Turkishtime sanat ekonomisi yazarı İsmail Hatunoğlu’nun kaleminden… En güzel koleksiyon kimde?

Koleksiyonerlik, düşünme, bütçeleme , karar alma- uygulama, satın alma, tasnif etme, biriktirme, sunma ve arşivleme işi olup, zamanla oluşan bir etkinliktir. Öncelikle, bu işin zevkle yapılıyor olması gerekir. Zevk almadığımız bir işte ne süreklilik sağlayabilir ne de anlamlı bir koleksiyon oluşturabiliriz. Koleksiyonerlik bir anda para ile “olan” bir şey değil süreçle “oluşan” bir yaşanmışlıktır.
Bir düşünce sistematiğinde toplanmayan şey anlamlı değildir. Dolayısıyla düşünmek, kurgulamak, tasarlamak, hayata geçirmek, geri beslemelerle koleksiyona bütünlük içinde yön vermek, hareket ettirmek gerekir. Yani parçalardan oluşan anlamlı bir bütün oluşturmak, o bütünü hareket ettirmek ve hareket esnasında bütünü bozmadan geliştirmek gerekir.
Her uğraşın alt ve üst olmak üzere bir bütçesi vardır. Bütçeleme yapılmadığında ya süreklilikten ya da standarttan taviz verilmiş olur.
İlk başta olmasa bile zamanla içerikte de kendimize ait bir sınırlamaya gidip alanımızı daraltmamız gerekir. Aksi halde koleksiyon anlamını yitirecek, ya değeri korunamamış, depoda çürüyen ya da biriken ama değeri olmayan bir nesne haline gelecektir.
Satın alınacak işin bütünün parçası olacağı düşünülüp önceden karar verilmelidir. Ani alımlar her zaman pişmanlık yaratır. Kesmeden önce tasarlamak ve ölçmek gerekir. Satın alınan her eser bulmacanın bir parçası gibi düşünülmeli, tüm süreç tamamlandığında bulmaca tamamlanmış, hayata dair bir soyutlamaya ulaşılmış olmalıdır.
Bütün, kafanızda netse satınalım kolay olacaktır. Ancak, aslalon ve daha zevkli olan uygulama ve geribeslemelerle yola çıktığınızdaki planı geri dönmeden ve pişmanlık yaşamadan yolda geliştirebilmek, plan dışını keşfederek yolculuğu çıkış anından daha zengin hale getirebilmektir.
Satın alınan parçaların tasnif edilmesi, yerleştirilmesi ve neyin eksik kaldığının ortaya çıkarılmasıyla, gerekirse ilave ve çıkarmalarla koleksiyon bir üst modele taşınabilmelidir. Bütçemizle sınırlı olarak birden çok bütüne sahip olabiliyorsak tasnifi de bir üst modele taşımış oluruz.
Biriktirdiklerimizi zamanla gözden geçirip değerlendirebilmek için belli bir süre sergilemek, üzerinde konuşmak, yorumlamak, yorum almak mevcut anı ve sonraki süreçleri daha zevkli hale getirecektir. Koleksiyonun yaşaması aslında onu yaşamın içinde tutmakla mümkündür.
Koleksiyonu her zaman sergileme imkanı olmayabilir. Arşivleme, koruma, yeni eserler için yer açma ve arandığında zarar görmeden bulma ve kayıtlar üzerinden izleme imkanı yaratır.
Bu sürecin başı, ortası ve sonunda mutluysanız doğru yoldasınız demektir. En güzel koleksiyon sizin olandır, sizin gibi tek ve özgünse. Sıradan bir şey ancak bu şekilde özgün hale gelebilir.