Turkcell’in döviz riskine çalım atma yöntemi

Turkishtime Dergi

Turkcell CEO'su Kaan Terzioğlu: Riskten korunma (hedging) politikamız uyarınca, 250 milyon dolar tutarındaki kulüp kredisi borçlarını TL yükümlülüğe dönüştürdük. 2018 yılına kadar 18 milyar liralık yatırım yapacağız. 5G’nin dünyadaki ilk saha testlerini yapmaya hazırlanıyoruz…

 

Turkcell, tüm şirketlerin olumsuz etkilendiği kurdaki artışa önlem olarak borçlarının 500 milyon liralık kısmı için kendini güvenceye aldı

RÖPORTAJ:

Ebru Erdoğan

ebruerdogan@turkishtimedergi.com

Fed Başkanı Janet Yellen’ın bu ay faiz artırımı olabileceğine ilişkin ipuçları verdiği açıklaması, Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi, içeride yaşanan siyasi endişelerle birleşince, TL karşısında doların değeri bir anda rekor kırdı. Bu yazı yazıldığı sırada 3.40’ı gören dolar, özellikle borçların ödenmesi konusunda şirketleri de önlem almaya zorluyor. Turkcell de bu şirketlerden biri. Dolar borçlarının bir kısmını hedge eden, bir kısmı için swap gerçekleştiren ve TL’ye çeviren Turkcell’in Genel Müdürü Kaan Terzioğlu ile şirketi, data kullanımını, 5G’yi ve telekom sektörünün sorunlarını konuştuk.

 

- Turkcell’in 2016 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarına baktığımızda gelirleriniz en yüksek seviyeye çıkarken net kâr beklentilerin de üzerinde geriledi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

2016 yılının ilk dokuz ayında Turkcell Türkiye ve Turkcell Grubu olarak hem gelir hem de faiz amortisman vergi öncesi kârda (FAVÖK) tüm zamanların en yüksek sonuçlarına ulaştık. Üçüncü çeyrekte ise grup bazında her çeyrek artan performans ile son üç yılın rekor seviyesi olan yüzde 8.8 gelir büyümesine ulaşırken, aynı dönemdeki FAVÖK marjı yüzde 33.3 olarak gerçekleşti. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından halkın doğru bilgiyi eş zamanlı almasını sağlamak adına üzerine düşen görevi yaparak müşterilerine ücretsiz acil iletişim paketleri tanımlayan Turkcell’de, bu paketlerin etkisi olmasa, üçüncü çeyrekte gelir büyümesi yüzde 10.4, FAVÖK marjı ise yüzde 34.4 olarak gerçekleşecekti. Milletimiz canı pahasına ülkesine ve demokrasiye sahip çıktı. Biz de Turkcell olarak meydanlarda demokrasi nöbeti tutan milletimizin iletişim ihtiyacını karşılayacak acil ihtiyaç paketlerini devreye soktuk. Bu çeyrekte çift haneli büyüme yerine ülkemizin geleceğini düşündük. Acil ihtiyaç paketleri tanımlamasak yüzde 8.8 yerine yüzde 10.4 büyüyecektik. Bugün olsa yine aynısını yaparız. Tüm yaşananlara rağmen rekorları da alt üst etmeyi başardık.

- Yakınsama stratejisi kapsamında mobil tarafta ses, data ve servislerden her üçünü kullanan müşteri oranınızın arttığını çeşitli vesilelerle belirtmiştiniz. TV’li servis kullanan müşteri sayınız da artıyor. Buralarda son rakamları bizimle paylayabilir misiniz?

Bu dönemde mobil, fiber ve TV’de müşteri kazanımı devam etti ve mobil segmentte toplam müşteri sayımız bu çeyrekte 179 bin artarak 32.8 milyon oldu.  Faturalı müşteri sayımız geçen yıla göre 897 bin artarak müşteri bazımızın yüzde 52’sine ulaştı. Sabit segmentte ise fiber müşteri sayımız yıllık bazda 140 bin artışla 992 bine ulaşırken, toplam sabit müşteri sayımız 1.7 milyonu aştı. Yakınsama stratejimiz kapsamında mobil ses, data ve servislerimizden her üçünü kullanan müşteri oranımız yüzde 28, sabit tarafta TV’li servis kullanan müşteri oranımız ise yüzde 34 oldu.

- Kurdaki oynaklık sizi nasıl etkiliyor? 2017’de kur riskine karşı hangi önlemleri alacaksınız?

Riskten korunma (hedging) politikamız uyarınca, temmuz ayında, kulüp kredisinin 150 milyon dolarlık tutarı için yapılandırılmış çapraz kur takası (participating cross currency swap) işlemi gerçekleştirdik. Ağustos ayında döviz kurlarının geri gelmesi sonrasında kulüp kredisinin 100 milyon dolarlık kısmı için bir başka yapılandırılmış çapraz kur takası işlemi gerçekleştirdik. Bu işlemler sonucunda, toplam 250 milyon dolar tutarındaki kulüp kredisi için, 4 yıl vadeli LIBOR + yüzde 2 yıllık faiz maliyetli yabancı para yükümlülüğümüzü sabit faiz ile TL yükümlülüğe dönüştürdük.

- Orta vadede Turkcell gelirlerinin nasıl dağılmasını bekliyorsunuz? Telekomun orta ve uzun vadeli geleceğine dair öngörüleriniz nedir?

Daha önce 3 yıllık yatırım planımızı açıklamıştık. 2018 yılına kadar toplamda 18 milyar TL’lik yatırım miktarına ulaşmayı öngörüyoruz. 2018’e kadar yapacağımız yatırım ile de yaklaşık 175 bin kişiye dolaylı istihdam yaratacağız. Hem hizmet verdiğimiz platformlardaki hem de şebekemiz için yatırımlarımızı aralıksız sürdüreceğiz. Hedefimiz olan toplam telekomünikasyon pazarı liderliğinde emin adımlarla ilerliyoruz.

- Türkiye’de akıllı telefon penetrasyonu ve data kullanımları nereye geldi? 4.5G’den sonra data kullanımında ciddi bir artış oldu mu?

Turkcell olarak 4.5G’de sadece 6 ay gibi kısa bir sürede dünyanın en güçlü altyapılarından birini Türkiye’de kurmayı başararak 1 Nisan’da müşterilerimizin kullanımına sunduk. Yine aradan geçen 6 ay gibi kısa bir zaman içinde 4.5G abone sayımız 19 milyona ulaşırken, 4.5G şebekemiz üzerinden taşınan data trafiğinin payı yüzde 22 oldu. 4.5G kullanıcılarının katkısıyla abone başına data kullanımı geçen yıla göre yüzde 61 artarak 2.6 GB oldu. Türkiye’deki akıllı telefon penetrasyonu ise daha da ivme kazanarak üçüncü çeyrek sonunda yüzde 62’ye ulaştı.

- Data kullanımı açısından Türkiye ve dünyayı karşılaştırır mısınız?

Türkiye'de 2015 yılı boyunca SIM kart başına tüketilen aylık datanın yaklaşık 637 MB olduğunu görüyoruz. Bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 80 artış gösteren bu veri dünyada en yoğun mobil data tüketen ülkeler arasında bizi ilk 20 ülke arasına sokuyor. İlk 20 sırada yer alan ülkeler arasında gerek nüfus, gerekse yüzölçümü olarak Türkiye ile aynı klasmanda değerlendirilemeyecek ülkeleri bir yana koyduğumuzda İsveç, Güney Kore, ABD, Japonya ve Avustralya ile birlikte dünyada en yoğun data tüketimi yapan ülkelerden birisiyiz. 2016 sonu rakamlarında 4.5G'nin yarattığı fark ile gözle görülür bir büyüme göreceğimizi öngörüyorum. Bizim şebekemizdeki verilere baktığımızda abone başı tüketilen datada 2.6 GB ortalamasını görüyoruz. Bunu 4.5G kullanıcısı olan abonelerimizle yeniden hesapladığımızda da abone başı 4.3 GB gibi bir aylık tüketim tablosuyla karşılaşıyoruz ki bu da Avrupa ortalamasının üzerinde bir rakam.

- 5G ile ilgili çalışmalarınızın devam ettiğini biliyoruz. Şu anda hangi aşamaya geldi?

Biz 4.5G’de dünyanın en güçlü altyapısını hayata geçirirken amacımız bir yandan da 5G’de öncü olmaktı. Türkiye’nin teknoloji üreten ülke konumuna gelmesi yolunda 5G’nin çok önemli bir fırsat olduğunu düşünüyor ve 5G teknolojilerinin geliştirilme sürecinde aktif rol alıyoruz. Bu amaçla son 1 yıldır hem ulusal hem de küresel ölçekte çok önemli işbirlikleri yaptık. 5G’de yapılacak saha testlerini yönetecek şirketler arasında Türkiye’den sadece Turkcell’in yer alacak olması da bu çalışmalarımızın ilk sonuçlarından birisi. Bu süreçte kazandığımız bilgi birikimi ve deneyimimizi ise dünyada 5G teknolojilerini geliştiren birkaç ülke arasına girmek için iş ortaklarımızla paylaşıyoruz.

- Yeni Nesil Mobil Şebekeler Birliği’nin küresel ölçekte yapılacak ilk 5G saha testlerini Turkcell yönetecek. Bu konuda Turkcell’in seçilmesinin öyküsü nedir? Ne zaman başlayacak?

Dünyada mobil teknolojiler alanında önemli çalışmalar yapan ve Turkcell’in 2013 yılından beri üyesi olduğu NGMN (Next Generation Mobile Networks Alliance / Yeni Nesil Mobil Şebekeler Birliği), yakında gerçekleştirilmeye başlanacak 5G saha testlerini Turkcell olarak bizim yönetmemize karar verdi. Açıklanan takvime göre 2017 yılının nisan ayında 5G’nin öncüsü sayılan ilk standartlar belirlenecek. Ardından altyapı üreticileri bu kriterlere uygun ilk prototipleri geliştirecek. Sonrasında ise Türkiye’den sadece bizim yer aldığımız bir konsorsiyum bu ürünlerin global ölçekte yapılacak saha testlerini yönetecek. Böylece özellikle son bir yıldır yaptığımız 5G işbirlikleri çerçevesinde kazandığımız deneyimleri 5G testleri sürecine aktarma fırsatı yakalarken, 5G standartlarının belirlenmesinde de aktif rol alacağız.

- Türkiye’de telekom sektörünün büyüme potansiyelini diğer ülkelerle karşılaştırır mısınız?

Son yıllarda teknolojideki hızlı ilerleme ile birlikte hemen her sektör değişmeye başladı ve yeni iş alanları açıldı. 4.5G ile bu değişim daha da hızlanıyor. Mobil internetteki hız ve kapasitelerin artması, iş yapma şekillerini de değiştirecek. Telekom sektörü ise bu değişimin itici gücü durumunda yer alıyor. 4.5G aynı zamanda önümüzdeki birkaç yılda yaygınlaşacak teknolojilerin önünü açacak olması açısından da önemli bir teknoloji. Genişbant yatırımları ve olanakları genişledikçe klasik altyapı yatırımlarına olan ihtiyaç da azalıyor. Genişbant penetrasyonundaki her yüzde 10’luk artış yeni girişimci sayısını da sırasıyla yüzde 21, yüzde 12 ve yüzde 8 oranında artırıyor. Turkcell olarak kurduğumuz bu güçlü 4.5G altyapısı, bireysel kullanıcılarımızın mobil deneyimini bir üst seviyeye taşırken, şirketlerimizin de global rakipleri ile rekabet etme gücünü artırmaya yardımcı olacak. Dünyada 5G çalışmaları yoğunlaşırken, 5G’nin ana omurgasını oluşturması beklenen 4.5G teknolojisinde dünyanın en güçlü şebekelerinden birisini kurarak, İstanbul’u dünyanın en hızlı mobil internetine sahip şehri haline getirdik. Biz 4.5G’de dünyanın en güçlü altyapısını hayata geçirirken amacımız bir yandan da 5G’de öncü olmaktı. Türkiye’nin teknoloji üreten ülke konumuna gelmesi yolunda 5G’nin çok önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz ve 5G teknolojilerinin geliştirilme sürecinde aktif rol alıyoruz.

- Turkcell şu anda hangi ülkelerde hizmet veriyor, yılsonunu kaç ülkeyle tamamlayacak? Yurtdışında yeni satın alım ihtimali var mı, varsa hangi bölgelerde olabilir?

Turkcell Grup olarak Türkiye ile birlikte iştiraklerimizin bulunduğu 9 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Hizmet verdiğimiz bu ülkeler Ukrayna, Belarus, Azerbaycan, Kazakistan, Moldova, Gürcistan, Almanya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC). Her zaman Turkcell’i güçlendirecek; stratejik opsiyonları değerlendiriyoruz. Yatırımı önceliklendiren, büyüme odaklı bir şirketiz, özellikle coğrafi ve kültürel olarak bize yakın pazarlarda fırsatlara açığız.

- İnternet hizmetlerinizin büyümesinden memnun musunuz? Burada hedefleriniz neler?

Son açıkladığımız finansal sonuçlara baktığımızda büyümenin itici gücünün data olduğunu görüyoruz. Özellikle dünyanın en güçlü 4.5G altyapısını kurmamızın da etkisiyle mobil datada yüzde 97 gibi güçlü bir artış görüyoruz. Bu da büyümemizin yüzde 72’sini sağlayan bir tablo ortaya koyuyor. Sabit data yüzde 14 ve servis gelirleri de yüzde 14’lük büyüme katkısı veriyor. Data bizim için son derece önemli. Datayı altın, petrol, doğalgaz gibi değer olarak görüyoruz, bu doğrultuda bu yıl Türkiye’nin en büyük ve en modern veri merkezini Gebze’de hizmete açtık. Ankara ve İzmir’de de yine bu klasmanda son teknoloji iki veri merkezi daha inşa ediyoruz. “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” söylemimiz doğrultusunda data hem finansal hem de stratejik değeri olan bir unsur olarak ana odaklarımızdan biri olmaya devam edecek.

- Ödeme sistemleri konusunda faaliyet gösteren Paycell, kaç kullanıcıya erişti? Özellikle hangi sektörlerde kullanılıyor?

2016 başında Turkcell Finansman A.Ş ile BDDK’dan tüketici finansmanı alanında lisans almıştık, şimdi de Turkcell Ödeme Hizmetleri A.Ş ile ödeme hizmetleri alanında lisans aldık. Mobil ve dijitalleşme her sektörü yeniden tanımlanıyor, kuşkusuz ödeme hizmetleri de hepsinin tamamlayıcısı olarak öne çıkıyor. Dijitalleşen dünyada hem işyerlerine hem de son tüketicilere Paycell ile yeni nesil ödeme hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Bu yeni dönemde Paycell markası ile hizmet veren ödeme platformumuzun sadece Türkiye’de değil bölge ülkelerde de değer yaratacağına inanıyorum. Sadece geçen yıl yaklaşık 2.5 milyon Turkcell abonesi bu ödeme hizmetlerini kullanmıştı. 2016 yılında Paycell markası altında birleştirdiğimiz ödeme hizmetlerimizi akaryakıt, restoran, e-ticaret başta olmak üzere birçok sektörde yaymaya devam edeceğiz. Son olarak da Shell ve Zubizu ile bir işbirliği yaparak tüketicilerin yakıt alımlarında büyük kolaylık sağlayacak uygulamayı başlattık. Teknoloji gücümüz ve güçlü altyapımız sayesinde müşterileriniz artık daha çok alanda Paycell ile kusursuz ödeme çözümleri yaşayacak.

- Mültecilere yönelik “Merhaba Umut” projesi kapsamında uygulama kaç kez indirildi? Uygulamanın en çok hangi özelliği kullanılıyor? Bu uygulamayı geliştirmeyi düşünüyor musunuz?

Bugüne dek attığımız her adımda sahip olduğumuz teknoloji gücünü toplum için faydaya dönüştürmeyi hedefledik. ‘Merhaba Umut’ projesini geliştirirken de bu idealle yola çıktık ve ülkemiz sınırları içerisine kısa ya da uzun süreli dahil olan bireylerin bizlerle birlikte yaşarken aynı koşullara sahip olmasını istedik. Yine odağımıza fırsat eşitliğini aldığımız projemizde amacımız başta Suriyeliler olmak üzere ana dili Arapça olan göçmenlerin ülkemizde dil ve kültür olarak yabancılık çekmelerinin önüne geçmekti. Bunu sadece bir ay gibi bir kısa sürede 140 bin aktif kullanıcıya ulaşarak büyük oranda başardığımızı gururla söyleyebilirim.

Suriyeli göçmenlerle birlikte anadili Arapça olan ve Türkiye’de kısa ya da uzun süreli kalacak herkesin Türkçe öğrenme, iletişim kurma ve bilgi edinme ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayan uygulamamız herkese açık ve ücretsiz. Merhaba Umut uygulaması ile Türkçe günlük konuşma dili, sesli çeviri, acil durumlar ve Türkiye’deki günlük yaşama için gerekli bilgilerin yanı sıra Arapça Çağrı Merkezi’ne kolay ulaşım özellikleri sunuyoruz.

Bundan sonra da Suriyeli genç ve çocukların anlamlı bir yaşam şansı elde edebilmeleri için içinde bulundukları uyum sürecinde teknolojimizle yanlarında olmaya devam edeceğiz.