uzman analisti Aleksey Kalaçev’in hatırlattığı üzere, bu proje doğal gazın Ukrayna’dan geçmemesini sağlayıp 'güney doğal gaz koridoru' olarak bilinen ve Azerbaycan’daki Şah Deniz sahasında üretilen doğal gazı 2020’ye kadar Avrupa’ya ulaştıracak bir başka boru hattı projesine güçlü bir rakip olacaktı.
Türk Akımı, Avrupa Komisyonu itirazlarından dolayı durdurulan Güney Akım projesinin yerini aldı. 2014 yılında Türkiye projeyi onayladı. 22 Haziran 2015’te ise Türk Akımı için mühendislik çalışmalarının başlatılmasına izin verdi.
Güney Akım'ın olduğu gibi Türk Akımı projesinin de temel amacı, istikrarsızlıkları nedeniyle Ukrayna dışında alternatif bir rota oluşturmaktı. İkisi de boru hatlarının Türkiye’nin özel ekonomi alanından geçmesini sağlayacak. Türk Akımı hattının 660 kilometresi, daha önce planlanmış olan Güney Akımı'ın rotasından, 250 kilometresi ise Türkiye’nin Avrupa kısmına doğru uzanan yeni koridordan geçecek. Güney Akım'ın, 900 kilometrelik dört hat olarak planlandığını hatırlatalım. Her biri üzerinden senede 15,75 milyar metreküp doğal gaz ulaşımı yapılacaktı. Türk Akımı ise 15,75 milyar metreküp kapasitesi olan iki hatta indirgendi.
Birinci hat üzerinden geçen doğal gazın tamamen Türkiye piyasasına ait olması planlanıyor. Bugün Türkiye, Almanya’dan sonra Gazprom’un ikinci en büyük ihracat piyasasıdır. 2014’te Gazprom, Türkiye’ye 27,4 milyar metreküp doğal gaz ihraç etti. Kalaçev’in değerlendirmesine göre, Rusya’dan Türkiye’ye mevcut doğal gaz ihracatı 25 milyar metreküpü aşıyor. İkinci hat ise doğal gazı Güney Avrupa’ya ulaştıracak. Türkiye sınırından hattın inşaatını ITGI Poseidon devralacak. Hattın Yunanistan ve İyon denizinden geçerek güney İtalya’ya kadar uzanması bekleniyor.
Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ise daha önce yaptığı bir açıklamada “Türk Akımı'nı aslında Güney Akımı'na bir alternatif olarak görmüyoruz. Daha ziyade, hem Türkiye hem de Avrupa ile doğal gaz alanındaki işbirliğimizi genişletmek için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Türk Akımı'nın bir kısmı, büyüyen ekonomisi ve tüketim artışına bağlı olarak sadece Türkiye’nin iç tüketimi için planlanmıştı. Bu hedef, hiç kuşkusuz gerçekleşecek ve çalışmalarımız en yakın zamanda başlayacaktır. Doğal gazımızı Avrupa’ya ulaştıracak olan ikinci hat ise üçüncü tarafa bağlıdır. Projenin tüm detayları üzerine hem Avrupa ülkeleri ile hem de Avrupa Komisyonu ile konuşmalıyız” diye konuştu.
Üçüncü tarafların pozisyonu şimdilik belli değil ve müzakereler devam ediyor. Şubat ayında Gazprom, Edison SpA (EDF’in bir alt kuruluşudur) ve DEPA SA, doğal gazın Rusya’dan Karadeniz ve üçüncü ülkeler üzerinden Yunanistan’a, Yunanistan’dan ise İtalya’ya ulaştırılması ile ilgili bir mutabakata varıp memorandum imzaladılar. Taraflar, ITGI Poseidon proje çerçevesinde gerçekleştirilen Edison ve DEPA çalışma sonuçlarını en etkili bir şekilde kullanmayı hedefliyor. Eylül ortasında Paris’te Gazprom müdürü ve EDF genel müdürü Jean Bernard Levi, Türk Akımı projesinin tekrardan gündeme gelmesine bağlı olarak Rusya’dan Avrupa’ya doğal gaz ulaştırma adına yeni rotaları geliştirme konusunu ele aldılar.
Kalaçev’in yorumu şöyle: “Türk Akımı'nın tamamen inşa edilmesi, Avrupa Birliği ülkelerinin onayı olmadan pek mümkün görünmüyor. Böyle bir onayın gelmesi de biraz güç. O yüzden büyük ihtimalle projenin bir veya iki hattı inşa edilecek. Bu hatlar, var olan Mavi Akım projesine (senede 16 milyar metreküp kapasitesi olan tek hat) ek olarak Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacını karşılayıp Gazprom için ise uygun bir rota oluşturacak.
Ekonomi açısından bakıldığında pek çok uzmana göre, Türkiye Rusya’dan Avrupa’ya doğal gazın geçmesinden hem para kazanır hem kendi ihtiyaçlarını karşılardı. Kalaçev ise “İnşaatın yüksek maliyetini göz önünde bulundurarak Rusya için Türk Akımı ekonomik olarak pek avantajlı olmadığını” ifade ediyor. EKOOFİS sahibi Andrey Kovalev, Kalaçev ile hemfikir değil ve Türk Akımı gibi kapsamlı bir altyapı projesinin Rus ekonomisini genel olarak olumlu etkileyeceğini söylüyor: “Yakın gelecekten bahsediyorsak, Rusya’da makine üretimi yapan birçok fabrika büyük siparişler alacak. Bu, birinci avantaj. İkincisi, belirli sektörlerdeki üretim artışı, GSYİH’nin de artışını sağlayacak. Orta ve uzun vadede ise Rus ekonomisi, doğal gaz ihracat hacminin artışıyla birlikte artan vergi ödemelerinden dolayı da kazanç elde edecek. Ayrıca, proje tamamlandıktan sonra ülke yeni piyasalara çıkma fırsatını bulacak”.
CBRE Piyasa araştırma departmanı müdürü Olesya Dzuba, projenin Rusya, Türkiye ve diğer tüm ilgili ülkelerin mikroekonomi ve siyaset alanlarında da etkili olduğunu düşünüyor: “Rusya ve Türkiye arasındaki bu temel anlaşma, sadece doğrudan ekonomik kârları değil, ikili ticaret hacminin de artmasını sağlayacak”.
Nasıl olsa Türk Akımı projesi teknik olarak Rusya tarafında uygulama yönünden artık tamamen hazır durumda. Türk tarafı da Gazprom’a hem Türk ekonomi alanında hem de Türkiye’nin deniz kıyılarında proje ile ilgili çalışmaların başlatılması için izin verdi ve neredeyse tüm gerekli prosedürleri tamamladı. Türk Akımı artık tam anlamıyla hayata geçiriliyor.